bugün

carl sagan okuyarak efendim. carl sagan öncesi hayatimda 4 vakit namaz kilardim ( gece kalkmak genelde zor geliyordu). sürekli oruç tutardım. allah var iyi insandim. swh.

yurtta kaldigim zamanlar oda arkadasimin tavsiyeleriyle basladim bu kutlu insanı okumaya. evren üzerine kitaplari, bilimsel yazıları, cosmos adli efsane serisi falan yalayıp yuttum. seriyi izlerken gulumsemesini hayranlıkla izliyordum. velhasıl kelam bir sure sonra acaba yok mu lan demeye basladim. çünkü her sey çok mantikliydi. ilk sordugum soru şuydu hatirliyorum ; on milyarlarca yıldızın içinde barindigi, on milyarlarca galaksi var. çoğu yildiz sistemi onlarca gezegene sahip. bizim dünyamız ise on milyarlarca içindeki on milyarlarcanin parcasi olan küçük kendi halinde bir gezegen ve evrenin hala yüzde 99u boşluk. yani öyle böyle bir büyüklük yok. hayal edebilirim diyen insanin amk ben. yine de ben biraz daha yardim edeyim. bizim gezegenden her sistemde ortalama 10 tane var desek. 100.000.000.000 yildiz sistemi carpi su kadar yapar. 1.000.000.000.000. her galakside bu kadar gezegen var yanı. bunu galaksi sayısıyla çarpalım yani ona da 100.000.000.000. bu da demektirki 100.000.000.000.000.000.000.000 gezegen var. ve bunun yüzde99 u boşluk. orasi kolay herkes bu sayıyı 99 ile carpabilir sanirim!!?!

böyle büyük bir evrende tanrinin her yerde olabildiğine inanmak, buralarda yasanan her şeye güç getirebilmesi ve bilebilmesi onun ne kadar komplike bir zekaya ya da artik tanri katinda o bilgeliğe ne deniyorsa ona delalettir. bu kadar komplike bir varlık nasil var olmuş olabilir? süreç mi yoksa anlık bir sey mi? böylesine bir varligin anlık var oluşunu kabul edip, küçük elma büyüklüğünde olmayan ilk enerjinin( big bang ) kesinlikle var olamayacagini söylemek ne kadar tutarlı? evrim ve dinlerin bugli yönleri ayri olaylar ama bu benim baslangicimdi.

yazdiklarim inançlı insanlar için değildir. onlar daha basindan tanri zaman ve mekandan ayrıdır deyip beyinlerini kullanmayi reddetmekteler. içinde sorgulama isteği olan arkadaşlara teşvik amacıyla yazdim. çok sukur rabbim bugun de hayirli bir sey yaptim.

edit: başlığı bana niye biraktiniz la?!
(#26439844)
"babam fakirdi, paramız yoktu ev kiraydı arkadaşlar adidas ayakkabı falan giyiyordu. marka takılıp, starbucks'a gidemiyordum, sonra da ateist olmaya karar verdim.
11 yaşında mahallenin kuran kursuna gitmiştim. herkes ilk ders alfabeyi geçti. ben geçemedim. imam(hoca) kızmıştı, bozmuştu beni arkadaşlarımın onunde. o gunden beri ateistim amk.
benim öyle uzun bir hikayem yok, 14 veya 15 yaşlarımda materyalist bir kitap okudum. ilk defa tanrı fikrini sorguladım. yani ben o zamanlar bir insanın tanrıya inanmadığı fikrini bile düşünmüyordum. sonrasında yavaş yavaş o düşüncelere ait kitapları okudum ve inceledim. ve zamanla da fikirler oturdu. yani materyalistlere çok şey borçluyum diyebilirim.
ateist kızlar veriyor dediler, bende bir umutla gittim hakket veriyorlarmış alacağımı aldım onlarla ateist oluyorum cumaları da camiye gidiyorum. sözlükte de yakışıklıyım diyorum kim bilecek...
Tanrı'dan beni sevmesini diledim. Sevmedi.. Ateist oldum.
felsefe mezunuyum. din felsefesi hakkında çok okudum ve tanrı fikrini kendime uygun görmedim.
ben kendimi agnostik ateist olarak tanımlıyorum.
yani, hristiyanların tanrısı var olabilir, müslümanların tanrısı da, budistlerin ve afrika dinlerinin tanrıları da var olabilir.
yalnız hiçbiri birbirinden daha olası değildir. bu yüzden dini inanç gibi bir olguyu kabul etmiyorum.
Arayışta olan bünyeleri merak içinde bırakandır.
(bkz: yeni ateist olmuş ergen)
10-11 yaşlarındayım. yaz tatili. mahallenin camilerinden birinde kuran kursu acılmıs. butun arkadaslar gıdıyor. benı de gaza getırdıler. ailem de git falan dedi. ben de onlarla birlikte gitmeye başladım. ilk konu alfabeydi. herkes kolayca geçti o bolumu. ben de tabi.

