bugün
- icardi190510
- psikoloğa gitmek mi içki almak mı12
- evlenmek istememek ama yalnızlıktan da sıkılmak20
- junkman13
- anın görüntüsü17
- sözlük kızlarının elleri şuan napıyor sorunsalı14
- erdoğan'dan sonraki başkan19
- yigitzsche15
- başıboş köpek sorunu25
- görümceniz sizi engellese ne yaparsınız14
- çok fazla çirkin erkek olması13
- erdal beşikçioğlu'nun öğle yemeği24
- sexting haram mıdır24
- sophie dee'nin memeleri11
- sözlük erkeklerinin bugünkü kombinleri11
- kurtlar vadisi pusu rezaleti11
- aleyna tilki nin annesi12
- cengiz ünder'in bıyığı12
- ölmeye karar vermek19
- erdal beşikçoğlu'nun işçilerle yemek pr çalışması10
- mehmet şimşek'in türk milletine yerel halk demesi15
- icardi1905 silik olsun kampanyası14
- sağlıklı cinsel bir yaşamım var neden konuşuluyor12
- motorcu fırlama hafif demir demirkan tarzı yazar15
- 18 nisan 2024 fenerbahçe olympiakos maçı59
- assembly kodu11
- iremga8
- fenerbahçe taraftarı9
- ezgi mola9
- annem baban uğur dündar dedi9
- kuva'i milliye ne ise hamas da o dur20
- ali koç8
- fenerbahçe13
- arda güler16
- altıncı filoya karşı namaz kılmak12
- uludağ sözlük discord grubu9
- yazarların en rum özelliği15
- ismail kartal19
- konstantinos tzolakis9
- sadece sennn9
- türkiyede bütün yiyecek fiyatları aşırı fahiştir16
- ups boobss nerelerde ramazan da bitti11
- eybırın manyağı kıskanması14
- kadın ayağı kokusu11
- erkeklerin bir kere küsünce geri barışmaması18
- flörtlerinizin ortak özellikleri21
- beni seviyor musunuz8
- anksiyete psikolojik değil fizyolojik bir sorundur11
- bacaklarımdan tahrik olan kız olduğunu sanmıyorum14
- yazarlardan parfüm önerileri14
sabah gazetesinin balyoz davasından çıkan sonuç için attığı manşettir.
ayrıca bugün bu konu ile ilgili hasan celal güzel aynı başlığı kullanarak bir yazı kaleme almıştır;
'Yaşasın demokrasi!'
Sevgili okuyucular, dün bizim gazetenin manşeti şöyleydi: 'Yaşasın Demokrasi!' Sabah Gazetesi, Balyoz Davası hakkında Mahkeme'nin verdiği kararı değerlendirirken şu başlıkları da kullandı: 'Türkiye'de artık darbeler dönemi kapandı'; 'Türkiye, tarihinde ilk kez bir sivil mahkemede darbecileri cezalandırdı'.
Sabah Gazetesi'nin bu tespitlerine aynen katılıyorum. 21 Eylül 2012'de istanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nin Balyoz Darbe Planı Davası'ndaki tarihî kararı, Türk Demokrasisi'nde bir 'dönüm noktası' olmuştur.
***
27 Mayıs 1960 Darbesi'nden beri devam eden 'Darbe Dönemi', yarım asır sonra bu kararla kapanmış ve 'Militarist Vesayet Dönemi' sona ermiştir.
27 Mayıs'tan sonra, bir generali bırakınız mahkeme önüne çıkarıp mahkûm etmeyi, gözünün üzerinde kaşın var bile diyemezdiniz. Cumhurbaşkanları süngülerin ucunda seçilirler; ülkenin iki başbakanı olur; asker başbakanı (genelkurmay başkanı) sivil başbakana hükmederdi. Bu dönemde, ordu siyasete müdahale eder; CHP ile işbirliği hâlindeki darbeciler, halkın değerlerine karşı çıkar ve din düşmanlığı yaparlardı.
Uluslararası kuruluşların dokümanlarında Türkiye'nin siyasî rejimi, 'askerî demokrasi' (military democracy) olarak gösterilirdi. Bu dönemde yapılan darbe, muhtıra ve benzeri müdahaleler, Türkiye'ye ve insanımıza çok zarar vermiş, ülkemizin gelişmesini ve kalkınmasını engellemiştir.
Bu meş'um devir, 27 Nisan 2007 Muhtırası'na karşı, Başbakan Erdoğan'ın ve Hükûmeti'nin dik durması sayesinde kapanmaya başlamış; daha sonra Başbakan Erdoğan'ın, TSK ile gerekli dengeyi kurarak millet iradesine uygun yönetimi, militarizmin tasfiyesinde etkili olmuştur.
