bugün

genelde; kombine aksilik formasyonunda, belirli bir zaman diliminde, cinnet geçirtecek oranda zuhur eden talihsizliklerdir.

lise yıllarındayım. 9.5 gün devamsızlık var, 10 olursam atılıcam dıbırına çaktığımının okulundan (daha önce de bir sene kaldığım için) ve hocalar sınıfa girer girmez yoklama almaktadırlar. zaten 9.5 günün 8.5 günü devamsızlıktan. uyanamıyorum ben. yine kıçımı yarım saat kaldıramayıp okula geç kalıyordum. çok değişik bir şey bu. lanet gibi. hemen giyinip evden koşarak çıkıyorum. bacaklarım götüme vura vura metroya koşuyorum. metroya vardıktan sonra süren 15 dakikalık samimi, et ete, can cana, kan kana bir yolculuğun ardından indiğim metro durağına tahmini 300 metre uzaklıkta olan okula yine aynı şekilde depar atıyorum. koş babam koş. tabi bütün okulun derslerinde olduğunu görüp, kesin atılıcam amk diyorum içimden. her neyse nefes nefese sınıfa giriyorum ve hoca beni geç kalmaktan tanıdığı için direkt olarak şunu söylüyor ''adını 30 saniye kadar önce söyledik. deftere yazdım artık. geç bakalım yerine.'' ben oflaya puflaya ne bok yiyeceğimi düşünerekten yerime geçiyorum. sonra telefonu açıp internetten 10 günde mi yoksa 10.5 günde mi devamsızlıktan kalınıyor diye bakınıyorum. tam o sırada hoca kafama yavaşça vuruyor, telefonla uğraşma manasında. çok dalgın olduğumdan hocanın yanımda belirmesiyle panik yapıyorum ve sıranın altında iki elimle tuttuğum telefonu yere düşürüyorum. cam tuzla buz. ama neyse ki çalışıyor. her şeye rağmen ya sabır çekiyor ve yatıyorum o ders bitene kadar. zarttı zurttu derken o gün resimden verilmesi gereken bir performans ödevi varmış. olayların şokundan çıktıktan sonra sınıfın durumundan hatırlıyorum. bende hiçbir şey yok. telefonumu, sigaramı-çakmağımı, kıyafetimi giyip çıktım evden geç kalıcam diye. tabi hayata bir ton küfür savruluyor. her neyse resim ödevleri basit olduğundan ve yardımsever sınıf arkadaşlarına sahip olduğumdan 5. derse kadar 50-60 puanlık bir ödev hazırlamayı becerebiliyorum. 5. ders geldiğinde tabi sinirler yatışmış, arkadaşlarla muhabbet, hocayla makara vs. derken stresimi atmış oluyorum. bunca stresin üzerine bi sigara iyi gider deyip hocadan tuvalete gitmek için izin istiyorum ama o da nesi? ben sınıfın ortasında duran hocanın yanına gittiğimde millet kıs kıs gülüyor. hafiften bi kıllanıp bakıyorum arkama. ne olduğuna anlam veremiyorum tabi. o ara sol önden bi arkadaş ''iby pantolonun patlamış oğlum.'' diyor. hay amına koyim... o an için samimiyetle gülüyorum duruma. ardından, bir arkadaşa götümü kapıya yaslayarak ''montumu getir kanka'' deyip tuvalete kaçıyorum. 2-3 dakika sonra montumla beraber geliyor. ardından paketimden çıkardığım iki dalı; gülüp yada ağlayacağımıza karar veremediğimiz durumumuza karşı tüttürüyoruz. işimiz bittikten sonra mont bele sarılıp yoğun alaylara maruz kalınıcak bir ortama ölüme gider edasıyla yol alınır. böyle de boktan, talihsiz bir günümdür. ibretlik...

not: anlatım bozukluğu, zayıflığı, imla özürlülüğü vb. hatalar için kusura bakmayınız.
not2:olaylar tamamiyle gerçektir. ben yaşadım oğlum. bizzat.

edit: yazmayı unutmuşum. pantolonumun neden yırtıldığına dair bulabildiğimiz en mantıklı cevap okula yetişmek için attığım hayvanımsı deparlardır. olayın trajikomik yanı, hepsinin sadece ve sadece geç kalmamak uğruna yaşanılıp geç kalınmasıdır. sonra nasıl atılmadın derseniz; velim dilekçe verdi. sildiler o ayın devamsızlığını.
Sene 1999 gölcük depreminden birkaç ay sonraydı. Deprem olurken ayakta ve sokakta olduğumdan yakın plan şahit olmuştum felakete ve üstelik deprem biteli yarım saat olmadan hiç tanımadığım birini kurtarmak üzere enkaz halindeki bir binaya tünelden girip 3 kişiyi kurtarmıştım ( bir arkadaşımla beraber). Tam da depremin yaralarını sarmaya başladığımız günlerde sayısal loto kuponu doldurdum ancak birkaç dakikayla kuponu yatırmaya yetişemedim. Ve çekilişten sonra meraktan acaba yatırsaydım birşey olur muydu diye kupona baktığımda benim yatıramadığım kupona 6 tutturduğumu ve yatırmış olsaydım tek başıma ikramiyeyi alacağımı öğrendim. Başımdan aşağı kaynar sular dökülmüştü. Son 6-7 yıldır aynı rakamlardan oluşan sayısal süper loto ve on numara oynuyorum ancak henüz hiçbirşey kazanmış değilim. Hayatımdaki unutulmaz talihsizliklerimden biridir bu da.