2. bolum harekelerdi. arkadaşlarım bunu da cok kolay gectı. ben bi turlu sokemedım. sırayla hocanın yanına gıdıyorduk hoca bızı test edıyordu. beni bozdu bilemeyince. calıs bıdaha gel dedı.

günler geçti. arkadaslarım 3,4,5 ilerliyor. ben hala harekelerdeyim amk. baskı hıssedıyorum gerılmısım zaten. istemeye istemeye gitmeye basladım.

hoca benı yıne test ettı yıne geçemedim. yine boyle pislik bi surat ifadesiyle bozdu yolladı.

o gunden sonra ne kuran kursuna gittim, ne camıye gıttım, ne de dine hayatımda yer verdim.

10 yaşından beri ateistim.
liseden beri ateistim... dinlerin özüne indikçe tümünün insan uydurması olduğunu gördüm...
her gün dua ederdim, baktım ki dua ettikçe hiçbir şey olmuyor. dua ettikçe kaybettim hep. senin dualarınla değil tıp ile engelleniyor, bazen de engellenemiyor. olmadığında da tanrı sınıyor seni diyorlar. biri de çıkıp demiyor ki tanrı beni niye sınasın? cennete almak için... sisteme bak. bu dünyada çile çek öbür dünyada kralsın. tanrının bunu yapmaktaki amacı ne diyorsun, cevap yok. cevap veremedikleri yerde de diyorlar bunu insan aklı algılayamaz.
ölen ölüyor, olacak olan oluyor, acı çekiyorsun. sonra adı oluyor imtihan.

ileride tanrı, allah bana sorarmış inkarımı... öyle bir şey varsa, ben ona soracağım hesabımı. merakınız olmasın.
tanrı yoktur.
http://www.tikla24.de/pro.../images_21/1319237321.jpg
yavaş yavaş oldu amk ama küçükken de içime çok kurt düşerdi sürekli dua ederdim allahım şöyle şeyler düşündürme diye.
Ama asıl lise sona doğru oldu. Aslında türkçülük etkisiyle islamdan uzaklaşmıştım sürekli okunan şeylerin ve biraz kafa yormanın etkisiyle kendime göre ateist oldum.
Ateist demek de çok doğru değil zira tam tanımı agnostisizm durumunda zaman kaybetmemek adına yönelinmiş apateizm.
--spoiler--
bir gün bir bakmışım bu din denilen şeyler zevkli ve ahlaksız olan herşeye haram, günah diyor. karı kızla yiyişmek, alkol içmek daha cazip geldi bende tanrı ile olan sözleşmemi tek taraflı olarak fesh ettim
--spoiler--

söz sanatları ile daha değişikte anlatabilirler tabi.
büyüdüm oldum.
Ergenliğe girdim. *
Dedim ki sudan bir canli organizma cikiyor,

Sonra at esek kedi kopek bortu bocek ne varsa hepsine dogru evriliveriyor.

Bundan daha mantikli(!) ne olabilir ki, diye dusundum.

Tersten kelime i sehadet getirip dinden ciktim.

(Tovbe estagfirullah)
vahiy aldım bu çocuk okumaz diye. o an dedim kendi kendime, bu terste bir işlik var.
ateist olmaya bahane aramaktır. aradığını çok kolay bulmaktır.

--spoiler--

hikaye değildir o, denemedir inşallah.

--spoiler--
merhaba ben muhammet,yeni ateist oldum vr bunu yere yazmalıyım.baska nasıl ilgi cekicem ki aq:d sizin okumadiginiz kurani okudum muslimler. ben okudum ben.kurani okudum ben.ben kurslarda okudum. yıllarca okudum.ben okudum ben.
dedemle taso oynuyorduk, beni kökmüştü. dide allağanı seversen tasoları ver dedim, dinlemedi. ben de o sallamıyor ben çocuğum niye sallıyım diye ateyiz oldum.

