bugün

ergun özbudun başkanlığındaki bilim kurulu'nca hazırlanan ve tartışmaya açılan yeni, sivil anayasa taslağıdır.

daha açıklanmadan hakkında o kadar fırtına kopartılmışken, epey toz kaldıracağı belli olan taslak hakkında yorum yapanlar ve yapacakların, taslağı önce iyi bir okumaları ve kimsenin karnından konuşmaması tavsiye edilir.

taslağın tamamı için;
http://www.cnnturk.com/Turkiye/anayasa.asp
vatandaşlık tanımı bölümünde öngörülen şekliyle ulus devlet anlayışını yerle bir eden ve sevr anlaşması ile anadolu'da var edilmeye çalışan çeşit çeşit etnik yaratımın önünü açan bir anayasa olması korkutucudur. ama en azından alternatiflerden ikincisi şimdikine daha yakın ve güzeldir. ülkeye olan bağı sadece vatandaşlığa indirmek yanlıştır. türklük duygusu sadece vatandaşlıkla ölçülemez.
radikal gazetesi internet sitesinde 21:30 sularında sıcak haber olarak
yeni anayasa taslağının 'tam metni' yayımlandı. linkteki sayfanın
en alt kısmında taslağın devamının linkleri yer alıyor.
(yukarıda tam metnin cnntürk linki verilmiş ancak
daha okunaklı bulduğum için radikal linkini iliştirdim)
http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=232696
hazırlayan komisyon şu şekildedir:

1. Prof. Dr. Ergun ÖZBUDUN (Komisyon Başkanı)
2. Prof. Dr. Zühtü ARSLAN
3. Prof. Dr. Yavuz ATAR
4. Prof. Dr. Fazıl Hüsnü ERDEM
5. Prof. Dr. Levent KÖKER
6. Doç. Dr. Serap YAZICI

Bu kişilerin ortak özellikleri ise akademik düşünceleri dahil her şeylerini radikal, yeni şafak ve zaman gazetesi dışında bir yerde kamuoyu ile paylaşmamalarıdır.
okuduğumuz da anlamış oluyoruzki eskisinden hiçbir farkı olmayan anayasadır. Gözlatı rejimi, hakların sınırlandırılması rejimi kesinlikle değişmemiş. Değişen tek şey egemenliğin ulusalüstü kurumlarla paylaşımı ve bağımsız kurumlar (yök,mgk, rtük vs.) ile yürütme arasındaki ilişkilerin düzenlenmesidir. Eski anayasada yer alan haklar ne genişletilmiş ne de sınırlandırma ölçütleri sınırlandırılmıştır. Kısacası yürütmenin deli gibi herşeye müdahale edebilidiği (milli güvenlik halinde zorla fikri ve bedeni olarak çalıştırılmak dahil) bir sistemdir.
madde 33/9'da bahsedilen "Uluslararası Ceza Divanı'na taraf olmanın gerektirdiği yükümlülükler hariç olmak üzere, vatandaş, suç sebebiyle yabancı bir ülkeye verilemez" ifadesi hukuk diline uygun değildir, zira hiçbir milletlerarası kişilik bir mahkemeye/divana taraf olamaz, ancak onu kuran sözleşmeye taraf olabilir. Bu madde "Uluslararası Ceza Divanı Roma Statüsü'ne taraf olmanın ... " şeklinde değiştirilmelidir.
eğitim ve öğretim hakkını tanımlayan 45. maddenin 6. fıkrası için iki farklı alternatif getirilmiştir. Bunlar şu şekildedir:

Alternatif 1
(6) Kılık ve kıyafetinden dolayı hiç kimse yükseköğrenim hakkından mahrum bırakılamaz.
Alternatif 2
(6) Yükseköğretim kurumlarında kılık ve kıyafet serbesttir.

