bugün

12-13 yaşlarındayım. Televizyon izliyorum. Bir kanal çarptı gözüme tam hatırlamıyorum ismini. Girdim ona. Ulan meğersem porno kanalıymış son ses açıktı tv birde aklım çıktı tvyi kapatmaya çalışıyorum. Ahh oh diye sesler geliyor. Babam da noluyo lan diye bağırdı. Tv de kitlenmiş şansa bak tuşlar işlevsiz. Sonra tvyi fişten çektim. Babam salona geldi. O ses neydi dedi babam. Çizgi film izliyordum baba dedim. Sonra gitti. Aklım çıkmıştı o gün.
Sana koca alalım mı dedikleri andır. Bir durun.
misafirlikte sessiz olur diye düşünüp osurmuştum ama çok ses çıkmıştı .
Bundan yıllar yıllar önce ergenken annem markete göndermişti bende ilkokuldan beri bir kızdan hoşlanıyordum
Üşenip annemin terliğini giymiştim
işte koşarak gidiyorum markete ayaklarım kaba etime vuruyor neyse kızla karşılaştık
Bu ne hal der gibi bir bakış attı
işte hüzün budur hep beraber ağlayalım gençler.
ortamda hoşlandığın kişi varken bi başkası tarafından iltifata maruz kalmak.
Biriyle göz göze gelme şeysi.
geçenlerde küçük bir kağıda bir şeyler yazdım böyle seni seviyorum falan işte. onu sevgilimin cüzdanına bir yerlere sıkıştırayım da gördüğünde mutlu olsun sevinsin istedim. odada oyun oynuyordu o sırada. ben cüzdanı elime aldım notu nereye koysam diye bakıyordum kiii içeri girmedi mi. ben ne yapacağımı bilemedim. ama gerçekten utandım. neyse ki tanıyor beni. ama dalga geçti yine öküz. o zaman utanmıştım işte.
Bi defa otobuste bi amcanin kucagina dusecektim devam edemiycem..
Heycandan saçmaladığım cümlenin sonunu çok saçmaca bağladığım anlar.
Kendimden kibar biriyle konuşunca kendimi kaba hissedip utanıyorum.
dükkana müşteri olarak gelen çocuğa şeker uzattığım anda annesinin kulağıma eğilip "şeker hastası" dediği an. çocuk şekere bakakaldı ben de çocuğa. "neyse gel bu küçük bir şey, sana daha büyük bir şey vereyim" deyip çubuk kraker verdim ama neye yarar?
bir kez avm de merdivenlerden çıkarkan yere kapaklanmış, daha sonra insanlar bana bakarken ayy düştüm diye gülmüştüm.
sonra ayağa kalkıp sen ne yapıyorsun aq diyerek orayı terkettim.
bugün başıma geldi.

benimle evlenmek isteyen 6 yıl beni bekleyen bir çocuk vardı zerre umut vermesemde..
üniversiteye başlamadan önce ısrarla dönüp dolandı etrafımda, ailesini yolladı, kardeşini yolladı falan, üniversite bitti yine aynı.
neyse umudu kesti ki evlendi çoluk çocuğa karıştı. 3 yıl oluyor evleneli ama aile dostumuzun kızıyla.

bugün eve misafir davet etmiş annem. o aile dostumuz ve pek kıymetli kızlarıyla eşini de tabii.

annemin birkaç siparişini almak için markete gidiyordum bi baktım karşıdan geliyor.
akşam görüşeceğimiz yetmezmiş gibi. yani bir şey yok ama geriliyor insan. en azından eve geldiklerinde birbirimizi görecek ya da birbirimize odaklanacak zamanımız olmayacak o kadar kalabalık içinde.

neyse görmezden geldim karşıdan geldiğini görünce. o da öyle yaptı. geçtik gittik.

eve geldiğinde tam yemekleri bölmekle uğraşırken bir şey istemek için girdi mutfağa.
yemek de o kadar sıcaktı ki, tabaktan bile elim yandı, o anda da kalın sesiyle adımı söylemez mi?
birden panikledim. tam dökülüyordu ki hepsi, saçma sapan bir şekilde kurtarma operasyonu gerçekleştirdik ikimiz de.

bugün yolda seninle karşılaştık dedi sonra birden.
vay mal, hatırlatmana ne gerek var, madem hatırlatacaksın başınla selamlayıp geçeydin.
içimden sayıyorum tabii..

yanan elimi ağzıma götürdüm, yüzüne bön bön baktım.
ben şey.. demeye kalmadan, kendi kendine bir şeyler söyleyip gitti.

arkasından o giderken, gözlerim az bozuk da bazen fark etmiyorum, dikkatli bakmamışımdır farkında değilim falan dedim ama
ne kadar inandırıcı oldu bilemedim.

