bugün

Erkek arkadaşımla buluştuğum zaman merdivenlerden düştüm. Çok kötü rezil oldum.
Ya ben değilde bir arkadaşımınkini anlatıcam çok gülmüştüm istiklal marşındaydık Çatma sönmez bu şafaklarda derken arkadaşım altına işemişti Hala gülüyorum.
British Council'e ingiltere'yle ilgili bir tanıtım toplantısına giderken (yeni boğaziçiliyim havalıyam) cam kapı üzerindeki tokmakta yazan "pull" yazısını push gibi algılayıp yüzüm morarana kadar itmek, oradaki sekreterin aşağılayan bakışlarıyla ağır ağır gelip kolaycacık kendine doğru çekmesiyle yağ gibi açılıveren kapıdan utançtan kırmızı bir hayalet gibi süzülmek.
MSN'de ne dinliyorum özelliği diye birşey vardı. işte orada sadece dinlediğin değil o an izlediğin şeylerin adları da görünürdü. Anlayan anladı. Daha fazla yerin dibine girmeye gerek yok.
En son renault megane reklamındaki lavuk gibi grand tualet işyerine girerken aşırı temiz camı fark etmeyip zank diye girmek.
Arkadaşımı aradığımda naber la yapragım demiştim. Sonra arkadaşın babası oğlum dışarda gelince seni arasın dedi. Mal mal bi 10 sn susmuştum.Buda böyle bi anımdır.
"Metrobüste sesli osurdum" dan sonrasını okumadım daha rezil bir durum olacağını sanmıyorum rezilsin kardeş gerçekten.
en rezil olduğum an sanırım lisede, lise üç veya dörtte hoşlandığımı düşündüğüm çocuğun bunu öğrenmesi ve -affedersiniz- tam bir züppe gibi davranması idi. üstelik bilmesini bile istemiyordum. kızlara güven olmuyor cidden hemen yetiştirdiler. onun ile sevgili ya da ilişki bile hayal etmiyordum. öyle tüm sınıfın içinde aşağılardı gördüğünde. okul çıkışlarında da keza öyle. her fırsatta laf değdirirdi. yüzüme bakarken tiksinçmişim gibi ifade takınırdı. vs. üzücü hala hatırladıkça. o günden sonra yüzüne bakamadım, uzaktan ne yapıyor diye bakardım ama. sanırım o salak uzun süreli sevebildiğim tek kişiydi. takıntı ya da. genelde utangaç birisiyim zaten ama bu benim isteğim dışında gelişen bir olaydı o yüzden bu.

edit. şimdi baktım facebook adresine de hala aynı sadece kilo almış. bi de kas yapmış ama yakışmamış bnc. askere gidince değişmiş kısaca ne ise.
Okul çıkışı eve gitmek üzere otobüse binmiştim. Orta kapı dışa doğru açılıyordu , bende arka kapı da dışa doğru açılıyor diye düşündüm ve merdivenle kapının açılması için bırakılan boşlukta yerimi aldım . Ve beklenen an; düğmeye bastılar kapı dışa değil içe doğru açıldı sümük gibi kaldım kapıyla merdivenin arasında. O an yerin dibinin dibine girmek istedim. Bu da böyle rezil bir anımdır.
Daha geçen pazar yenisini eklediğim anılardır.

Malum kış her yer kar buz, çarşının ortasında öyle bir düştüm ki,

35 yaşında adamım allah seni inandırsın bunca sene öyle düştüğümü hatırlamam.

Bir ara ayaklarım resmen omuzumdaydı resmen zaman ağır çekim ilerledi.

Pat diye sol yanıma düştüm, kafamı kaldırdım insanlar bana bakıyor,

Az evvel düşen ben değilmişim gibi 2 saniyede ayağa kalktım, sol bacağım ağrımasına rağmen hiç birşey olmamış gibi götün götün yürüdüm.
yemek arasındayız iş yerinden arkadaşlarla, bende o aralar hastayım grip olmuşum.
ben yine güldürüyorum insancıkları falan espriler havada uçuşuyor.
ben tam kahkaha atıcam derken benim burun sen tut infilak et kendini, içeride ne var ne yok bir baloncuk olarak dışarı çıkmıştı.
o değil hoşlandığım çocuk oradaydı kalktı gitti masayı terketti.
acı bi gündü yaa hala konuşurlar ortamda.
işte bende sineye çekmeye çalışıyorum.
Lise 1 in ilk zamanlarıydı. Daha sınıfa alışmamışız herkes birbirini tanıma aşamasında. Ben her zamanki gibi geçtim en arka sıraya böyle insanları süzüyorum. Yapı olarak çoğundan büyüğüm. Sadece 1 kişi var onun boyu benden uzun. Diğerleri dediğim gibi minyon tipli çocuklar. Neyse, yanıma da kimse otursun istemiyorum. Biraz zaman geçsin öyle hemen samimi hareketler ense şaplak g.te prmak olmayalım istiyorum.