Şimdi asıl olarak ilginç kısım şudur ki, yüksek öğretim öğrencilerinin ne giyeceğini anayasaya taşıyan komisyon, yüksek öğretim öğrencilerinin siyasi partiye üye olma ve ifade özgürlüğü kapsamını ise anayasada değil kanunda düzenlemeyi seçmiştir.
-türkiye cumhuriyeti'ne vatandaşlık bağı ile bağlı herkes türktür; yok!
-türkiye devletinin dili türkçedir; yok!
-askeri yargı; yok!
-kılık kıyafet devrimi; yok!
-laiklik; yeniden yorumlanacak!

peki o yok bu yokta akp'nin anayasasında neler var acaba?

aralarında çok değerli(!) eğitim kurumu, demokrasi yanlısı bilgi üniversitesi'nin de hocalarının olduğu akp'li anayasa hazırlayıcı takımın müthiş çalışmasını irdelemeye çalışacağız. içerisinde atatürk'ün ve devrimlerinin olmadığı bir anayasanın ülkemizi ne kadar aydınlık(!) yarınlara taşıyacağını göreceğiz.

bu soroscu anayasa hocalarının ilk bombası türklük kavramı yerine türkiyelilik kavramını oturtması olabilir. nerelisin? türkiyeliyim ağbi hesabı. tabii ki türklük gibi faşist bir kavramı niye destekleyelim ki. 3000 yıllık kimliğimizden vazgeçmemizi bir takım etnik süprüntülerle, batılı liberal dostlarımız istiyorsa elbette vazgeçeceğiz.

senelerden beri akp'nin ve onun temsil ettiği zihniyetin herşeyin başında türk düşmanı olduğunu bu partinin en önde gelen isimlerinin türk olmadığını ve türklük kimliğiyle çatışan isimleri bünyelerinde barındırdığını söyledik. bazıları bizi alaya aldı. şimdi diyorum ki ey akp'ye oy veren bilumum vatandaş! bundan sonra kendine türk dersen en büyük ikiyüzlü ve yalancısın.

sivil anayasanın bir güzelliğide bu ülke için, cumhuriyetin kurumları tarafından yetiştirilmiş askerlerin, generallerin sudan bahanelerle sivil yargı önüne çıkarılabilecek olması. ben ırak'ta yapıldığı gibi saddam'ı nasıl bir kürt hakime yargılattılarsa, güneydoğu da mücadele eden türk subaylarını da kürt hakimlere yargılatmalarını öneriyorum. tabii amerika'nın ancak ve ancak ırak'ı işgal ederek yaptırabildiği bu uygulamayı ülkemizde akp eliyle yapıyor olması da kadayıfın kaymağı gibi bir ironi. işgal kuvvetlerinin ırak'ta çıkartamadığı petrol yasasını utanma ve sıkılma duygularından yoksun bir şekilde, hayasızca, onaylaması için a. necdet sezer gibi bir cumhurbaşkanına gönderen akp partisinden de bu beklenirdi.

tabii biraz da dinci seçmene ekmek atmak lazım. islamı hayat tarzını temsil eden ve kadın hakkı olarak sayılmak şöyle dursun ve fakat kadının özgürlüğü karşısındaki en büyük tehdit olan türbana da üniversitelerde yer vermeli. dininin kendisi için yemek pişirmek, çocuk doğurmak ve erkeğini memnun etmek gibi görevler verdiği ''müslüman'' kadını, sanki inandığı din buna izin veriyormuş gibi, üniversite sıralarında erkeklerle yanyana otursun, kendine meslek edinme gayesi içine düşsün.

