bugün

Duygularınla hareket ederek kendin mi olmak, aklınla hareket edip düzenli ve muhtemelen paralı bir yaşam mı sürmek? Bir gün bu tercihi yapacaksınız şimdiden önleminizi alın.
Keskin sınırlar bazen çok anlamsız.
lise yıllarının değeri.
yaş geçtikçe daha iyi anlıyorum. lise yıllarıma geri dönmek için tüm servetimi verirdim. o yılları tekrar yaşamak... ah ah.

eğer bu yazdıklarımı okuyan liseli kardeşlerim var ise kıymetini bilin, dolu dolu yaşayın.
Çizgi filmlerin önemi.
Çok sevmenin zararlı olması.
Beklenti içine girmek.
insanlara değer vermek ve kendin gibi sanmak vs. Kısaca mallık işte.
Zaman hızla geçiyor gençliğinin kıymetini bil.
Her şeyi çok fazla takmamak.

Olaylara daha ılımlı yaklaşmak.

Öfke, nefret gibi duygular beslemek yerine anı yaşamak ve hatırlanmaya değer yaşamak.

Mütevazi olmak.

Her canlının yaşam hakkı olduğunu bilmek ve savunmak.
Hiç kimseyi kınamamalı ve zalimce eleştirmemelisin.
Hayat tuhaf ve doğrusal değil neler olacağını bilemiyorsun bu yüzden basitçe yaşa gitsin.
Yaşa ama kimsenin kalbinde yara olma kimsenin üzerine basma kimsenin ahını alma
Çünkü o kısacık hayatta hıphızlı geçen hayatta o ahlar ayağına takılıyor.
Sonuç itibariyle
Başımız toprak
Sonumuz toprak
Mühim olan çamurlaşmadan yaşamak.
Benden bi bok olmayacak!
Gençlere tavsiye düştüğünüz anda kalkmayı öğrenin.
Aile kıymeti.

Ne kadar sorun yaşarsan yaşa en ufak ağrında acında seni herkesten çok düşünürler.. (haftada 3 migren atağında bile acile taşındığım günlerden, sürünerek bir başına hastaneye gittiğim günlere)
Kendilerinden kısıp, senin cebine para koyarlar. Senin insan içinde utanıp sıkılmaman için ellerinden geleni yaparlar.
Sesinin tonundan durum analizi yaparlar..
her lokmalarında hep akıllarına gelirsin, ulaşıp alabileceğin bişey bile olsa düşünüp getirirler.
Sevdiğin şeyi sen istemeden sırf senin için alırlar. (Kışın Brüksel lahanası, yaz sonu incir; gözyaşım pıt.)

Uğrunda ölüp bittiğin insanların bile asla bu kadar umurunda olmayacaksın..
Değer görmek adına kendinizi biraz ağırdan satmanız gerekiyormuş. Hiç beceremedim, bunu yazarken dahi hayli beceriksiz olduğumu düşünerek yazıyorum.

Misal, morali bozuk olduğu için günlerdir saatlerce dinlediğim bir arkadaşım var. Bir iki gündür konuşmak istemiyorum yazınca merak edip bu gece yine yazdım, yeniden aynı soğuk yanıtı verdi : "konuşmak istemiyorum.". Acı çekerken ben de yalnız olmayı tercih ederim lakin bunu dostuna söylemenin de bir üslubu vardır. Hiçbir şey yazmadım, kızdığımı anlamış olacak ki her şeyi anlatmaya başladı. Biraz mesafeli yanıtlar verince nasıl olduğumu da merak etti hatta, şimdi de bana mı kırıldın diye soruyor.

Kötü olsam da iyiyim dedim, hayli kırılmış olsam da kırgınlığımı anlatacak değilim. O nasılsın yazısını görünce doldu gözlerim zaten, vaziyetinin merak edilmesi için dahi yırtınman gerek; 'Nasılsın' bile hak edilen bir şeymiş meğer, yok öyle bedavadan.

insanlar böyle soyutlanıp yalnızlaşıyor işte. Öyle yalandan iyiyimler,yok hiç kırılmadımlar maske üstüne maske.. sonra da çıkıp sen böyle biri değildin diyorlar çok tanıyormuşçasına.

