bugün

şüphesiz ki yeşil türbe aslında yeşilin maviye çalan bir tonudur, bu yüzden yeşil türbe denilmiştir.

ama geçen yüzyıllar içinde toplumumuzda kaybolan mimari ve restorasyon kültürü sayesinde ve çomar zihniyeti ile yapılan çalışmalar neticesinde o maviye çalan yeşil renk kaybolmuş, yerini masmavi, parlament mavisi bir türbeye bırakmıştır.
Yıldırım Bayezıd’ın oğlu Çelebi Sultan Mehmet tarafından Yeşil Camii ile birlikte yaptırılmıştır. Neticede Yeşil Camii de yeşil değildir. Türbe kentin Yeşil semtinde bulunmakla beraber Yeşil Cami’nin karşısındaki tepe üzerindedir.

Yeşil ve “firuze yeşili” dedikleri turkuaz çinilerle yapılması yeşilden çok maviyi andırıyor olsa da renginden çok bulunduğu semtin adıyla bütünleşmiş olma ihtimali kuvvetle muhtemel.

Edit: Yeşil mahallesi ismini Yeşil Türbe, Yeşil Cami ve imaretlerinden almış olması da ihtimal dahilindedir.
(bkz: yeşil bursa)
insan gözünün yakın zamana kadar maviyi ayırt edemedigini kanıtlayan olaylardan biri.
(bu bilinen bir gerçektir. )
aslında insan gözünün evrimini de kanıtlıyor.
aslında evrimi de kanıtlıyor.
Olayın Aslı şudur. Aslında yeşil türbe ve yeşil cami güzel bir yeşil rengi olan taşlardan yapılmıştır. 1800 yıllarda büyük Bursa depreminde bir çok yapı gibi meşhur çiniler zarar görmüştür. Kalan çinilerin parçalarını yeşil türbe içersinde tam çelebi Mehmet’in mezarının karşısında görürsünüz. Onun harici orijinal mermerler yoktur. Aynı şekilde cami içinde de az bir parça orijinal mermerler durmaktadır. Evet.
Yıldırım Beyazıt'ın mezarının nerede olduğu hakkında kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Bazı rivayetler onun Suriye'de, diğerleri ise Türkiye'de gömüldüğünü iddia eder. Ancak, mezarının kesin yeri tarihsel olarak belirlenememiştir.
isiklarla daha bi yesilimsi hava veriyorlar gerci rengi fark etmez, türbe türbedir çaput bağlar geçerim.
yıldırım, önce seyyid mahmud hayrani türbesi'ne gömüldü.. bildiğim kadarıyla, moğollar tası tarağı toplayıp gittikten sonra bursa'ya getirildi..

bu seyyid mahmud hayrani türbesi'nde bir de hacı ibrahim veli vardır. iki zat'ın iki ahşap sandukasından biri danimarka'da, diğeri burada, diye hatırlıyorum..

sanıyorum hacı ibrahim veli sandukasıydı giden... devlet zırıltı, saçma sapan, etütlük denilen sikkelerle uğraşacağına bunları getirmeye çalışmalı... yine danimarka'da, cizre ulu camii kapı tutamaçlarının bir parçası duruyor.. bunların ispatı çok mu zor, allah aşkına? tutamaçın yarısı burada, daha neyin ispatı yani...

yıldırım konusunda, demir kafes olayı doğrudur bence, o dönem böyle bir adet yaygındı... fakat timur'la bayezid'in arasının aşırı kötü olduğunu sanmıyorum (kaynağım: tevarih-i ali-i osman).

yeşil türbe hususunda.. felaket özel bilgilere sahibim fakat, bir şey demek de yanlış olur şimdi...
güncel Önemli Başlıklar