efendiler! böyle bir anayasa ancak bir işgal ülkesinde çıkartılır. hırvatistan kendi komutanlarını yargılaması için bastıran ab'ye rest çektiği için üyelik sürecini dondurdular. biz de ise ordu düşmanlarının en büyük destekçisi siyasi iktidar durumundadır. milli kimliğimize, tarihimize, cumhuriyetimize, devrimlere düşman herkes, sayıları ne kadar çok olursa olsun kendi yarattıkları felakette helak olacaklardır. unutmayalım ki türkiye cumhuriyeti yıkılırsa hepimiz bu duvarın altında kalırız ve bu topraklar öyle kolay kolay kimseye de yar olmaz...
dünya'nın tüm anayasaları kurucu meclisler eliyle yapılır. Peki neden kurucu meclis, neden yeni anayasa? Çünkü efendim yeni anayasa; mevcut sistemin değiştirilmesi yeniside diğerinden tamamıyle farklı bir sistemin oturması, vatandaş ve devetl kurumları arasındaki yeni bağlantıları oluşturacağı gibi mevcut kurumlar arasında da yeni bağlantılar oluşturur. Bununla yetinmez bireyin mevcut ilişkilerini şekillendirerek yeni bir toplumsal sözleşme yapma amacı kurar. Bu nedenle anayasalar birkaç küçük demokratikleşme(me) ifadesiyle yapılmaz, mevcut anayasa değiştirilir. Anayasa'yı değiştirdin mi de babalar gibi değiştirirsin. Hadi gözünü ne büyümüş onu anlamadığım hukuk katilleri ( bunu anlıyor ama kitabından anayasa öğrendiğimiz özbudun hoca bunu nasıl anlamıyor, güç bu kadar mı büyük; aldıkaçtı olma, onar olma hevesi bu kadar mı baskın?
türkiye'nin kabuletmesi halinde, (0) durumundan (-) durumuna getirecek olan anayasa taslağıdır.
ulan amma da seveni varmış 82 anayasasının diyorum ve sözlerime başlıyorum.
bakıyoruz, mgk yok, yök yok, ordudan ihraç edilen askerlere yargı yolu açık, kılık kıyafet serbest, cumhurbaşkanı'nın yetkileri kısıtlanmış, yüce bürokrasi saf dışı edilmiş.
alacaktın üç beş moruk profesör birkaç emekli paşa, oluşturacaktın kurucu meclisini, mis gibi demokratik anayasan olacaktı. ama nerede iktidarda o kafa? bir de kılık kıyafeti anayasanın değişmez maddeleri arasında koydunmuydu tadından yenmez. haksız mıyım ey chp'li? (efendiler desem, o atatürk'ün lafıdır, hem ben o kadar moruk değilim, yaşım tutmaz)
lafı gevelemeden söyleyeyim, neresinden bakarsanız bakın, yeni anayasa 82 anayasasını solda sıfır bırakır.
yök kalksın diye çocuğunu kesen sosyaldemokrat zırtapozlar, gördük ki teziç - sezer saltanatına amenna demişler, dinciler üniversiteye giremiyorlar diye. yani böyle devam edecekse, yök'ten yana sıkıntı yok. hal böyle olunca yök'ün kalkması içine oturuyor solcuların. zamanında bunları sopalalarlardı, çok antidemokratikti, şimdi dincileri mıhlıyorlar, hem demokratik hem laik.
mgk da kalkacakmış, oh olsun! tövbe! çarpılacağım, düzeltiyorum. "tavsiye kararları hükümet tarafından birinci derecede dikkate değer" bir askeri kurum, son derece demokratiktir, bütün milletlere örnek olması dileğiyle.
cumhurbaşkanı da artık rektör atamayacaktır. aslında buna sosyaldemokratlar neden kızıyorlar anlayamadım. hem yök kalkacak hem üniversiteler kendi rektörlerini kendi seçecekler ve devletten bağımsız, özerk bir kurum haline gelecektir ki bence yeni anayasanın en dişe dokunur tarafı da budur.
ha bir de milletin takıldığı, kılık kıyafet, devletin resmi dili, türkük kavramı gibi konular var. maşallah 82 anayasamız "milli birlik ve bütünlüğü" öylesine garanti altına almıştır ki, 20 yıldır pkk sorunuyla uğraşan da türkiye değil, aslında uganda'dır.
ulan bu millet, "devletin resmi dini islamdır" maddesi anayasadan 1928 yılında çıkartılmamış, fakat 2007'de çıkartılacak olsaydı ona da diyecek laf bulurlardı yahu.
aslında çok da kafaya takmamak lazım. yeni anayasada seçimler 4 yılda bir yapılacak. belki o zamana kadar chp iktidar olur da şöyle hem özgür hem laik hem sivil hem de demokratik bir anayasa yapar, biz de rahatlarız.
laikliğin temel unsurlarının bulunmadığı taslak. onlarda şunlar oluyor,

birincisi, din yasalarının devlet kanunları üzerinde hiçbir hükmü yoktur. hiçbir din baz alınıp yasa taslağı hazırlanamaz.

ikincisi ise, laik bir devlet her dine, mezhebe saygılıdır ve onların inançlarını özgürce yaşayabilmelerini sağlamakla yükümlüdür. laik devlet din ve dindarların karşısında değil, dini istismar eden, siyasi bir araç olarak kullananların karşısındadır.