Kendinizden ödün vererek yaptığınız her işin sonunda verdiklerinizle kalıyorsunuz, ne bir karşılık ne bir değer bilme.. ne kadar umursamaz olursak o kadar değer gördüğümüz bir çağdayız ne yazık ki, yahut insanlar hep böyleydi. Her halükarda yürek burkuyor.
Eğe 20ye kadar deniz kentinde olup sonrasında 35e kadar dağlık kuru bir kente geçilirse kasla yaşla orantısız gerginlik attırır esneme hareketleri olayın vehametini çok net hissettirir sadece binde biridir.
yaş ilerledikçe kimseyle uğraşasın gelmiyor. kendini yetiştirmemiş insanlardan uzaklaşıyorsun.
seni hasta edecek insanları iyileştirmeyi bırakıyorsun.
#sigmund freud#
Aile herşeydir bunu anlıyor insan. Ve siz siz olun hiçbirşeyi yadırgamayın, yargılamayın. Başınıza geliyor.
Herkes sana sırt çevirmiş , kendi hayatına devam ediyor. Sen halen herşey yolunda sanıyorsun ya. Sanma. Öyle değil işte öyle değıl.
Ana haber bülteninde karantinasını ihlal ederek, otobüs kullandığı tespit edilen covid 19 pozitif şoförün, polis tarafından tutuklandığı haberini izlerken; whatsapp'ta okuduğum, aşı yaptırarak çipleneceğimiz ve artık her daim izleneceğimiz paranoyasını uzun uzun yazan "aşırı duyarlı, sağduyulu ve ileri görüşlü distopik abiler ve ablalar, siz olmasanız hayat gerçekten çok sıkıcı ve tekdüze.

Çok yaşayın emi.
En önemli eğitim ve yatırımlardan birisi, insanın kendisini eğitmesidir. Baskı anındaki veya sürecindeki davranış ve tutumun sakin ve güçlü olması, parayla satın alınabilecek bir değer değildir. Tutum ve davranışlar, konuşma biçimi ve vücut dili, özgüven; bir diplomadan daha değerlidir. Hayattaki amaca yönelik yaşamak, asıl amacı hep hatırlayarak diğer her şeyi onun çevresinde şekillendirmek, zengin ölmekten daha değerlidir.
Yaşın ilerlediği.
Şikeyet etmeyi bırak çözüm odaklı yaşa.
Kendi kendine yetmeyi bileceksin. O hayal edilen dostlar, aşklar gelmeyebiliyor.

Önemli olan iç güzellik yalanına inanmayıp kendine yatırım yapacaksın bu konuda.
yalnız kalmak iyidir .
Hayat değil, insanlar acımasız.
zamanın kıymetini bilmek bunlardan biridir.
Bu hayatın rüyadan farksız olması.Ve her rüyanın bir sonu vardır.
Sözcükleri daha cömert kullanmak gerektiği bunlardan biri mesela benim için. Sevdiğime seviyorum, sevmediğime de daha kolay hayır diyebiliyorum. Başkası üzülmesin kırılmasın diye geri plana attığım ne varsa beni tüketen şeyler olduğunu farkettiğimden beri içimde biriktirmiyorum. Bunu ya kişinin kendine söyleyerek ya da herhangi bir yere yazarak yapıyorum. Çünkü içimize teptiklerimiz, günü gelince patlamayla dışarı çıkıyor ve etrafımızdakiler bizden korkup kaçıyor.

Bir kaç ölüm ya da kötü hastalığa şahit olduysanız çevrenizde, hayatın geçici olduğunu daha iyi anlıyorsunuz. imkan varken yaşayamadıklarınıza pişman olarak, üzülerek geçirmek hem geçmişi, hem günü mahvediyor. imkanı olan şeyleri sonuna kadar kullanmak istiyorsunuz.

Bazı şeylerin ama ne yapsanız imkanı olmaz, olamaz. O zaman cepte kalanlara iyi sarılır, anıların üstüne eklenenler oldu diye avunursunuz. Hem zaten öngörmüşsünüzdür bazı şeyleri, bu yüzden ne varsa dökmüşsünüzdür dilinizden. Biter mi? anca nefesle beraber bitecek gibi…