bugün

Tilki ormanda nefes nefese koşuyormuş. Karsısına çıkan kaplumbağa: -Tilki kardeş ne bu telaş? -Ormana maliyeciler gelmiş demiş tilki. şimdi bir bakarlar bende kürk, hanımda kürk, çocuklarda kürk, dünyanın vergisini yazarlar.... Bunu duyan kaplumbağa telaşla yürümeye başlamış. Onu telaşlı gören leylek: -Hayrola kaplumbağa kardeş ne bu telaş? diye sormuş. -Maliyeciler ormanda demiş kaplumbağa. Bende ev, hanımda ev, çocuklarda ev, yakalanırsak dünya vergi alırlar. Leylek de hemen uçuşa geçmiş. Ağaçların üzerinden maymun seslenmiş: -Leylek kardeş, ne iş? Bu ne acele? -Vergi memurları herkese ceza yazıyormuş. Bende yazlık, hanımda yazlık, çocuklarda yazlık, vergi borcundan batarız... Maymun bunu duyar duymaz koşarak ağaçtan ağaca atlamaya başlamış. Papağan sormuş, Neden ve kimden kaçıyorsun? diye. -Maliyeciler ormanda demiş Maymun, Benim kıçım açık, hanımın kıçı açık, çocukların kıçı açık...Alacak bir şey bulamayınca bunların ne yapacağı belli olmaz.
ülkenin birinde 1 ay boyunca et yemek ve sevişmek yasakmış.
üç rahibe bu dönemde erkek arkadaşları ile birlikte olmuşlar.
daha sonra pişman olup, kilisenin papazına giderek günah çıkartmış: "biz piramit yaptık." demişler.
papaz: "tamam sizi açıksözlülüğünüzden ötürü affediyorum ama 'piramit'in ne olduğunu bana söyleyeceksiniz." demiş.
kızlar da anlattıktan sonra, affedilmelerinin verdiği sevinçle bahçede dolaşırlarken, bankta oturmuş, ağlayan yaşlı bir kadın görmüşler.
hemen yanına gidip neden ağladığını sormuşlar. kadın gözyaşları arasında, oğlunun 250 gram et getirdiğini, kendisinin de onu sote yaparak yediğini, ancak günaha girdiği için ağladığını söylemiş.
"hiç üzülme teyze." demişler. "şu kiliseye git ve papaza 'ben piramit yaptım.' de seni hemen affeder."
kadıncağız gözyaşlarını silip, sevinç içinde papazın odasına dalmış:
"papaz efendi, ben piramit yaptım. beni affet." demiş.
duası biten papaz, kadına dönünce: "tuuuu. yaşından başından utan. bu yaşta yapılır mı o iş?" demiş.
kadın cevabı yapıştrmış:
"ne kızıyorsun papaz efendi? ayda yılda bir içimize 250 gram et girdi. onu da çok görme." demiş. *
Kıyafet denerken, Fransız kadın;
"Bir beden küçüğü var mı?"
ingiliz kadın;
"Bir beden büyüğü var mı?"
Alman kadın;
"Tam benim bedenim."
Türk kadın;
"Bunun kalıbı dar."
yok öle bişi belli bi yaştan sonra otuzbir olsa çekilmiyor. bayıyor.
Bir gün üç pire kadının göbeğinde buluşmuşlar. Herkes bi tatafa gitsin yarım saat sonra burada buluşalım. Gördüklerimizi anlatalım demişler.
1. Pire yukarı çıkmış. 2. Pire arkaya gitmiş. 3. Pire aşağıya inmiş.
Yarım saat sonra hepsi buluşmuş.
1. Pire demiş; yukarı çıktım iki tepe vardı. Birine tırmammaya başladım tepeye çıkamadım. Baktım geç kalacam döndüm geldim demiş.
2. Pire demiş; arkaya gittim baktım iki dağ var. Tam ortada vadi vardı. Ben vadiden girdim ama gittikçe yol daraldı. Bir gök gürültüsü geldi sonraki kokuyu sormayın. Canımı zor kurtardım az kalsın ölüyordum demiş.
3. Pireye bakmışlar sırılsıklam sinirli. Sormuşlar ne oldu böyle sana.
3. Pire cevaplamış; aşağıya doğru iniyordum. Karşıma bir orman çıktı. Tam girdim ormana bir yılan kocaman. Beni kovalamaya başladı. Ben kaçıyorum o beni kovalıyor. Baktım ormanın sonuna doğru mağara var. Girdim saklandım. ipne yılan girdi çıktı girdi çıktı girdi çıktı. Baktı yakalayamadı tükürdü kaçtı pezevenk demiş.
karadenizli lazla röportaj yapıyolarmış.

laza sormuşlar siz neden hep soruya soruyla cevap veriyosunuz diye.

laz da demişki neden soruyosun ? shshajdhahdhshdhdddjdhdjf.

yazarların en çok sevdiği fıkralardır. evet.
güncel Önemli Başlıklar