bugün

sözlük yazarlarının bugün içinde bulundukları psikolojiyi ifade etmelerine yardımcı olan şiir veya şarkılardır.
Olsun istersin.
Hatta olsun diye yapılması gerekenden daha da fazla üstelersin.
Aşktır; değer verirsin, ödün verirsin, sevgiden de öte saygı gösterirsin, olmayacak kaç şey varsa bir araya bile getirirsin.
Bakarsın, ne anlattığını anlayabilmiş(?) ne de çözüm için bi şeyler yapma gayretinde.
iştir; sabahlarsın, "olsun" diye ailenden çaldığın zamanı oraya verirsin.
Dosttur; hayatta kimseyi dinlemediğin kadar dinler, kendine ayırmadığın onca şeyi "Ona" ayırmaya çalışırsın.
Sonra olayın içinden kendini çıkartır şöyle karşıdan yaptıklarına bir bakarsın. Bakarsın ki her şey başladığın gibi!
Olmuyorsa, olmuyordur!

Gönlün rahat mı?
Elinden geleni yaptın mı?
Cidden olmuyorsa zorlamayacaksın.

can yücel
SADECE VAZGEÇMEYi BiLDiM

Asla sevmediğim birine seni seviyorum demedim,

Ya da asla birini severken karşılığını beklemedim.

Dostluğuma değer biçmedim,sevgime ise hiçbir zaman sınır çizmedim.

Sevdiysem sonuna kadar gittim, bitirdiysem öldürse de hasreti geriye dönmedim.

Bazen çok kırıldım, bazen belki de kırdım.

Ama hata insana mahsustur dedim.

Affettim, af diledim.

Kimileri birden fazla kırdılar kalbimi ama ben onları yinede affettim.

Onlar belki beni saflıkla yargıladılar.

Belki de içten içe sinsice güldüler.

Ama asıl unuttukları şuydu;

Ben aldanmadım..!

Aldanan her zaman kendileri oldular ama bunu anlayamadılar.

Bir insan kaybının ne olduğu bilemedikleri için,

Kaybetmek onlar için bir alışkanlık haline geldiği için.

Oysa ben hiç insan kaybetmedim.

Sadece zamanı geldiğinde vazgeçmeyi bildim o kadar.
can yücel
yapraklar son bahar günü hep açmak ister
insan sevince neden gözü görmüyor tanrım
neden hergüzel şeyin sonu hüsranla biter
gözlerim ondan başka görmüyor tanrım
onu alma yanımdan onsuz olmuyor tanrım

serdar ortaç

http://www.youtube.com/watch?v=BrXNVhxC6MA
bütün gün dinlemek zorunda bırakıldığım için tarkandan öp.

cennetten gelen
bir melekti sanki
ben o şelale saçlara
o ay, o hilal kaşlara
o süzme bal dudaklara
öp öp öp öp doyamadım.
Bir deniz kıyısındayım hafif puslu hava ve bulutlar ağlıyor inceden.
Deniz mutlu kendinden bir zamanlar kopmuş olan yağmur damlaları ile yeniden buluştuğu için.
Bulutlar ise üzülüyor kendinden kopan kaybettiği her damla için.
Ne gariptirki hayatın kuralı bu.
Biri kaybeder üzülür biri bulur sevinir mutlu olur.
Evet kural budur ama hayat beni her daim muaf tuttu bu kuraldan.
Ben ne buldum nede kaybettim ikisinin arasında çırpınıp durdum sadece.
Ne tam kaybettim seni nede tam buldum.
Hep eksik kaldı sol yanım.
Tam kaybettim derken buldum seni ama sevinemedim kaybedecektim çünkü, yine üzülecektim.
Öylede oldu buldum derken yine kaybettim seni.
Bugünlerde yine kaybedişleri oynuyorum.
Hep bendesin ama bulamıyorum seni. Yoksun yanımda üşüyor ellerim yalnızlık titretiyor içimi.
Yalnızım diyorum üşüyorum.
Deniz vuruyor dalgalarını kayalara yalnız değilsin ben buradayım diyor ama yetmiyor.
Benim için yalnızlık kimsemin olmayışı değil senin olmayışın bunu; ne sen ne deniz nede bir başkası bilmiyor anlayamıyor.
Üşüyor ellerim çaresiz sokuyorum ceplerime, cebimde kalan son umut kırıntılarını buluyorum.
Çıkarıp bakıyorum deniz seviniyor işte umutların varmış senin diyor ellerimde kalmış üç beş umut kırıntısını kast ederek.
Acı bir gülümseme dudaklarımda yeter mi diyorum yarınlara, yaşamaya yeter mi? Deniz cevap veremiyor.
Yetmezdiyorum yetmezElimdeki son umut kırıntılarını da denize atıyorum ;yalnızım diyorum deniz bu sefer anlıyor yalnızlığımın sensizlik demek olduğunu susuyor. Ben de susuyorum bulutlar ağlıyor ben de ağlıyorum.
Sensizlik esiyor üşüyorum
__________________
http://imkf12.imageshack....img12/91...ebymyfirst.jpg
bir rüya olmalı görüdüğüm
gördüğüm bir rüya olmalı
belkide hiç uyanmamalı
sonbahar sonbahar olmalı sebebi
sebebi sonbahar
sonbahar sonbahar
korkmuyorum hiç..
başla hadi sar karanlığınla beni al
en derinine hadi
sar bi kere sar bi kere
başla hadi vur yalnızlığınla beni yerden yere
hadi vur bi kere vur bi kere
başla yıka yağmurlarında beni
ıslat yine ıslat yine
hadi..
kaybet kaldırımlarında beni yürüt yine
üşüt yine
korkmuyorum korkmuyorum..
-sonbahar-
(bkz: yalın - bir bakmışsın)
Güvenme bu kadar aşkıma öyle sağlam da değilsin
Titrerim kendi üstüme benden değerli değilsin değilsin
Bir bakmışsın ben yokmuşum üzülmeye doymuşum
isyanımı yola koyup hayatından kaybolmuşum...
olmuşu varken yeme meyvenin hamını
helali varken sikme namahremin amını
güvenme her dostunun yoğurduna sütüne
sonra sokarlar kazığı ta götünün dibine...
Cem adrian (bkz: nereye gidiyorsun)
Otobuste aglatacakti bu sarki beni.
Telase mahal yok tuttum kendimi...
kağıda sıktığın kurşun kalem kör etti aşkımın gözlerini..
yedi yerinden virgüllemiştin ayrılık sebebini...