şu an açıklama yapmak üzere görevlendirilmiş kıdemli atayiz olarak hayatımı idame ettiriyorum.
Sorgulanmamış hayat yaşanmaya değmez dedi Sokrates.Sorgulamak o kadar hafife alınacak bir kelime değil fakat.Öyle bir kelime ki insanın tüm hayatını değiştirebilir.Zindana da çevirebilir,gül bahçesine de.''Bu ne'' diye sorduğunda değil ''neden'' diye sorduğunda başlar insanın sorgulama süreci.Ve çok zordur neden diyebilmek.Çünkü nedenler bir çok nedene neden olurlar genelde.
işte ben de bana çocukluğumdan beri sürekli dayatılan din de neden sorusunu sorabilen insanlar kervanına katıldım.Arkalarındayım daha.Kimbilir benden önce katılanlar neler görmüş neler yaşamışlardır.Bilmiyorum.Ben yalnızca kendimi biliyorum.Belki de her insan kendi kervanını çekiyordur.Belki de ben en öndeyimdir.Onu da bilmiyorum.
Küçüklükten itibaren bir müslüman olarak yetiştirildim.Baskıcı bir ailem yoktu.Onlar yalnızca ''benim evladım da iyi bir müslüman olsun,namaz kılsın,oruç tutsun'' diyen ama zorla bir şey yaptırmayan kimselerdi.Onlara göre çok masum olan ve çocukların dinlerini öğrendikleri ilk yer olan camiye gönderdiler beni küçükken.Gittim.Hiç anlamını bilmediğim bir alfabe koyuldu önüme.Ezberlenecek dendi.Başladım ezberlemeye.Elif,be,te,se,cim...Kelimeler hakkında hiç bir bilgim yoktu,sadece ezberliyordum.Zamanla harfleri tanımaya başladım.Elif harfini görünce bu elif diyordum ama ne olduğu konusunda hiç bir fikrim yoktu.Ve zamanla harfleri yan yana koyup kelime yapmaya daha sonra cümle yapmaya başladım.Fakat anlamı yoktu benim için.Çünkü ne demek olduğunu bilmiyordum.Ben yalnızca dersleri geçmeye çalışıyordum.Hoca her gün hepimizi kendi etrafında toplar ve dua sınavı yapardı.Sureleri okurduk ve bize ya ''geç'' ya da ''kal'' derdi.Kalınca yine aynı sureye çalışıp geçmeye çalışırdık.Zamanla namazı öğrendim.Öğrendiğimiz sureleri namazda kullanıyorduk.Bu aslında çok değerli bir şeydi o zaman.Çünkü geçmek için ter attığımız sureler bu ibadet yapılırken kullanılıyordu.Fakat bir sorun vardı.Ben hala ne yaptığımı bilmiyordum.Ben yalnızca papağan gibi okuyor ve ibadetimi tamamlıyordum.Ve ibadet bittikten sonra bir huzura kavuşuyordum.Evet bir huzur kaplıyordu içimi.Beni yaratan ilaha karşı bir kulluk görevini yerine getirdiğimi zannediyor ve bundan büyük keyif alıyordum o zamanlar.Çocuktum.Çocuk her yer de çocuk.Camide gülüşmeler,şakalaşmalar,çıkışında oynanan oyunlar.Eğleniyordum.Fakat bugün fark ediyorum ki aslında yalnızca eğlenmiyormuşum.O sureler,ibadetler,harfler,kelimeler aslında yavaş yavaş benim kişiliğimi oluşturuyormuş.Beni ben yapan şeyi hakkında hiç bir şey bilmediğim arapça cümleler zannediyordum.Ezan okunurdu ve ben eğer yatıyorsam toplanır,tv açıksa sesini kısardım.Ezan hakkında bir şey biliyor muydum peki?Hayır.Sadece namaza çağıran bir ses olduğunu ezberlemiştim.Fakat sorun şuydu;ben namazı tanımıyordum.Anlamadığım bir ses tanımadığım namaza çağırıyordu beni günde 5 kere.Gitmiyordum büyük çoğunlukla namaza.Arada sırada gitmeye yelteniyor çok nadiren gidiyordum.Fakat gitmek istememin tek nedeni namaz bittikten sonra aldığım hissiyatı yaşamaktı.Zamanla daha fazla şey öğrenmeye başladım.Cennet,cehennem,günah,sevap,ahiret,kader,mahşer ve diğer terimler.Her bir terimi öğrendikten sonra külfet biniyordu omuzlarıma sanki.ilk başlarda koşuyordum.Ağırlıklar yüklendikçe yavaşlamaya başladım.Koskoca bir bataklığın önündeydim.Ve adımımı atmak istemiyordum.Ama içine attılar beni bataklığın.Ve büyümeye başladım.Büyüdükçe din konusu daha bir ciddi hale geldi benim için.Sanki tüm hayatım bundan ibaret olmalıydı.Ya da her ne yaparsam din için yapmalıydım.