utandım çok, niye bilmiyorum.
(bkz: ) kızın karşısında gülme krizine girmek)
yüzsüz birinin yüzüne bakmaya utanıyorum. o utanmaz ben utanırım.
Bir tanesini dün yaşadım. Sınavım vardı, sınava girdim. Çıkışta arkadaşla konuşuyoruz işte. Gelsene dedi yemek yiyelim. Ben de yok sağ ol aç değilim ya dedim. Üzüldü böyle hiç acıkmadın mı ya dedi. Baktım böyle olmayacak benim zaten kitabevinde işim var dedim. Ayrıldık. Gerçek olan ise ben sınava sadece 3 (yazıyla üç) türk lirası ile gelmiştim. Dolmuşa dahi yetmiyor para, halk otobüsü candır. Cidden utandım. Kız bilmedi ama ben acınası halime utandım. Her gün böyle yaşıyorum. Dünden beri bunu düşünüyorum. Gerçekten acıyorum kendime.
Bir çok utandırıcı anım olmasına karşın aklıma gelen ilkini yazmak istiyorum.iyi anlaştığım bir kız arkadaşımla üniversitenin yemekhanesinde kahvaltı yapıyordum.neyse biz böyle hoş sohbet hem kahvaltı yapıyoruz hem ondan bundan konuşuyoruz konu en son bir konu hakkındaki fikrini merak ediyorum gibi bir soruya geldi ve bende onu tatmin etmeyeceğini bile bile aklımdan geçeni söyledim.ortam birden soğudu kızın bana bakışları değişti daha yeni yanımda oturan güzel kız sanki kilometrelerce uzakta bir yere gitmişti.kahvaltı bitene kadar yine konuşmuştuk fakat o soğukluk midemi bulandırmıştı.her zaman doğrucu olmasam da arada daha fazla yalan söylemeyi öğrenmeliyim.
ilkokul birinci sınıfta altıma işemiştim. annemi okula çağırmışlardı ve kadıncağız sıramı temizlemek zorunda kalmıştım. hâlâ çok utanırım.
Top oynarken patlattığım pantolonla okuldan eve dönmek zorunda kalmak hem de belediye otobüsü ile.
O gözlerime bakınca utanıyorum. O konuşunca utanıyorum. Onu severken utanıyorum...
Utandırıyorsun beni "o".
Böyle durumlara en güzel örnek çehov'un "memurun ölümü" isimli hikayesidir. Utanma, ezilme genellikle başkalarının tesiriyle değil de insanın derununun kişi üzerindeki tesiriyle olur.
4-5 yıl evveldi ,bu gördüğünüz burgerthink arkadaşınız almanyaya almancasını geliştirmeye gitmişti, kuzeniyle birlikte Rewe marketinde sapsarı,mavi gözlü bir kasiyere yanlışlıkla iyi akşamlar yerine iyi geceler demiş, kuzeninden türkçe olarak ders almıştı iki dakikada.Sonra ben ise Türkçe olarak kuzenime, " Aman be anlayıversin işte o da, ha iyi geceler, ha iyi akşamlar, hepsi aynı bokun laciverti" dedikten sonra, o tatlı kasiyer hanım, demesin mi, "Yok yok önemli değil dediğin gibi az sonra eve gideceğim yorucu gündü, iyi geceler de olur, hahahahah". işte o gün bugündür utancımdan aynı markete giremez oldum. Size bir nasihat, avrupa'da özellikle Almanya'da nasılsa anlamaz diyerek onun bunun hakkında, belden aşağı/yukarı dedikodu bilimum espri yapmayın. Çünkü yukarıda bahsedilen tatlı kasiyer hanım için aslında bir kaç şey daha söylemiştim(burada yazamadım).
Eve yemek getiren pizza hut kuryesine ödemeyi yapmak için kredi kartı uzatacağıma akbilimi uzatmıştım. Şöyle bir baktı suratıma dostum iyi misin der gibi ben de onun suratına baktım bu adam niye çekmiyor ki parayı diyerekten. Sonra o mavi mavi akbil adamın elinde bana göz kırpınca jetonum anca düştü. Bir de daha bugün kahve alırken kasada cüzdanımdan kredi kartımı çıkartırken altından vesikalık bir fotoğrafımı da almışım onu da verdim kasada duran çocuğa kredi kartını uzatırken adeta al canım beni hatırlarsın baktıkça der gibi.
Okula terlikle gidip beden dersinde koşarken terliğim ayağımdan fırlamıştı, o zaman çok utanmıştım.
1.5 yıldan sonra kimselere söylemediğim kişiyi arkadaşına söyledim 2 gün önce, söylerken kan ter içinde kaldım ama değdi rahatladım.