keder..
110 (bkz: özledim seni)
özledim seni bugün sebep yokken.
(bkz: izel-ışıklı yol)
sevgilim kızma sakın
ve lütfen yanlış anlama
kırmızı rujunu sürünce
paramın yetmediği
elma şekerleri
geliyor aklıma

sunay akın
Şenlik dağıldı bir acı yel kaldı bahçede yalnız
O mahur beste çalar ... ben ağlaşırız.
Gitti dostlar şölen bitti ne eski heyecan ne hız
Yalnız kederli yalnızlığımız da sıralı sırasız
O mahur beste çalar ... ben ağlaşırız.

Bir yangın ormanından püskürmüş genç fidanlardı
Güneşten ışık yontarlardı sert adamlardı
Hoyrattı gülüşleri aydınlığı çalkalardı
Gittiler akşam olmadan ortalık karardı
O mahur beste çalar ... ben ağlaşırız.

Bitmez sazların özlemi daha sonra, daha sonra
Sonranın bilinmezliği bir boyut katar ki onlara
Simsiyah bir teselli olur belki kalanlara
Geceler uzar hazırlık sonbahara
O mahur beste çalar ... ben ağlaşırız.

Söz: Attilâ ilhan
Müzik: Ahmet Kaya
şebnem ferah - geçmişe yolculuk.

bugün kendimi kuru yapraklarla kaplı
çıkmaz bir sokağa benzetiyorum
sadece o sokakta yaşayanlar üzerimden
gelip geçiyor

bugün kendimi odalarından çoğu boş
bazen dolan bir Otel gibi hissediyorum
içimden ne hayatlar ne hikayeler ne aşklar
geçip gidiyor
"mustafa kemal' i düşünüyorum
yeleleri alevden al bir ata binmiş
aşıyor yüce dağları, engin denizleri
altın saçları dalgalanıyor rüzgarda
işıl ışıl yanıyor mavi gözleri
mustafa kemal' i düşünüyorum;
yanmış, yıkılmış savaş meydanlarında
destanlar yaratıyor cihanın görmediği,
arkasından dağ dağ ordular geliyor
her askeri mustafa kemal gibi.
mustafa kemal' i düşünüyorum;
gelmiş geçmiş kahramanlara bedel
hükmediyor uçsuz bucaksız göklere.
al bir ata binmiş yalın kılıç
koşuyor zaferden zafere...
mustafa kemal' i düşünüyorum;
ölmemiş bir kasım sabahı!
yine bizimle beraber biryerde,
yaşıyor dört köşesinde vatanın.
yaşıyor damar damar yüreklerde.
mustafa kemal' i düşünüyorum;
altın saçları dalgalanıyor rüzgarda
mavi gözleri ışıl ışıl, görüyorum
uykularıma giriyor her gece.
ellerinden öpüyorum."