şimdi anlıyoruz, neden "şeriat isterük" diyenlerin bir anda demokrat kesildiğini ve yılardır bu ülkede kendi ibadetlerini özgürce yaşayabilmek isteyen alevilerin ibadethanelerinin yapım hakkının kısıtlandığını.
(bkz: anayasanın nanayasa olması)
(bkz: tehlikeli su)
tepki görmesi normaldir bu ülkenin insanları sivil anaysalara alışık değildir. askerlerin hazırladığı anayasalarla doğup büyümüşlerdir.

fazla özgürlüğü kaldıramaz bizim insanlarımız.
"evde hazırlayıp vereceksin anayasayı ellerine o zaman gıkları çıkmaz işte" bile dedirtebilecek insanlardır bizim insanlarımız.
sen, ben, o. uzatmayalım biz işte.
engin ardıç'ın konuyla ilgili güzel bir yazısı için;
http://www.aksam.com.tr/yazar.asp?a=91696,10,2
demokrasiyi dillerine doladıkları halde içine sindirememişlere bol gelecek gömlektir.

ahmet kaya'nın "kürdüz ölene kadar" diye şarkı yapmaya hakkı vardır, ve o sivri dilli halk adamıdır, halk ozanıdır.

Ama bir Türk bunu yapsa en ala "faşist"'tir, "kafatasçı"dır.

yılmaz güney'in ,film çekimi için gittiği yumurtalıkta savcıyı, karısına laf ettiği için boğuşma esnasında ateş alan silahı ile yanlışlıkla!!! iki gözünün ortasından vurduğunda, onu "bende olsam ben de vururdum" diye savunmaktır demokrasi. Çünkü o bir halk adamıdır, emekçidir.

Aynısını bir ülkücü yaptığında sormayın gitsin. işte budur bizim demokrasi.

Abdullah çatlı'nın emriyle bahçelievlerde katledilen gençler haketmişlerdir öyle canice katledilmeyi. Çünkü onlar anarşisttir. Komunisttir.

Ve "sen"sindir ben milliyetçiyim diyerek sağlayacak adaleti. Budur işte bizim demokrasi.

Sadece bizim demokraside vardır, demokrasi diyerek ağlayarak parti ve kişileri şakşaklayıp, kanına dokunduğunda asker gelsinde düzeltsin diye ağlamak.

Demokrasi ve özgürlük büyük gelir bizim millete, kendisine dokunmadıkça yılan ezmez başını.

sokakta binlerce kapkaç, cinayet, ahlaksızlık almış başını gitmişken, ilk işidir hükümetin düzeltmek anayasayı, daha özgür kılmak için başbakan ve insanını...

sivildir artık anayasa ama Türk Ceza Kanunu duruyordur öylece yanında. Bu işte demokrasi dedikleri...

hapisten yeni çıkarsın ve vurursun sana yan baktı diye adamı... Mahkeme sonuçlanıncaya kadar serbestsindir gezersin sokaklarda.

Veya acımadan kesersin adamın kafasını, gömersin ormanlık alana, mahkemede bir "pişmanım" lafına cezan hafifler...

Senin yakınının başına gelmedikçe "demokrasi, demokrasi" diyerek aval aval dolanıyorsundur sen ortada.

bir yakının başına gelince de "asın bu adamı, bu nasıl adalet" dersin...
hıçkıraraktan...

işte budur bizim demokrasi...

Önce ben...
yanlış girişimdir.

anayasalar kurucu güçler tarafından hazırlanır. örneğin atatürk padişahlık rejimini yıktığı zaman kurucu güçtü ve anayasa hazırlatıp yeni devletin rejimini ve yapısını belirlemişti. keza, 82 anayasası da aynı şekilde, o zamana kadarki rejimi yıkıp yerine yeni bir rejim getiren ordu tarafından halkın onayıyla yürürlüğe konmuştu.

anayasa kanun değildir; devleti oluşturan sınırları çizen, örneğin amerikan bağımsızlık bildirgesi gibi, devletin ne sebeple kurulduğunu ve hangi hakları koruyacağına ilişkin bir belgedir; kurucu güç tarafından oluşturulur ve rejim devam ettiği sürece yürürlükte kalır.

bu rejimin seçimle iktidara getirdiği bir meclisin anayasa hazırlama yetkisi yoktur. türkiye büyük millet meclisi yalnızca kanun çıkarılmasını, yasa konmasını gerçekleştirebilir. ülkenin varlığını ilan eden anayasayı oluşturmak ve halk oyuyla yürürlüğe koymak onun elinde değildir. bunu ancak kurucu güç, yani halihazırdaki rejimi yıkıp yerine gelen erk gerçekleştirebilir. 1982'de anayasa yazdırılması bu noktaya dayanıyordu. öbür türlü, buna anayasa demek anlamsızdır. ayrıca meclisimiz kanun koyabilir diye yazar mevcut anayasamızda*, anayasa taslağı oluşturamaz.