Bu uzun boylu eleman geldi ve " kalk oradan ben oturacağım orada " dedi. Lan bir şok oldum sorma. Eşşoğluya bak emrediyor bir de üstüne beni oturduğum yerden kaldıracak kerata. Dedim " kardeş burada ben oturuyorum, insanca isteseydin yanıma oturmana izin verirdim ama sende o vasfın olmadığını gördüğüm için yanıma da oturamazsın " dedim. Millet filan gülmeye başladı ben böyle deyince. Çocuk arkasını döndü gidiyor gibiydi. tekrar bir dönersin, suratıma okkalı tokat yedim.

Bak o zamana kadar sadece babamdan 1 kere tokat yemişimdir daha kimse yüzüme dahi vuramamıştır, öyle delikanlıydık asdfghj. Lan bir sinirlendim, vücudum bir kasıldı, elimi sıkıyorum, bir yere vurmam lazım o siniri atabilmem için. Okulunda ilk gününden atılmak, disiplin suçu işlemek filan istemiyorum. Babacan bir koyverdim orada, bebekler gibi ağlıyorum sinirden.

O hareketi bana okul içerisinde değil de başka bir yerde yapmış olsa büyük ihtimalle okula 1 hafta filan gelmezdi. Hani bir konuda haklı olursun da yaptığın hareketler yüzünden insanlar seni haksız görürler. Benim ki de o hesap. Ağlıyorum ama dayak yediğimden değil, sinirden. Millet de bana üzülüyor, dayak yedim diye ağlıyorum sanıyor. Hiç unutmam, benimle dayak yediğim için yarım dönem dalga geçmişlerdi. Bu anım da, en rezil anımdır.

Rezil anların güzelliği, hayat denilen yolda sana tecrübe kazandırmaları. Orada anladım ki bazı durumlarda ne kadar o şeyi yapmak istesen de, yapamazsın, yapmamalısın. Doğru yol, senin her zaman iyi hissettiğin yol değildir.
Lise zamanları...cafedeyiz arkadaşlarla, o masadaki abla beni kesiyor buradaki sana baktı falan.

Dedim hacolar ben gidiyorum kızlarla tanışıcam. Kaltım gittim masalarına dedim ki:
"Pardon bir dakika bakar mısınız?"

Kız da dedi ki:
"Bakarım ama sadece bir dakika..."
8. Sınıfta (orta sonda) okul merdivenlerinden belimin üzerine bir düşmüştüm, ayağımdaki babetler de fırlayıp çıkmıştı.
geçenlerde şok marketin hepi topu 3 mü 4 mü basamak merdiveni var ondan düştüm. zaten 3 basamak yani düşmüşken kalkmadım oturdum telefonu açıp bir iki bildirim okudum.
Geçenlerde biriyle konuşuyorum. Çalıştığı yerden eskilerden tanıdığım biri vardı. Hala orda olup olmadığını bilmediğimden " ya sizin orda uzun boylu at ağızlı biri vardı." Dedim. "X kişisi mi? Benim grubumda o." Dedi. Ya kocaman havaalanında gidip ekip arkadaşını bulup onu sormuşum. Bir de nasıl bildin diyorum at ağızlı dedin diyor. Tam anlamıyla rezillik. Üzerime kaynar sular döküldü resmen.
Geçen damacana su isterken istemsizce 'bilinen adrese bir damacana su' dedim. Adam suyu getirdi suratıma bakti baktı gitti. Hiç espiriden anlamıyorlar.

Kolay gelsinden de kargom geldi.
- abi eyvallah kolay gelsin dedim.
O da yüzüme baktı baktı gitti. Son yaşadıklarım bunlar.
ingilizce dersinde smoke yerine drink cigarettes demem.
Lisede "saçını kestir de gel" diyen kimyacıya sınıfın ortasında "tamam kardeşim" demiştim ağız alışkanlığı ile. Yer yarılsa da içine girsem dediğim anlardan yalnızca biridir. Diğeri de hoşlandığım kızın yanında yere kapaklandığım andır maalesef, evet.