bugün

Bayramın 2. Günü köy evine gidip rakı içmeyi düşünüyorum.
Düşünüyorum o halde varım *
Arkadaşlarla Dışarı çıkıcam ne giysem diye düşünüyorum..
Güzel bir kombin yapma isteğim olsa da o kadar yorgunum ki.. *
-22 yasında tamamen haksızlıga uzuntumden kafayı yiyip birkac ay paris te akıl hastanesine kapatıldım. tum hayatımın en berbat gunleriydi.
-simdiye kadar 20 sevgili, 30 is degistirdim.
-2 defa aclık sınırında fakirlikle mucadele ettim.
-32 yasında kocam beni terk etti.

cok yorgunum artık. istiyorum ki bi seyler de artık sabit ve guzel gitsin.
birisine ne düşünüyosun diye sormak çok saçma. ayrıca nezaketsiz de bir şey abi. kusura bakma ama bence öyle yani

birincisi bu çok kişisel bir şey, ikincisi bunu anlatması çok zor, üçüncüsü hiç bir zaman insanın kafasında böyle yekpare kristal top gibi parlayan tek bir düşünce olmuyo. yani sen şimdi sorup da bok edene kadar benim aklımın bir köşesinde aint no sunshine when shes gone şarkısı çalıyodu birazcık bu akşam ne yiyeceğiz acaba sandwich mi yiyeceğiz, makarna mı yapsak? sulu yemek yemiyoruz yememiz lazım düşünceleri.. onun haricinde benim eski ev sahibimi biliyosun.. o ev sahibiyle kafamda hayali bir tartışma yaşıyodum yani hatta kazanmak da üzereydim o tartışmayı. o yüzden ne düşünüyosun diye sorduğun zaman bu çok saçma oluyor ve içinden çıkılamaz bir hal alıyor. bildiğin vakit kaybı oluyor. bilmiyorum ki ne düşünüyorum. ne düşünüyosun diye düşünüyorum ne düşündüğümü düşünüyor oluyorum o sırada işin içinden çıkamıyoruz sonra.
görsel
Ahshhs her yıl akli kurcalayan sorular..
tekrar kar yağsa da gülümseyerek izlesem diye düşünüyorum.
"beğenmiyosanız gidin" diyen bir düşük zekalıya (yani malum partiliye) bütün vize + pasaport + yol masraflarımı karşılatıp norveçte balıkçı kankalarımla tüm gün bira içip krallar gibi yaşamayı.
Yarın kaçta uyansam diye düşünüyorum.
ne düşündüğümü düşünüyorum. yazıyı okumadan önce ne düşünüyordum, hiçbir şey. ya da bir şey diyemeyeceğim kadar önemsiz bir şey.
bazen çok iyi bir müzik dinliyorum. Hemen kategorisine göre arşivliyorum. ilerde bir gün süreceğim arabanın çalma listesi için.
Biraz daha uyusam mı?
Ne kadar iyi bir gün... Kötü hissetmek için.
Biz neden hep kısır tartışmalar içinde savruluyoruz?
Dönüp dönüp aynı noktaya gelmemiz neden?
insanların aynı yerde sayması neden?
görsel

Keşke insanlar için de böyle bir uygulama olsa diyorum. Tek tuşla belleği temizlesen, sonra "artık her şey yolunda" diye bir uyarı çıksa ve rahatlasan.
Acaba o da benim onu sevdiğim gibi seviyor mu ya da sevecek mi? Yoksa ben karşılıksız bir aşka mi düştüm? Ulan ne işim vardı da yakın arkadaşa aşık oldum Allah böyle böyle belanı verir işte. Sevgili Umut eğer bana aşık olmayacaksan bir miktar uzak dur benden de sana karşı hislerim soğusun. Ama his de ne 3 yıldır soğumadı mübarek arttı da arttı. Günün 10 saati sürekli onunla mesajlaşarak geçiyor böyle hissetmem normal mi acaba beynim yandı yine...
yaklaşan ödemeleri düşünüyordu bu gariban sjsjsjs.
merhaba sözlük. yine balkondayım ve yine ders çalışıyorum. karşımda bulunan anaokulunda çok saçma bir çocuk şarkısı çalıyor. şarkı şu;

+baş parmağım, baş parmağım nerdesin?
-burdayım
+nasılsın efendim?
-teşekkür ederim

bu çocuklar neden baş parmaklarına nasıl olduklarını soruyorlar merak ediyorum. bu şarkı ne bir olay, hikaye ne de durum anlatıyor hiçbir şey öğrettiği yok. anaokulunda başlıyorlar salak yetiştirmeye. düşünsenize çocuğunuz evde baş parmağıyla sohbet ediyor hay allahım.
Farkettim de sözlükte uzun süre boyunca aktif olan başlıklar genellikle insanların düşüncelerine, anlık hallerine, üzüntülerine, sevgilerine, ihanetlerine ve bir çok insanlık hallerine doğru yönelik. Hepimiz galiba yalnız hissediyoruz ve burası da bize iyi geliyor.
Eski sevgilim aylar sonra mesaj atmış.
Cesaretini toplayıp arayacakmış.

Bekliyorum, ne diyecek acaba.
Evrenin sonu belli de insanlığın sonunu tam olarak ne getirecek onu merak ediyorum.

Tüm bu hırs, aç gözlülük ve bencillik bakalım naaıl bir son hazırlıyor bize.

Ha bi de karadeliklerin sönümlediği maddelerin ne olduğu, solucan deliğinde seyahatin mümkün olup olmadığı, sicim teorisije göre tüm hepimizin birbiriyle aslında görünmez bağlarla tutunmamız doğru mu ve ara sıra karşıdaki kişiye karşı hissettiğimiz düşüncelerin bunun bir yanılsaması olup olmadığını da düşünüyorum.
insanoğlunun ne kadar aciz bir varlık olduğunu düşünüyorum. Gecenin vermiş olduğu bir melâllik sayesinde biraz karamsar ve bir o kadar sorgulayıcı bir tavır oluşuyor. Düşünmek, yaşadığım hayatı sorgulamak ve özellikle kendi iç mahkememin o sesini duymak geceye özgü bir şey. Zamanı ellerimde tutamayışımı ölümü ve karanlığı düşünüyorum.
onu amk onu keske oda benim gibi aci çekse,ama o gamsiz vicdansiz ve kotu birisi.
geçmişte yaptığım hüzün verici hataları.
Balfaour deklerasyonunu düşünüyorum. içim dışım tarih oldu.