bugün

ilk defa yaşadığım olay. deli gibi yağmur altında 15 km civarında bisiklet sürdüm. yağmurluk, arka-ön aydınlatma, kask ve eldivenin varlığı ile sorunsuz geçmiştir.normal sürmekten çok daha keyiflidir.
Hazırlıklı olunmaması halinde donunuza kadar islanacaksiniz.
gerekli teçhizat ve korunmalarla inanılmaz keyif veren olaydır.
dünyanın en güzel eylemleri listesi olsa, en başlara ekleyebilme ihtimalimin yüksek olduğu eylem. bisiklet zaten muhteşem, bir de yağmur olunca değmeyin keyfe.
ıslanan fren tutmayacaktır.
yaz yağmuru ise tadından yenmez.
donuma kadar ıslanacağımı bile bile yağmurlu havada boğaz köprüsünü bisikletle geçmiş biri olarak söyleyeceğim tek şey: mükemmeldir.

burnunuzdan şıpır şıpır damlayan yağmur suyu, çamurluksuz bisikletin sırtınızda boydan boya oluşturduğu daha ıslak alan, etraftakilerin ne yapıyor bu amk delisi bakışları bile güzel gelir, zevkten dört köşe olursunuz.
hayalimdir. haydi inşallah bir gün. bir de yanında değer verdiğin biri oldu mu dünya durur.
dünyanın en güzel olaylarından biridir. hele ki o damlalar tam da gözünüzün üstüne damlıyor ve yolunuzu görmenizi engelliyorsa..çok hoştur yani.
en sevdiğim.

bir yaz günü antrenman yapmaya karar verdim ve yol bisikletimi çıkarıp evden kilometrelerce uzaklaşmaya hazırlandım. 30 km gitmiştim ki hava bulutlanıp bozmaya başladı. yanıma da yağmurluk almayı akıl etmemişim. o sırada gök gürültüsüyle birlikte hafif hafif yağmaya başladı. yaz yağmurudur bir şey olmaz diyerek gitmeye devam ettim, yol kenarında benzin istasyonunda bekleyeyim de dinince geri dönerim dedim. 1 saat geçti yok, 2 saat geçti yok, dinmiyordu lanet yağmur. şimdi eve gitmeye başlamazsam hava kararacaktı. ikilemde kaldım ve yağmurda bisiklet sürmeyi göze alarak çıktım yola. hızlı hızlı sürüyorum ve alnımdan düşen terler yağmur suyuyla karışıp ağzıma giriyordu. tadının ne garip olduğunu düşünüyordum o anda, yemeğe sos olarak dökülse acaba ne olurdu, peki ya yolda oluşan çukurların içine dolan çamurların tadı? hepsinin tadına bakma fırsatım oldu. gözlüğüm çamurla kaplandı ve çamurlanmamış ufak bir delikten yola bakarak eve kadar ulaştım. her yerim ıslak ve çamurla kaplıydı. tanınmaz hale gelmiştim ama aldığım keyif de bambaşkaydı. şuan yapar mıyım bilmiyorum ama gençken hayatı çok başka yaşıyormuşum.
V-frenli bir bisiklete sahipseniz yapılmaması gereken.
istanbul'da şuan yapıyorum, çamurluk yok, yağmurluk yok üstelik şort tişört halde. ah bu özgüven.
Çocukluğumda bazen mecburen yaptığım eylemlerden birisiydi. Epey de hızlı giderdim. Sonra Eve gelince Her seferinde üst baş berbat, simsiyah leş gibi elbiseler ile en az 1 saat temizlik netice. işte O gün bu gündür yağmurlu havalarda bisiklet sürmem.