bugün

2014. onsuz geçen yillarima üzüldüm.
2002 brezilya-türkiye maçı sonrası istiklalde bir çorbacı.
Tam yılını hatırlamasamda 80 lerin sonuydu.
Henüz adana’da şırdan yerken bıçak istediğimi ve meyve bıçağı getirdiklerini atlatamadım. paçaya daha tenezzül bile etmem
(bkz: sene geçen sene)

Repliği bir kenara bırakırsak 2005 senesidir.
Doğduğumdan beri (1977) içiyorumdur herhalde. Annem söylerdi daha 5-6 aylıkken paça suyu içirirdik sana diye. Ama ben şu lokanta işi kelle paça sevmiyorum. Köy usulü olacak.
benim en cılgın yılım olurdu her halde.
o cesareti hiç toplayamıyorum.
içebilsem iyi olurdu. paçada kolajen olması cazip geliyor. bazen girip bir çorbacıda içiyim diyorum ama kapının önünde duyduğum koku bile yetiyor geri kaçmama.
planım şu. burnuma viks sürüp iceri gireceğim. corbayı evden getirdiğim termosa doldurtacağım. böylece koku olmadan evde içeceğim.
ama havalar sıcakken olmaz. kışın.
kaynak bulunamadı. çünkü öyle bir eyleme girilmedi.
1993 yılı karlı bir izmit günü.
1 sene önceydi sanırım abimle evde içiyoruz saat gecenin ikisi.
acıktık ikimizde ve rafta knorr'un hazır çorbası vardı ancak kelle paça tabiki.
abim dedi hiç yemedin mi nasıl yemezsin olamaz canım yiyeceksin bunu yapacağız falan. ben diyorum abi makarna yaparım ben, abim diyor hayır bunu içeceksin.
yapmıştı ve içmiştik ve gerçekten tadını beğenmiştim. o günleri geri istiyorum.