bugün

eski dönemlerdeki mutlu, fakir ama savaşların bu derece yoğun yaşanmadığı, benzin sıkıntılarının, yağ kuıyruklarının, eski yolların olduğu eski düzen ile şimdiki nispeten refah seviyesinin daha ileride olduğu ama tüm komşularımızla kaotik bir savaşın eşiğinde, şizofren, bunalımlı, teknolojik bağımlısı ve cahil insanların olduğu düzenin karşılaştırmasıdır.

iki durumu da gördüm. tercihim eskisinden yana. belki çok paramız yoktu, belki eski, tozlu sokaklarda koşturuyuyorduk, belki bir topla 2 sene oynuyorduk, belki çok azımızın arabası vardı, belki muz yiyemiyorduk ama mutluyduk amk mutluyduk.

belki şimdiki gibi binlerce filme, kitaba, müziğe ulaşamıyorduk ama bir kasetin, bir kitabun bizim için çok büyük anlamı vardı.

belki ellerimizde o sktiğimin telefonları yoktu ama daha çok konuşuyorduk, görüşüyorduk, sosyalleşiyorduk.

olm vita tenekelerinin içindeki çiçeklerle büyüdük biz. şimdiki gibi kokmayan çiçeklerle değil.

ya da ne bileyim biz bilmedik komşumuzun ırkını, kökeninini. insan diye sevdik onları.

belki bir bisikletimiz yoktu ama rulmanlı tahta arabalara bindik.

atarimiz, tutarimiz yoktu ama saatlerce top oynadık, annemizin salçalı, reçelli ekmeğini yedik biz sokaklarda.

market falan yoktu, ucuz olsun diye pazara gittik, organik yamuk yumuk sebzeler yedik ama lezzetiyle yedik. turfandanın ne olduğunu bildik. yaz gelsin de patlıcan, salatalık çıksın diye bekledik.

belki her istediğimizde kola içemedik, kola ayda bir cam 1 lt lik şişede girdi evimize.

tek televizyon kanalımız vardı bizim, siyah beyazdı ama aydınlıktı. şimdiki gibi kör cehaletin, karanlığın içinde değildi. akşam üzeri okuldan gelince trt açılsın diye bekledik, beraber istiklal marşını söyledik, bob ross'la resmi sevdik, adile naşit ile yatağa gittik, pazar sabahları anne babamızla kovboy filmi izledik, akşam ütü kokusuyla cenk koray izledik biz. belki n tane kanalımız yoktu ama pazartesi sabahı okula gittimizde arkadaşlarımızla aynı şeyi izlediğimiz için hep birlikte o programları, filmleri, dizileri konuştuk biz.

ecevitle demirelin nazik üslupları, ironik atışmalarını gördük biz. yeni düzenin çıkarcı, riyakar, yalancı, ikiyüzlü, sahtekarlarını görmedik çocukluğumuzda.

ya ben çok yaşladım, nostalji nöronlarım çalışıyor ya da gerçekten bu ülkenin, gençliğin, jenerasyonun içine edildi.

mutluyduk lan biz, belki parasızdık ama mutluyduk.
nostaljiye duyulan özlem boş bir tesellidir bence. ayrıca insanlar çok açlık, sefalet çekti. hasta oldu ve onla mücadele edip öldü.

bide daha çok savaş oluyor günümüzde demek yanlış bence, daha fazla insanlar farkında, artık her yerden bilgi geliyor. dünyanın öbür ucunda ölen birini bile buradan okuyabiliyoruz.

tek kötü yanı sosyalleşememek belki ama burada da karmaşık bir düzen var, kimse bilgisayara girip boş ekrana bakmıyor, iletişimi buradan sağlıyor.

teknolojinin ileriye gitmesini nostaljik hayallerle süslemek bence saçma oluyor, insanlar şu an daha zengin ve daha bir şeyleri farkında.

eskinden bir köyde doğup hiçbir şey görmeden ölüyordun ama şimdi şehirdesin ve bir sürü insanla görüşmek zorunda kalıyorsun, okumak zordu ama şu an herkes üniversiteye gidecek konuma kadar geliyor.

iyi yönlerinden de bakmak lazım. yoksa romanlarda aşk okuyup, abi eskiden ne aşklar varmış değip o zamanın aldatanlarını görmeyip kör ütopyayı yaşarsın.
Yeni düzenin zengin, Eski düzenin fakir olduğuna katılmadığım için vs'u seçtiğim karşılaştırma.
Eskiden tüketim çılgınlığı yoktu. Üretim ve ithalat da ona göreydi.
Fazla Muz yiyemiyorduk. Çünkü fazla üretim yoktu. ithalat yoktu. Öyle olunca fiyat yüksekti. Ama kokusuna tadına doyum olmazdı o muzların. Domatesi de sadece bahar ve yaz aylarında yiyebilirdik. Ama o yılın ilk domatesi dişlendiğinde, suyunun ağıza yayılması yok mu? Zenginlik o damak tadındaydı işte. Fakirlikse israil tohumundan üretilen suni domatesler yüzünden o eski güzel tadı sonsuza kadar kaybetmek.
Bir buzdolabını 30 yıl kullanılabilir yapmak, üreticinin gururuydu.
Şimdi arge çalışmalarında en önem verilen konu bir ürünün garanti süresi biter bitmez topu dikmesini sağlayacak şekilde üretilmesini sağlamak. Böylece yenisi satılabilsin. insanlar da yenisini alıp hava atma peşinde olduğundan sorun yok. Eskiden kalitemizi satınalma gücümüz değil insanlığımız belirlerdi. Bu yüzden toplumun daha büyük bölümü zengindi.
ben tercihimi agustus dönemi pax romana'dan veya m.ö 500 atina'dan yana kullanıyorum.

küreselleşmiş dünyanın özgüven patlaması yaşayan özenti ahlaksız sosyal laubali cahil piçlerinin zürrrrriyetini sikeyim.
Eskiden fakir olmamıza değil aslında özlem. . Çocukluğumuza, Masumiyete, her kötülükten bi haber dünyamıza..

Annemiz babamız da muhtemelen şimdi bizim savastigimiz bokların laciverti ile savaştı.

Ama biz çocuktuk bilemedik. Dünya güzeldi.