bugün

Ereğli Sazlıkları kurutulmadan önce Türkiye nin en geniş sazlıklarına sahip sulakalanıydı . 20. yüzyılın başından kalma topoğrafik haritalarda , Ereğli nin batısında ve kuzeyinde yaklaşık 21 bin 500 hektarı bulan bir sulakalan ekosistemi görülüyor .


1997


Ereğli Sazlıkları nda 15 000 hektarı 1950 li ve 1960 lı yıllarda , 1200 hektarı ise 1983 yılında olmak üzere toplam 16 200 hektarlık sazlık ve bataklık alan drene edilerek kurutulmuştur . Geri kalan bölümü ise gölü besleyen suların tamamı barajlarda tutulduğu için 1980 li yılların sonuna doğru kurumaya başlamıştır .
Günümüzde, sadece küçük bir su aynası (2006 yılında bu ayna da kurumuştur) ile bunu çevreleyen sazlıklar ve geniş çorak alanlar kalmıştır.


2005


Ereğli Sazlıkları'nın kurutulmasıyla Türkiye nin en geniş sazlıkları , sulak çayırlıkları yok edildiği gibi , suyun çekildiği ve taban suyunun düştüğü alanlarda ciddi boyutlarda bir erozyon başlamıştır . Sulakalanın kurutulması nedeniyle bu ölçüde erozyonun yaşandığı Türkiye'de başka bir örnek bulunmamaktadır .

Ereğli Sazlıkları besin varlığı, özellikle de balık stokları yönüyle ülkemizin en zengin sulakalanlarından biridir . Sadece 2000 çift Ak Pelikan ın alanda kuluçkaya yatması dahi bunun en önemli göstergesidir .
ivriz ve Gödet barajlarının inşa edilmesi ve alanı besleyen tüm suların bu iki barajda tutularak tamamının sulamaya verilmiştir . Bu nedeniyle su seviyesi düşmüş , sazlık ve bataklık alanlar büyük ölçüde kurumuş , buna bağlı olarak da geçmişte büyük sayılarda alanda üreyen beslenen ve kışlayan pek çok kuş türü ya alanı tamamen terketmiş ya da sayıları oldukça azalmıştır .


Maksimum alan : (Doğal durumunda) 21 500 hektar / BUGÜN 1500-2000 HEKTAR


2002-2003 yıllarında yapılan gözlemlerde geçmişte önemli sayılarda üreyen ve alana Önemli Kuş Alanı (ÖKA) statüsünü kazandıran türlerden pek çoğuna rastlanmamıştır .

Ereğli Sazlıkları'nın kurutulmasıyla Türkiye'nin en geniş sazlıkları , sulak çayırlıkları yok edildiği gibi , suyun çekildiği ve taban suyunun düştüğü alanlarda örneğine rastlanmayacak boyutlarda bir erozyon başlamıştır .

Turgut Yavuz

Sadece kuşlar mı ? Su varken ot da oluyordu . Malımız yayılıyordu . Şimdi malımızı yayacak mera kalmadı . Görüyorsun bak , her yer kupkuru . Çöl oldu . Şurda Böğecik Köyü var . Meyvecilik yaparlar . Göl varken , suyu rutubet yapıyordu . Don almıyordu, kayısı kaldırabiliyorlardı. Ama şimdi , kayısı işi bitti . Çünkü çiçekte don alıyor , bütün ürün gidiyor . Ağaçlarını söküyor adamlar .


Cengiz Abdullah

Maalesef Ayrancı ya , Karaman a baraj yapıldı . Hele sonradan ivriz Barajı nın yapılması burasını bitirdi . Üstüne Ereğli nin fosseptiği , Sümerbank ın , şeker fabrikasının atıkları mahvetti sazlıkları . Büyük zararı dokundu kuşlara . Her geçen gün daha kötüye gitti . Sonunda göl oldu çöl !

Necmettin Uysal

Dedem zamanında nasıl kullanıyorsak , şimdi de öyle : salma sulama . Bu hem toprağın üstündeki verimli kısmını alıyor , gidiyor , hem de su yetişmiyor . Yağmurlama sulamada %70 , damlama sulamada ise %90 su tasarrufu sağlanıyor . Devletin buna el atması lazım .

Ereğli de de , 2004 yılında hiçbir meyve olmadı , yetişmedi . Sebebi de , 2-3 derece bir ısı düştü , don aldı . Elbette Akgöl duruyor olsaydı , rutubet de olacaktı . Bu don da yaşanmayacaktı , Ereğli de meyvesini alacaktı . Ziraat in açıklaması : 22 trilyon zararı var . Sadece meyvede değil zarar . Buğdayda da , arpada da su alamadığı için verim düştü . Pancarı da düşünürsek 22 trilyonluk zarar 8-10 katına çıkar .

işte doğaya müdahale ettiğiniz zaman tepkisi çok şiddetli oluyor , bir daha da geri dönüşü olmuyor .

Kaynak: Doğayı ve Çevreyi Koruma Derneği 15.02.2007
güncel Önemli Başlıklar