yazdıklarımı birkaç anayasa profesörüne danışmanızı tavsiye ederim. yeni anayasa taslağı etrafında kümelenmiş çıkarcıları saymazsak, ve özellikle yabancı ülkelerdeki anayasa hukukçularına danışacak olursanız genel olarak benzer bir yanıt alacaksınız.**
hukuktan anlayan, anlamayan herkesin fikir sahibi olduğu anayasaymış demek ki. siyaset ve futboldan sonra milli ilgi alanımıza hukuk da girdi. hayırlısı.
ne içerirse içersin mantık olarak hayata geçirilemeyecek girişim. bu meclis meşruiyetini 1982 anayasasından alıyorsa ki öyle; meclisin tüm girişimleri buna uygun olmalıdır. tali kurucu iktidar söz konusudur ve anayasayı kökten değiştirme girişimi sonuçsuz kalacaktır. nasıl olacak da değiştirilemeyecek maddeler farklı şekilde meclisten geçecek. örneğin ikinci madde oldukça farklı bir şekilde hazırlanmış. ruhunu koruyor diyenler ergun özbudun'un "Türk Anayasa Hukuku" adlı kitabını incelerlerse komisyon başkanının bizzat kendisinin bu farklılığı vurguladığını göreceklerdir. şimdiki hali daha iyi olabilir fakat tali kurucu iktidar mantığına terstir.
1982 anayasası'nı görmezden gelmek mümkün değil. böyle birşey olursa bunun adı sivil anayasa değil sivil darbe olur. ülkemiz ciddi bir kaosa sürüklenir. sonuçta var olan bir anayasayı inkar etmek rejimi yıkmak demektir.
Koskoca anayasa'yı avrupa birliği uyum sürecinde çıkarılıcak 2-3 kanun hükmünde kararname paketi yüzünden şaha gibilikle suçlamak tamamiyle tatlı su akp karşıtlığıdır. Ne olursa olsun bir grup chp memuru var bu ülkenin basınında bürokrasisinde hatta internet sitesinde. Yahu beyler.. Mgk artık önemini yitirmiş. Askeri yargılama usüllerinin hiç yargıyla adaletle alakalı olmadığını biliyoruz. Askeri yargılamayı da artık sivil mahkemeler temyiz edecek. Yaş kararları ve önerileri hiç yok. Yök yapılandırılmış. Hani şu 80'lerde komünistlerin yerden yere vurduğu yök. Aynı kanunlarla 25 yıldır ülkedeki bilimi arpa kadar ilerletemeyen yök. Hala bizim tartıştığımız şey "türkiye devletinin dili türkçe'dir" mi olmalı "resmi dili" türkçe'dir mi olmalı. offf of bu ne bağnazlık beyler. Bu ne aymazlık. Ben baştan sona okudum taslağı harika buldum. Özgürlükçü buldum. Özgürlük mü rahatsız olduğunuz şey yapmayın.
isminin yanlış anıldığı anayasa taslağıdır. doğru olanı; abd ve ab izinli hazırlanmış akp taslağı olacaktır.
"istemezük" zihniyetindekilerin karşı çıkacağı aşikar olan taslak.

bu güruh için yeni taslakta ne yazdığı önemli değildir,o yüzden okuma gereği hissedilmez. çalışmanın kimler tarafından hazırlandığının bilinmesi yeterlidir eleştirmek için. bir kaç tane de atatürk'e dair eleştiri konusu bulunursa o eleştiri tadından yenmeyecektir artık.
(bkz: akp anayasası)
Daha 3 maddesini okumadan aptal insanların amerika izinli anayasa taslağı diye çamur attığı. Cumhurbaşkanının yetkilerini azaltan. Üniversiteleri özerkleştiren ve rektör atamalarını tamamen üniversite seçimlerine bırakan bir anayasadır bu.
Tabi dediğim gibi bir kesim var türkiye'de "işkillendim abi ben", "kötü birşey bu" cular diyorum ben bunlara. işte bu ahmaklara rağmen bu anayasa geçecek. Onlar da zorla özgür olacaklar.