***
Darbeler Dönemi'nin bu kadar uzun sürmesinin en önemli sebebi, darbe yapandan hesap sorulamaması ve işlenen ağır darbe suçunun darbecilerin yanına kâr kalmasıdır. Millet iradesinin hakkını veremeyen Demirel ve benzeri korkak politikacılar, her seferinde şapkalarını alıp gitmişler ve hacıyatmaz gibi tekrar geldiklerinde hiçbir zaman hesap soramamışlardır.
Darbecilerden hesap sorulması gerekirken, bilâkis âdeta ödüllendirildikleri görülmüştür. 27 Mayıs'ın Millî Birlik Komitesi cuntacıları için Senato kurulmuş ve bu aşağılık yaratıklar halkın deyimiyle ömür boyu devam edecek 'Temelli Senatör' yapılmışlardır. 12 Mart Muhtırası'nı verenler yerlerini muhafaza ettikleri gibi bir de terfî ettirilmişlerdir. 12 Eylül'ün 'Beşli Çetesi' ise, milletin sırtından kâşânelerde yıllarca sefa sürmüşler ve görülmemiş bir dokunulmazlık zırhına bürünmüşlerdir.
işte, ilk defa bir darbeciler ekibi mahkeme önüne çıkarılmış ve suçları sabit görülerek mahkûm edilmişlerdir. Böylece, militarist vesayet dönemi, inşallah bir daha açılmamak üzere kapamıştır.
***
Ben bir milliyetçi ve vatansever Türk aydını olarak ordumu ve askerimi çok severim ve 'Peygamber Ocağı' olarak görürüm. Lâkin, millet iradesini ve hukuku çiğneyip kendisine vatan savunması için verilen silâhı milletin göğsüne çevirerek darbe teşebbüsünde bulunanlar, artık asker veya general değil düpedüz şakî olmuşlardır...
Düşünebiliyor musunuz? Sırf Hükûmeti devirmek için camileri bombalamayı ve kendi uçağımızı düşürmeyi planlayanlar cezalandırılmadan bırakılabilirler mi?... Daha önce hizmeti geçmiş bazı devlet görevlilerinin mahkûmiyeti, bizleri elbette mutlu etmez. Ben de şahsen bu duruma üzülüyorum. Ancak, Türkiye'nin ve Türk Demokrasisi'nin bekası için suçluların cezalandırılması elzemdi.
Bu karar, bundan sonra siyasete müdahale ederek darbecilik yapmayı düşünenler için ibret verici olacaktır.
http://www.sabah.com.tr/Y...2/09/23/yasasin-demokrasi
ayrıca bugün bu konu ile ilgili hasan celal güzel aynı başlığı kullanarak bir yazı kaleme almıştır;
'Yaşasın demokrasi!'
Sevgili okuyucular, dün bizim gazetenin manşeti şöyleydi: 'Yaşasın Demokrasi!' Sabah Gazetesi, Balyoz Davası hakkında Mahkeme'nin verdiği kararı değerlendirirken şu başlıkları da kullandı: 'Türkiye'de artık darbeler dönemi kapandı'; 'Türkiye, tarihinde ilk kez bir sivil mahkemede darbecileri cezalandırdı'.
Sabah Gazetesi'nin bu tespitlerine aynen katılıyorum. 21 Eylül 2012'de istanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nin Balyoz Darbe Planı Davası'ndaki tarihî kararı, Türk Demokrasisi'nde bir 'dönüm noktası' olmuştur.
***
27 Mayıs 1960 Darbesi'nden beri devam eden 'Darbe Dönemi', yarım asır sonra bu kararla kapanmış ve 'Militarist Vesayet Dönemi' sona ermiştir.
27 Mayıs'tan sonra, bir generali bırakınız mahkeme önüne çıkarıp mahkûm etmeyi, gözünün üzerinde kaşın var bile diyemezdiniz. Cumhurbaşkanları süngülerin ucunda seçilirler; ülkenin iki başbakanı olur; asker başbakanı (genelkurmay başkanı) sivil başbakana hükmederdi. Bu dönemde, ordu siyasete müdahale eder; CHP ile işbirliği hâlindeki darbeciler, halkın değerlerine karşı çıkar ve din düşmanlığı yaparlardı.
Uluslararası kuruluşların dokümanlarında Türkiye'nin siyasî rejimi, 'askerî demokrasi' (military democracy) olarak gösterilirdi. Bu dönemde yapılan darbe, muhtıra ve benzeri müdahaleler, Türkiye'ye ve insanımıza çok zarar vermiş, ülkemizin gelişmesini ve kalkınmasını engellemiştir.
