bugün

benim için çok çok geçmişe uzanan, çocukluğa uzanan bir hikayedir... herkesin kendince farklı hikayesi olma durumudur.

futbol..

biliriz bu kelimeyi, kahvedeki amcalardan;

futbol birbirini kızdırma sporu.

fanatiklikdir futbol.

ama sporda centilmenlik de vardır, biliyoruz o küçük beynimizde.

anlam veremiyoruzdur belki bu yüzden, bu kadar koyu taraftar olunmasına.

maç oynanmaktadır fenerbahçe ile galatasaray arasında.

ilkokul arkadaşlarımızın kimisi galatasaraylı, kimisi beşiktaşlı, kimisi fenerlidir.

elimizde çamlıbağ gazoz, kısa şortla, kahvedeki abilerimizin izin vermesiyle, o tek televizyonda, en ön sırada izliyoruzdur maçı.
galatasaray gol üzerine gol atmaktadır. ilk yarı 3-0 bitmiştir.

çocuklar acımasız olur malum. çevremdeki çocuklar, ilk yarı fener ile felaket dalga geçmektedir.
ama sadece çocuklar olsa anlarım. büyükler de.

hatta ikinci yarıya çıkan galatasaray futbolcuları da.

spor centilmenlik değilmiş sanırım.

galatasaray futbolcuları bile ikinci yarı başında dalga geçmektedirler rakip ile.
gariptir.

ben ise kısa şortumla pipetten çamlıbağ gazozumu içmekteyimdir. kahvede en ön sırada.
sonra fener golleri gelir. 1, 2, 3, 4.

az önce kahkaha atan arkadaşlar, abiler, sesizce dağılırlar. az önce rakibiyle dalga geçen galataray'lı futbolcular başları önde sahayı terk etmektedirler.

hani çocukken bir süper kahraman gelir, kötü adamın kahkahasını bastırır ya, gözümde öyledir.

maç sonunda o devre arasında kahkaha atan, rakibiyle dalga geçen arkadaşlar, abiler kaybolur. sessizce.

işte o an denilir, ya ben bu takımı, fenerbahçe'yi tutsam iyi olacak galiba. süper kahraman'ım olacak bu takım benim.
kötü kahkahaları bitiren. rakibin dalga geçmesine, unutulmaz ders veren.

galatasaray'ı yenmek değildi beni fener'li yapan. futbolun, sporun centilmenlik olduğunun devre arasında unutulmasıydı. galatasaray'lı futbolcular tarafından da. rakip ile dalga geçilmesi.

ve bunun bir karşılığının olması maç sonunda.

o gün bu gündür, fenerbahçe süper kahramanımdır benim. ilk yarı bitince dalga geçenleri, maç bitince sessizce dağıtan.
umut her zaman vardır.

işte o maç:

(bkz: https://www.youtube.com/watch?v=I7U2XL7xI8c)
aslında benim hayatımın başlangıcından beri var fenerbahçe babam bana kanatlarda fırtına gibi esen rıdvanı forvette gol makinası olan aykutu anlatarak büyüttü

bense evladımı efsane 10 numaramız alexle adamlığıyla herkes tarafından sevilen gökhan gönülü anlatarak büyüteceğim.
Doğuştan fenerliyiz hamdolsun.

Aile trabzonsporlu fakat o adam (baba olacak adam) koyu fenerliydi.
Öyle ki Salonumuzun rengi bile sarı lacivertti.

Hatırladığım bu kadar.
Yani kendimi bildim bileli fenerbahçeliyim.
ve bununla gurur duyuyorum!

görsel
Kadıköyde büyümek. Kısa ama uzun hikaye.
Kulağıma ezan okunacağına, fenerbahçe denmiş. Babam bunu cidden demiş.

(bkz: hepimiz ölelim fenerbahçe çok yaşasın)
beynin yoksa ve ibneysen çok kolay fenerli olabilirsin.öyle hikayeye falan gerenk yok.
1992' de doğdum ve dayım bana ilk fenerbahçe formamı aldı yanında minicik fenerbahçe ayakkabılarıyla. Oldum.
Çok sevdiğim eniştem forma aldı oldum.
Amcamin sekerle beni kandirmasiyla oldum.
malum takımlıydım. baktım fener sürekli koyuyor. sürekli ezik bir takımı tutmaktan bıkmıştım. silkerim böyle cinconu dedim fenerbahçeli oldum. mutluyum sizi de beklerim.
aile baskısı ühühü.
Bende hiçbir zaman var olmayacak hikayedir.