bugün

yeşilçam filmlerinde sıklıkla tekrar edilen sahne (veya replik)lerdir.
(bkz: nasıl düştün buraya)
nayır nolamaz en klasiğidir.
(bkz: bedenime sahip olabilirsin ama ruhuma asla)
(bkz: aşkımızı parayla satın alamazsınız)
(bkz: ben senin bildiğin kızlardan değilim norhan)
araba çarpan kızın/oğlanın gözlerinin kör olması. ameliyat için 10.000 lira gerekmesi...
Güzel olduğunuz kadar küstahsınız da...
nayıııır! nolamaz!!!

izdivacımıza bir mani mi var ?
(bkz: piçin elimde)
(bkz: kurtarıcam seni bu hayattan)
partiye davet edilen kızın cevabı:

"beybabamdan izin alır almaz geliciğim."

züppe sevgilinin, insaflı kızı, fakirlere acımasından vazgeçirme çabası:

"bırak şu sefilleri kuzum."

kör olmuş Ayşe'nin evin bahçivanının hıçkırıklarla boğulmuş sesini duyması ile:

"ne o, yoksa ağlıyor musunuz?" demesi.
biz ayrı dünyaların insanlarıyız... sen zengin fabrikatörün oğlu, ben ise fakir bir ailenin kızıyım...*
sen zengin fabrikatörün kızı, ben ise fakir bir ailenin oğluyum...
nen var kuzum.
-o amca,senin baban yavrum!
-baba,babacığım...
-durun! bu evlilik gerçekleşemez
+neden niçin
-çünki, çünki siz kardeşsiniz
kazadan sonra kötürüm olan kız için eve gelen doktorun aileye cevabi :
''düzelmesi için ani bir şok gerekli. ''
(bkz: tutmayın küçük enişteyi)
Pembe panjurlu olacak o yav! *
(bkz: pembe panjurlu ev)
önce sola sonra sağa sonra tekrar sola bakmayan sarışın bayanlar.

20 km ile giden freni tutmayan 60-70 serisi chevrolet'ler.

filmlerin bitişinde yazan ''son'' yazısı... uzar da gider.
iki insan birbirine aşık ise , mutlaka dağda , bayırda kırda dolaşır. Yani bir ormanlık alan veya yeşillik mevcuttur. Ne ima etmeye çalışmışlar teee o zamanları... şimdi anlıyorum.
film: battal gazi destanı
başrol: cüneyt arkın
-hoşgeldiniz babacığım.
+Noşbulduk yavrum!
bu sadece "N" klişesinin olduğu bölüme bir örnek. Cüneyt Arkın kısmına gelirsek, duvardan duvara sıçramalar, bir tabur askerin üstüne atlayarak hiç sağ bırakmama, sıçraya sıçraya usanmadan 50 tane bıçak atma(neresinde sakladığını hala çözemedim), bir seferde 3 ok atma ve bunların hepsinin 12'den vurması, düşmanın tarafından bir manita yapması, işkence gördükten sonra ölecek haldeyken eskisinden iyi olması, her filmde tek başına haçlı bırakmaması... gibi sonu gelmez klişeler içerir...
kahramanın telefonda konuşurken ,karşıdan ses gelmemesi üzerine ahizenin konulduğu yere diğer eliyle vurması.
-nalo! nalo!
o öyle olmuyor, öyle yaparsan kapanır zaten.*
-fatma nicün dansetmiyorsun?
-ben dans etmeyi bilmem küçük hanım
-muhahhahahahaaaaaa buddaaaaaaaaalllllllaaaaaaaaaaaaaaa...........
-kocası ölen kadın illaki kötü yola düşmek zorundadır. oğlu ve akrabaları tarafında reddedilmezse olmaz.
-benim annem nerde baba? sorusunun cevabı hiç şaşmaz. 'senin annen bir melekti yavrum'
-hayır ve olamaz kelimeleri başlarına mutlaka n harfi alıp nayır, nolamaz şeklinde ikilemeye dönüşür.
-iki sevenin arasına başka biri girmezse olmaz.
-seven iki kişiyi ayırmaya çalışan baba sonunda insafa gelip çifti bağrına basar.
tüm filmleri erler film'in sunması.
(bkz: erler film sunar)
- denize bakan o tepe yerde, ille de o ağacın ardında esas kızla, esas oğlanın mutlaka saklambaç oynaması.

- tüm kadınların ağlama sahnesinde yine illa odasına koşarak yatağa abanarak ağlaması.
(kanepede ya da mutfakta, evin farklı bir bölümünde hem de ayakta falan ağlayamıyolar hiç)