ümit yaşar oğuzcan
umut kaya-gül güzeli
Elini son defa yanağıma koy
istemiyorsan giderim giderim
Serin bir sonbahar akşamında söz
ismini unutur silerim silerim
Tuttuğun kalem olsa yüreğinin elleri
Bir defa daha yazsa bebeğim bebeğim bebeğim

Eğer bir masal perisi
Girerse rüyalarına
Öldü dersin gül güzeli
Tılsımını kaybetti

Uğruna döktüğüm gözyaşlarım için
Yağmurdan özür dilerim dilerim
Kuruttuğun kızıl gülleri alıp
Senin için senden geçerim
Tuttuğun dalım olsa yüreğinin elleri
Yine bana yasla bebeğim bebeğim bebeğim.
*
kar dindi
gerçekten dindi
ellerine bakabilirsin artık.

turgut uyar.
dudağında dilinde ellerin izi var.
sezen aksu- seni kimler aldı.
aynı dün gibisin
belki de
farkın yok yarından
yaşıyorum işte bile bile
bir gün öleceğimi kahrımdan.
Ben seni hiç görmeden sevdim
Sesini hiç duymadan hissettim
Yokluğun belki de ilk hüznümdü

Atam sana kavuşmadan özledim.
Varlığın dağ taş deniz ülkemde
Seninle yürürüz geleceğe

Çoktan göklere yükselsen de
Senin yerin kalbimizde.
daglarda tek tek atesler yaniyordu.
ve yildizlar oyle isiltili oyle ferahtilar ki
Şayak kalpakli adam nasil ve ne zaman gelecegini bilmeden
guzel, rahat gunlere inaniyordu
ve gulen biyiklariyla duruyordu ki mavzerinin yaninda,
birden bire bes adim saginda onu gordu.
pasalar onun arkasindaydilar.
o, saati sordu.
pasalar 'üç' dediler.
sarişin bir kurda benziyordu.
ve mavi gozleri cakmak cakmakti.
yurudu ucurumun kenarina kadar,
egildi durdu.
biraksalar
ince uzun bacaklari ustunde yaylanarak
ve karanlikta akan bir yildiz gibi kayarak
kocatepe'den afyon ovasi'na atlayacakti.
Yarın, elbet bizim, elbet bizimdir!
Gün doğmuş, gün batmış, ebed bizimdir!
Gökhan Türkmen - Büyük insan

At, savur at sevdayı bir yere fırlat
Bitti sayıp acıyı kaldır öyle yat
Sor, herkese sor acılar unutuluyor
Ağlayınca gözlerinden silinmiyor
Aşk her defasında bak bulunuyor
Bırakırım zamanı öyle biraz da
Sen olmadan da yine geçer nasılsa
Hatırla bunları sakın unutma
Diyordun ama o zaman gülüyordun
Yanımdaydın, canımdaydın
Şimdi nasıl geçer bu ömür?

Susma söyle nasıl yaşar böyle insan!
Susma konuş, hadi anlat büyük insan!
Söyle bir aşk mı çare olurdu zaman mı ?
Böyle kaldırıp atardık ya sevdayı!

Susma söyle nasıl yapar bunu insan?
Susma nasıldı anlat hadi ayrılırsam!
Söyle hayat mı çare bulurdu kendin mi?
Böyle büyük aşklar böyle mi biterdi?

At, silip at aşkları bir yere fırlat
Bitti say ki derdini kaldır öyle yat
Sor, ne olur sor sen benden ayrılırsan
Ne olur düşümde bir ömrü durdursan
Aşk her defasında bende ararsam
Bırakırım kendimi öyle biraz da
Sen olmadan da ben yaşarım nasılsa
Hatırla bunları sakın unutma
Diyordun ama o zaman gülüyordun
Yanımdaydın, canımdaydın
Şimdi nasıl geçer bu ömür?

Susma söyle nasıl yaşar böyle insan!
Susma konuş hadi anlat büyük insan!
Söyle bir aşk mı çare olurdu zaman mı böyle?
Kaldırıp atardık ya sevdayı!

Susma söyle nasıl yapar bunu insan
Susma nasıldır anlat hadi ayrılırsam
Söyle hayat mı çare bulurdu kendin mi böyle
Büyük aşklar böyle mi biterdi

Susma hani aşk insanı zaten bulurdu?
Susma hani yıllar aşka çare olurdu?
Söyle yıllar mı daha hızlı bir kurşun mu?
Böyle sensiz her gün biraz yok oluşum mu?
güncel Önemli Başlıklar