Bu meş'um devir, 27 Nisan 2007 Muhtırası'na karşı, Başbakan Erdoğan'ın ve Hükûmeti'nin dik durması sayesinde kapanmaya başlamış; daha sonra Başbakan Erdoğan'ın, TSK ile gerekli dengeyi kurarak millet iradesine uygun yönetimi, militarizmin tasfiyesinde etkili olmuştur.
***
Darbeler Dönemi'nin bu kadar uzun sürmesinin en önemli sebebi, darbe yapandan hesap sorulamaması ve işlenen ağır darbe suçunun darbecilerin yanına kâr kalmasıdır. Millet iradesinin hakkını veremeyen Demirel ve benzeri korkak politikacılar, her seferinde şapkalarını alıp gitmişler ve hacıyatmaz gibi tekrar geldiklerinde hiçbir zaman hesap soramamışlardır.
Darbecilerden hesap sorulması gerekirken, bilâkis âdeta ödüllendirildikleri görülmüştür. 27 Mayıs'ın Millî Birlik Komitesi cuntacıları için Senato kurulmuş ve bu aşağılık yaratıklar halkın deyimiyle ömür boyu devam edecek 'Temelli Senatör' yapılmışlardır. 12 Mart Muhtırası'nı verenler yerlerini muhafaza ettikleri gibi bir de terfî ettirilmişlerdir. 12 Eylül'ün 'Beşli Çetesi' ise, milletin sırtından kâşânelerde yıllarca sefa sürmüşler ve görülmemiş bir dokunulmazlık zırhına bürünmüşlerdir.
işte, ilk defa bir darbeciler ekibi mahkeme önüne çıkarılmış ve suçları sabit görülerek mahkûm edilmişlerdir. Böylece, militarist vesayet dönemi, inşallah bir daha açılmamak üzere kapamıştır.
***
Ben bir milliyetçi ve vatansever Türk aydını olarak ordumu ve askerimi çok severim ve 'Peygamber Ocağı' olarak görürüm. Lâkin, millet iradesini ve hukuku çiğneyip kendisine vatan savunması için verilen silâhı milletin göğsüne çevirerek darbe teşebbüsünde bulunanlar, artık asker veya general değil düpedüz şakî olmuşlardır...
Düşünebiliyor musunuz? Sırf Hükûmeti devirmek için camileri bombalamayı ve kendi uçağımızı düşürmeyi planlayanlar cezalandırılmadan bırakılabilirler mi?... Daha önce hizmeti geçmiş bazı devlet görevlilerinin mahkûmiyeti, bizleri elbette mutlu etmez. Ben de şahsen bu duruma üzülüyorum. Ancak, Türkiye'nin ve Türk Demokrasisi'nin bekası için suçluların cezalandırılması elzemdi.
Bu karar, bundan sonra siyasete müdahale ederek darbecilik yapmayı düşünenler için ibret verici olacaktır.
http://www.sabah.com.tr/Y...2/09/23/yasasin-demokrasi
bu sene Eskişehir büyükşehir belediyesi şehir tiyatroları tarafından sahneye konan, ali eyidoğan'un uyarlamasını yapıp yönettiği tiyatro oyunu. yazarı haldun taner.
temposu, akışı inanılmaz iyi. bir saniye dahi sıkılmanıza ya da dağılmanıza müsaade etmeyecek bir rejiyle seyirci önüne çıkıyor. eski tarihlerde yazılmış olmasına rağmen bugünün gündemine de ışık tutuyor.
oyuncu kadrosu:
Çiğdem ALTUĞ,Umut BAZLAMA, Gamze DEMiRER, Ali EYiDOĞAN, Nagihan ORHAN, Serhat ONBUL, Alp SUNAOĞLU
https://tiyatro.eskisehir...yundetay.php?oyunumuz=144
temposu, akışı inanılmaz iyi. bir saniye dahi sıkılmanıza ya da dağılmanıza müsaade etmeyecek bir rejiyle seyirci önüne çıkıyor. eski tarihlerde yazılmış olmasına rağmen bugünün gündemine de ışık tutuyor.
oyuncu kadrosu:
Çiğdem ALTUĞ,Umut BAZLAMA, Gamze DEMiRER, Ali EYiDOĞAN, Nagihan ORHAN, Serhat ONBUL, Alp SUNAOĞLU
https://tiyatro.eskisehir...yundetay.php?oyunumuz=144
güncel Önemli Başlıklar