bugün

Akraba ziyareti yaptık hem güldük hem eğlendik, yedik içtik, çok güzel bir akşam geçirdik.
tekila içmek.
600 gram tavuk yedim.
Patates püresi yaptım, odur.
erkek kardeşime iki çift ayakkabı almak. bugün yaptığım en güzel şeydi. aldığım maaş yüksek değil, alırken iki defa düşündüm ama kardeşimin mutlu olduğunu görmek her şeye yetti.
bebek sevmek. allahım o nasıl bir tatlılık nasıl bir sevimliliktir. sev sev doyamadım.
Bir sokak kedisini küçük kuşbaşı et ve sütle besledim; baktım kendime faydam yok bari şu kediciğe faydam dokunsun.
Özdilekten Botanik parka yaya yürümek ve de bisiklete binmek.
Yazarların ne dünyaya ne de kendilerine faydası olmayan osuruktan tayyare eylemleridir. Umrumuzda değil.
Dedemle fotoğraf çekilmek.
Dedemi çok seviyorum.
Uzun zaman oldu guzel seyler olmayalı.
Son dakika golü.

(bkz: Halı saha maçı)
Bana benim için istemem yan cebime koy diyen birine siktiri bastım. Sanırım bugün yaptığım en güzel şey bu.

Siktiri bastım dediğimde yazma dedim umrumda değil dedim. Bu kadar. Ben öyle kolay kolay kalp kıramam be.
Kazandığım parayla babama aldığım bayramlıkları üzerinde görmek ve Gittiğimiz yerlerde babama "çok şık olmuşsun" dediklerini duymak.
Annem ve babam ayrı.

Bayram ya, gittim öptüm.

Hangisi olduğu farketmez.
et yemek disinda..-yazarken bi bes dakka dusundum-galiba uyumak.swh
Kredi kartıyla dış kapı Açmak.

Bunun neresi güzel derseniz, demeyin. Büyük haz aldım, anlayamazsınız. Kapının çıkartığı tıkırt sesi, açılması...
bugün 300 soru cozucem diyip tüm gün kitap kapağı açmamak.
Huzurevi ziyareti.
Gecenin üçünde et yemek. Yaşasın kurban bayramı!
Bayram diye yemenin dozunu kacirip mide sorunlari cekmek.
nedense bayağı uzun bi düşündüm. *
keyfi, eğlenceyi bir kenara bırakıp iş üzerine planlar yapmaktır.
kimse aramasın diye telefonumu kapattım.

birkaç saat sonra açınca " bak arıyoruz açmıyosun he cezalısın yarın söyliyim".

ebenin amı cezalıyım. bi kafa dinleyek ya. evi arabayı satıp bodruma yerleşeceğim. hele bir ev araba alayım da.
sözlüğe tekrardan merhaba demek.
güncel Önemli Başlıklar