bugün

Sayın yetkileler lütfen silinen hesabimin yerine bu hesabımı aktif edermisiniz. sozluk beni özlemiştir.
yazarlik muessesesini en guzel tanimlayan insan chateaubriand dir kuskusuz, mevzu bahis ister sozluk yazarligii olsun ister roman yazarligi... ne demis ustad: "orijinal yazar, baskalarini taklit etmeyen degil, kimse tarafindan taklit edilemeyendir". *
kimisi sivri çıkışlarıyla ün yapar, kimisi gerçek yürek ağrılarıyla ellerinden kaleme döktükleriyle.. kimisi sadece yazar, arkasını, ötesini, yanını falan düşünmeden. kimisi ise gerçek fikirleri olduğuna inanır ve onu yaymak ister etrafa. bazıları sadece cinsellik bilgilerini sergiler umarsızca. bazıları yine kimlik arkasına gizlenir yazar da yazar. yazarlık budur işte. yazarlık yazma eylemidir. amaçlar farklı da olsa, yapılan eylem aynıdır. bu kisve altında hepimiz yazarlık yapıyoruz. ama birçoğumuz sözlük yazarlığı dışına çıkamıyoruz. çünkü henüz o kadar geliştirmedik kendimizi. o kadar okumadık ve o kadar büyümedik.

yazarlık derken şuraya bi' bakıyorum da, yok o kürtmüş, yok bu şuymuş. ulan daha 20 sene önceye kadar millet birbirine türk müsün, kürt mü, yoksa arapmısın diye bile soramazlardı?! şimdi bu ne rahatlık. eskiden utanma vardı. insan ayrımı yapılır diye kimse kimseye mezhebini soramazdı. şimdi ne kadar rahat ağıza alınır oldu bu! yahu hepimiz kardeşiz beya. birazcık kendinize gelin. yazarlık milletin kökenine inip orayı deşelemek değildir.

yazarlık şudur; hissetmek ve yazmak. yaşadıklarını ve donanımını yazıya dökmek. hadi bana iyi geceler.
moliere'in deyimiyle

yazarlik orospuluk gibidir
1. once sadece zevk icin yaparsin,
2. sonra yakin arkadaslarin icin yaparsin,
3. sonra sadece para icin yaparsin
insanın kendine yakışanı giymesidir.
kesinlikle ikinci bir meslektir. türkiye'de yazdığı eserlerin geliriyle geçimini sağlayan kaç kişi var ki? ancak birkaç yazar vardır; diğerleri başka bir iş veya gelir edinme zorunluğuyla karşılaşır. söyleyin bakalım pipicanlar, yayımcılık sektörünü oluşturan en önemli unsur nedir? tabi ki yazarlık. tarihten itibaren öyledir lan. hatta biraz derine girelim isterseniz? girelim girelim. mesela yazarlığın meslek niteliğini kazanması batı'da sanat koruyuculuğuna dayanmıştır. hatta ortaçağ'da yazma ve yaratma yeteneğinden yoksun olan servet sahibi piçler pardon aristokratlar, entellektüel ihtiyaçlarını bir zanaatçı gibi çalışan yazarları paraca koruyup yanlarında gitmezler miydi? giderlerdiii. sonra ne oldu? matbaanın yaygınlaşıp iktidarın el değiştirmesiyle koruyuculuk kime geçti? devlete geçti. hatta yaratıcı etkinlikte bulunan yazar (edebiyatçı), ya özel ödenekler verilerek çeşitli sıfatlarla resmi görevlere getirildi, ya da herhangi bir iş yapmadan para alabileceği bir kamu görevine atanarak korunurdu. e tabi ki koruyuculuk serbest pazar koşullarının gelişimiyle hem giderek geriledi, hem de devletin kütüphaneler için kitap alımı, ödüller, cart curtları, ıvır zıvırları, fikir ve sanat eserlerini konu alan çeşitli yasaların çıkarılması gibi uygulamaları biçimine dönüştü. bu olağa gelişme sürecinde yazarlık, yaşamak ve geçinmek için tutunan bağımsız bir iş haline geldi. türkiye'de de bundan farklı bir şey olmadı. "ne anlatıyorsun lan" dediğinizi duyuyorum okurlar. şunu anlatmak istiyorum yazarlık hiçbir zaman meslek olarak özerkleşmedi. sizin için demiyorum lan bizim yazarlığımız meslek değil ki, ikinci bir statüye koyayım. biz hobi için yapıyoruz, eğlenmek için, okuyucuları eğlendirmek için, başka bir skim için değil...
hemingway' ın ispanya iç savaşındaki gözlemleri, sartre' nin özgürlük çığlığıyla buluşunca, london, kafka, orhan kemal toplumun sesi olunca, faydalı bir teşebbüstür.
birbiriyle alakasız görünen konuları biraraya getirip, birarada tutabilmektir.
herkes şarkı söylerken susmak, herkes susarken şarkı söylemektir, hiçkimsenin söyleyemediği.
düşünceleri toplumun aynasından izleyip, özgün düşüncelerle karşılaştırmak ve kimsenin gidemediği yollardan giderek ulaştırmaktır topluma.
yazarlık, ciddiyettir, çocuksu yönü olan biraz.
yazarlık, izlemektir, herkesin bulut gördüğü zamanda güneşi.
yazarlık, zordur ama keyif vericidir, hergün birkaç kalem ve kağıdı içine alacak dozu önerilendir.
yazarlık, benliktir, toplumdan bağımsız ama saygılı.
olunduğu haber alınınca uçulan şey
artık;
yazar oldun. aramiza hosgeldin.
şeklinde maille bildiriminin sözlük tarafından yapıldıgını duydugum sey.
yazarlarin kaybolmamasi icin uretilmis, icine yazar koymaya yarayan bir sey. kalemlik gibi. yazartras, 0.5 yazarucu, kirmizi yazar...
(bkz: yazar)
güncel Önemli Başlıklar