bugün

+ sen ne alacaksın ?
- vayt çaklıt moka.
+ sen kanka ?
* çayiti latte.
+ olum herkes gırande alıyor güzel bir şey herhalde.
- hahahaha.
* hahaha.
+:ben -:arkadaş /:starbucks çalışanı

+Ne alıcaz hiçbir şey anlamadım yazılanlardan
- boşver kanka şu espresso'nun ismi baya havalı ondan mı alsak hemde en ucuzu
+Alalım hadi
*4'er lira verilir
-katın katın elinizi korkak alıştırmayın
/ emin misiniz?
-tabii ki
*oturulur
+bu ne l*n? senin seçeceğin kahvenin ben... ölüyorum ***!?
-ehehühehe

bu da böyle bir anımdır.
arkadaşlarla çanakkale gezisinden dönüyoruz, neyse işte mola verdik bir yerde. starbucks vardı gidip çökelim dediler. ben de daha önce hiç gitmemişim, bakalım bi nasılmış dedim. gittik oturduk. bana da ayarlayın işte bi şeyler dedim. ne olduğunu hatırlamıyorum, neyse geldi işte. ilk yudumu almamla suratımın şekilden şekile girmesi bir oldu. hayır normalde çok şekerli içen biriyim, ama bunun çeyreği kahveyse gerisi şeker amk. midem ağzıma geldi bitirene kadar. bir daha da gitmedim zaten amına kodumun mekanına. bu da ilk ve son starbucks anımdır. evet.
Yer bulamadım. Kahveyi alıp sokakta hüplettim artis gibi.
(bkz: yok ki)
Gariban anadolu çocuğu olduğum için bu tür şeylerden haberim yok. Annemin semaverde demledigi caydan içiyorum ben. *
nanfet ne ki amuğa koyim?

(bkz: iç ses)
geçen gün bizim hayri abinin. çay ocağındaydım.

Öyle..
-isme ne yazalım
+cemşit yaz

-cemşit bey
-cemşit beey
-vayt çaklıtınız hazır
+bana mı dediniz?
+cemşit ben değilim ki
-asfghjkfşd
izmit outlet center da geçen hadisedir. karamürsel de aynı lisede okuduğum iki bomba arkadaşımla izmit e film izlemeye gitmiştik. son vapura daha vardı ve kahve içme fikri çıktı içimizden. velhasıl vapurdan outlet e kadar yürüdük. bilenler bilir baya arası vardır. neyse o zamanlar yeni sigara deneyimlerini yaşıyoruz. içimizde kimse starbucks a daha önce gidip white chocolate mocha falan içmemiş. biz kahve alır çıkarız diye gittik ki bir kültürel hezeyan ile karşılaştık. ilk önce staj paramın yattığı hesap kartımla sigara alabileceğim yer arayışına girdim. bir tane alışveriş firması buldum. almışken tam alırız düşüncesiyle marlbora light alıp çıktım. şekiliz yaa. her neyse kim konuşsun falan muhabbetlerinden sonra daldık kahveciye. sanki milyon dolarlık ithalat antlaşması yapacaz. ben cesur bir sesle '' abi bize 3 kahve verir misin ? ''dedim. adam şöyle bir baktı bize. seçeneklerimiz şunlar diye yukarıdaki tabelayı gösterdi. abi biz anlamayız. '' kahve olsun ucuz olsun '' dedim. adamda '' ben size espresso vereyim şurada basın şekeri için '' dedi. eyvallah dedik. bastık şekeri karıştırdık. çıktık dışarı çöktük bir masaya. kasmayın yani oradaki çalışan da insan ve orada asgari ücrete çalışıyor. sonra vapura yetişmek için 15 dk aralıksız vapura yetişmeye çalışmamız daha manidardı. çayır çimenden geçerken sevgilileri falan rahatsız ede ede yetiştik. kahve uğruna ciğerlerden oluyorduk. neyseki yetiştik ve gerçekten kahve arkadaşlarla daha güzel gidiyor.
Durun bakayıım bundan 8 yıl önce küçük bir şehirde oturuyorduk. Nerden hikmetse ben biliyordum bu starbucksı hatta yazıldığı gibi okuyorum falan. Neyse sonra izmirde mavişehire yerleştik hemen egeparktaki starbucksa gitmiştim. Sonrada o plastik bardağı 2 3 yıl saklamıştım.
Ilk içtiği kahveyi beğenmemekle Başlayan anılardır.
Kız arkadaşımla gitmiştim, hesabı o ödemek istedi.
Starbucks a gittik kahve içtik bu. insanın Starbucks anısı mı olur lan.
Philadelphia 'da gitmistim, o zaman Tukiye 'de Starbucks yoktu. Siyah ve kapakli celik gorunumlu iki kupa
almistim. benim icin alisilmamis birseyken su an hicbir esprisi kalmadi.
Starbucks'a gitmiştim kahve içtim.
işemeli sıçmalı
(bkz: yazarların starbucks ilk anıları)
girdim çıktım hikaye bu.ha detayı burda.girdik kuzenle kahve alcaz.parası önemli değil dedik.oturduk menüye bakıyoz en aşşa 5tl.kuzen bana bakıyo ben kuzene.sonra aynen şu cümleyi kurdu kuzen kişisi:ulan ben 5 tlye 10kişilik kahve yaparım kalk gidek dedi.sonra da gittik.
sanırım ilk defa alman bir arkadaşımla gitmiştim. insanlar daha o zamanlardan "starbucks insanlarıyla" dalga geçmeye başladığı için biraz çekiniyordum. * neyse efendim ingilizcem de çok iyi değil o zamanlar *lise 1*. listeyi okuyorum okuyorum söyleyecek bir şey bulamıyorum. allahtan arkadaşım benden önce sipariş verdi de aynından diyebildim. sonra nasıl içtiğini anlayamadığım bir şey içtik. bildiğin içine buz atılmış kahveydi yani evde ben de yaparım tribindeydim. şimdi kahve içmeyi bıraktım kafam rahat. *bir earl greyinizi alırım şekerim*
filtre kahve istedim onlarda hazırlayıp verdiler.