bugün

şimşekler eşliğinde şiddetli yanan yağmurun çıkardığı sesin, şömineye yeni atılmış iki parça kütükün çatır çatır yanma sesiyle birleşmesi sonucu dışarı bakıp hızla akan hayatı geride bırakmış ve tecrübelerini kendisinden sonra nesillere aktaran bilge misali ağızdan dökülen cümle.

özellikle sözlüğe gelmesi an meselesi olan yedinci nesil yazarlardan sonra daha bir ağızdan dökülen cümle.

not: sanırsam uzun oldu.
harbinden de bir gün söyledik be sozluk.
Yaşlandığını farkeden yazar serzenişi.

Saçlarıma aklar düşmeye başladı. Eskisi gibi değil, bildiğiniz gibi değil.

Genetik genetik.

Edit: bakın kendi kendimi teselli ediyorum. Görüyor musunuz? Görüyorsunuz. Yaşlanıyorum.
Valla ya 30 bitiyo, geçti artık bizden galiba.
Bu daha iyi günlerin.
yerçekimi bildiğini okur, kimsenin gözünün yaşına bakmaz.
Vay be bende genç yaşta saçıma aklar düşmüş olarak görüyorum kendimi. Şakaklarıma kar yağmış. Yavaş yavaş tepelere doğru gidiyor. Bizim akrabalarda beyaz saç ırsi. Dede oluyorum sözlük. Markete gidince söyle dayı diyecekler bana Allah'ım yardım et.
pişmanlık duymadan ve pişmanlık duyacağım hiçbir şey yapmadan yaşadık.
yok yani, rahip hayatı yaşamadık ve yemediğimiz bok kalmadı ama insanı mükemmel yapan hataları ve hatalarından ders almasıdır.
malum, cennet yolu cehennem taşlarıyla döşelidir. zordur...
iyi insan kötülük yapmayan değil de kötülüğü yapacak imkanı gücü hakkı (karşılık ilkesi kapsamında) varken bunu tercih etmeyen insandır.
malum, oruç ayı geldi ve bu bağlamda örnek vermek (uyarsa) gerekirse; oruç nefsi terbiye etmek benliğine hakim olmak ile alakalı olup, dağ başında açlık yokluk içinde oruç tutmak aç kalmak önemli olan değildir.
önemli olan çeşit çeşit yemeklerin açık büfenin olduğu, bikinili kızların havuz bar etrafında suda eğlendiği ve seninle yatacak olmasına dayanarak o ortamda oruç tutmak önemli durumu benzeri bir şey...

bunun için yaşlanmıyoruz, sadece yorulup olgunlaşılaşıyor ve duruluyoruz.
içinde özlem kalan yaşanmamış anlarının çoğunluğunda ezilen insan yaşlanır ama hayattan her türlü zevki tatmış, ot gibi yaşamamış insan olgunlaşır.