bugün

yenilgi yaşamış olma durumu. bir tür kaybedenler kulübü olayı...

oyunda, sporda yenilmiş olmaktan gibi görünse de konu aslında çok daha fazlasıdır. bir de insanın yaşama karşı yenilmişliği vardır.

kişinin yenilmişi nasıldır? bir kere yenilmiş insanlar hayatlarında bir ülkü edinmiş insanlardır. politik, kariyer, özel yaşam... bunların her hangi birinden olabilir bu ülkü. meselâ 68 kuşağının gerçek inananları yenilmişlerdir. yaşamlarını adadıkları sol davası yerle bir olmuştur. meselâ insanın çocukluk aşkının evlenmesi... meselâ kişinin yaşamının 25-30 yılını harcadığı kariyerinin bir türlü kariyer hâline gelememesi...

özel yaşamdan söz edelim:

yenilmişler, kafaları bassa da gerçekleri bilseler de doğruyla yanlışı ayıramayacak duruma gelirler. uzanan hangi elin dost, hangi elin düşman olduğunun ayırdına varamazlar.
sevgilileri tarafından hep aldatılmış, kandırılmış, kullanılmış kadın mesela...
o kadar üzülmüş ve tüm dengesini yitirmiştir ki... dürüst, güvenilir bir erkek istediğini söyler de karşısına çıkıp da hoşlanmayacağı doğruları söyleyen erkekten bile korkar olur.
bir kısırdöngüdür bu. dürüstlük ister ama bundan korkar. güven ister ama güvenilmezlerle olur. çünkü tatlı yalanlar acı gerçeklerden daha güzel gelir ona. 12 aylık ilişkinin 10 ayında ayrılmak isteyip de ayrılamayan kadındır. bitmiş bir ilişkiyi kendine zarar vererek süründüren kadındır.

insanın kendine inancını sarsar. doğru ve yanlışı ayıramamasına neden olur.

erkek meselâ...
değer verdikleri kırmıştır. vermedikleri ise bir türlü yakasını bırakmamış. bu erkek de dengesini şaşırır. dürüstlük ile öküzlük ayarını kaçırır. karşısına yenilmiş bir hatun çıkar. kadın korkar, erkek "nasılsa olmaz" der. korkak kadının, dürüst öküzümüzden ödü patlar...

sonuç: mutlu olamayan ve daha kötüsü mutlu olmayı bilmeyen insanlar.

oysa dürüst erkeğimiz öküzlüğe kaçmasa. korkak kadınımız ortada korkacak bir şey olmadığını görse... hiçbir şey olmasa güzel bir arkadaşlık olmaz mı? olur!

yenilmişlik budur işte.