bugün

yerli dizi sektörü malumunuz pek gelişmiş halde. yer gök dizi, haftanın her gününe izleyici gruplarına ayrılsa bile izlenemeyecek kadar çok dizi var. zaten popülerliğe ve izlenme oranlarına bakıldığında zaten kalabalığın arasından sıyrılanların sayısı belli. onu da belirleyen reklamlar ve kanalın dizi üzerine düşme oranı. misal bu sene hanımın çiftliği üzerine çok gidiliyor.

türk dizi sektörünün gidişini kestirmek pek zor değil. izleyicinin ağırlıklı olarak aşk üzerine kurulu dizileri sevdiği gerçek. fon olarak da ağalık düzenini kullanmak pek popüler. yıllardır tükenmedi. ne bereketli konuymuş. ya da ne doymaz izleyiciymiş demek daha doğru.

izleyicinin bir diğer favorisi özellikle dadı dizisinden sonra sit-com adı verilen komedi dizileri. gerçi bu dizilerde özgün senaryo oldukça az sayıda. çekilen dizilerin çok büyük bir bölümü yabancı yapımların uyarlaması konumunda.

pek tabi ki çocuk dizileri var. sihirli, perili diziler özellikle çocukların akşamları kontrolü ele geçirmesiyle daha da ağırlık kazandı.

sonra edebiyat uyarlamaları var. gerçi bu konsept yeni değil, hatta şimdiki uyarlamaların hemen hepsinin daha önceden trt tarafından çekildiği de bir gerçek ama özellikle ay yapım'ın yaprak dökümü, aşk-ı memnu, dudaktan kalbe gibi dizilerle konuları günümüz ortamında çekmesi ilgiyi üzerine çekti.

dönem dizileri de var tabi. tarihi gerçeklerden türetilmiş ya da özellikle son yıllarda yakın tarihi, özellikle de 80'leri konu alan diziler de çekilmekte. gerçi bu dizilerin en büyük handikapı olaylara taraflı bir bakış açısıyla yaklaşması ve gösterdiği görüntülerin ya da yaşam kesitlerinin gerçek olarak algılanması.

ne yazık ki sektörün beceremediği dizi formatının başında gençlik dizileri ve polisiye diziler gelmekte. bunca yıllık tv tarihimizde kaç tane başarılı örnek gösterebilirsiniz? iz peşinde her ne kadar kısa olsa da belki de çekilmiş en iyi polisiye dizi örneğimizdi. şimdinin arka sokaklar'ı ile kıyaslanmaz bile. gençlik dizisi örneği hatırlamıyorum bile. varsa da muhtemelen çocuk dizisine kayma eğilimi gösteriyor.

şimdi bu konuya neden bu kadar daldığımı ya da bu kadar uzattığımı sorabilirsiniz. ezel adlı diziyi izlerken aklıma geldi. evet bazen güzel senaryo fikri ile başlıyor senaristler ama nedense arkası gelmiyor. dizi gereksizce uzuyor, senaryo yabancı dizilerde olduğu gibi bağlanamıyor ya da derinleşemiyor. hemen her olay izleyiciyi düşünmeye sevk etmeden çözülebiliyor. mesela lost'u düşünün. hakkında sayfalarca teori geliştiriliyor. ya da diğer yabancı dizileri; izlerken heyecanlanıyoruz. sezon finalleri klişe sonlarlar bitmiyor. ah keşke bizimkiler de böyle olabilse.
güncel Önemli Başlıklar