Çünkü bir kere cehennem kavramını öğrenmiştim.O çocuklukta ki hissiyatım bitiyordu ve yerini bambaşka bir şey alıyordu.Ne olduğunu bilmiyordum.Ben sadece korkuyordum.Cehennemden korkuyordum.Beni ateşler de yakacak olan tanrı aklıma geldikçe korkuyordum.Ama bir yandan da ağzıma bir kaşık bal çalmışlardı.O da eğer tanrının dediklerini yaparsam ve iyi bir insan olursam cennete gidecektim.Cennette vaadedilen güzellikler ilgimi pek çekmiyordu.Ben yalnızca cennete gitmek istiyordum çünkü orada ne olursa olsun acı çekmeyecektim.Tanrıdan nefret etmek istiyordum ama edemiyordum çünkü yakacaktı beni.Bir kere korkutulmuştum.işte benim hikayem burada başlıyor.ilk başlarda ne sorusunu sorup bunları öğrenmiştim.Peki bundan sonra neden sorusunu sorabilecek miydim?Evet soracaktım.Nasıl soracaktım peki?Birden neden diye soramazdım.Neden için nedenler olmalıydı.Peki neydi bu nedenler?ilk olarak düşünmeye başladım ben cehenneme gitmemek için mi iyi olmaya çalışıyordum?Bu çok korkunç bir şeydi.Sırf cehenneme gitmemek için iyi olmak.Bu ben değildim.Bu soruyu kendime soruyor fakat sorarken bile cehennem ateşini düşünüyordum.Korku gerçek beni benden almıştı.ilk başlarda soruyu kendime sorarken ıstırap çekiyordum.Bazen hiç sormayayım diyordum ama bir kere düşünmeye başlamıştım.Günler zehir olmaya başladı.internet sayfalarında dolaşırken ateist sayfalarında ki içerikler pek bir dikkatimi çekiyordu.Fakat müslüman olduğum için bir kusur bulup geçiştirmeye çalışıyordum.Ama o paylaşımları düşünmeden de edemiyordum.Yalnızca sayfalara bakarak ateist olmak pek bir saçmaydı.Evet hala saçma bulurum.Ama o sayfaların bana kattığı bir şey vardı.Düşünmekten korktuğum şeyleri bir başkası yazıyordu ve ben bunu hayret verici buluyordum.Evet cesurca yazıyorlardı.Ve ben düşündüklerimi bir başkası yazdığı için günahın onlara ait olduğunu hissediyordum.Yani sonuç olarak ben düşünüyordum ama yazmıyordum.Yazan onlardı cehenneme giderlerse onlar giderler diyordum içimden.Zamanla acaba demeye başladım.Acaba düşündüğüm şeyleri neden cesurca söyleyemiyorum?Beni engelleyen şey ne?Cevabını biliyordum ama söylemeye cesaret edemiyordum.Cevap belliydi.Tanrı.Evet ondan korktuğum için özgürce konuşamıyordum.Zaman hızla aktı ve özgür düşünce sevdasına daha fazla kapıldım.Özgürce düşünmek istiyordum sadece ve önümde tek bir engel var.Din.Kurtulmalıyım bundan ama nasıl?Ya varsa ne olacaktı?Yanacaktım sonsuza kadar.Sonsuza kadar azap çekecektim.Değer miydi?Sırf özgürce düşünmek için değer miydi?Ve düşünmeye başladım ya yoksa?Yoksa bir hayatı bir hiç uğruna yaşayacaktım.Olmayan bir tanrıya ibadet edecek ve hayatımı olmayan bir şeyin kuralları altında yaşayarak geçirecektim.Çelişkiler içinde boğuluyordum.Diyelim ki olmadığına karar verdim.Ne değişecekti?Birden zengin mi olacaktım ya da şan şeref sahibi.Birden mükemmel bir hayatım mı olacaktı?inanırsam cennete gidecektim.Yanmayacaktım.inanmak çok kolaydı.Aynı zamanda karlıydı.Neden zor olanı seçmeliyim ki?Aklımdan çıkmıyordu bu düşünceler.Ömrüm geçip gidiyordu.Ve ömrümü bir hiç uğruna yaşamak istemiyordum.Olsun istiyordum tanrı.Ama yoksa bile bunu bilmek ve ömrümün geri kalanını buna göre yaşamak istiyordum.Olmadığını bilerek.Karar aşamasına doğru yaklaşıyordum artık.Tüm gerçekleri bilen birisi varsa gelsin ve yüzüme haykırsın istiyordum.Var ya da yok.Dayanamıyordum.Bu kadar zor muydu insan olmak?Neden birisi bana bir sihirli kürede tüm gerçekleri göstermiyordu?Ve ben neden bir sihirli küreye ihtiyaç duyuyordum?Neden birisinin bana gerçekleri göstermesini istiyordum?Bunu kendim yapamazmıydım.?Birden tanrı yok ya da var deyip yaşamıma devam edemez miydim?Edemiyordum.Hiç de kolay değildi var ya da yok demek.ilk defa var ya da yok kelimesi bu kadar ağır geliyordu.Kararımı verdim.Sihirli küreyi aramaya çıkmalıydım.Bir yerlerde mutlaka olmalıydı.Bu süreçte aklım allak bullak olmuştu.Ve bir gün cesaret edip şu kelimeleri arattım.Kur'anda ki çelişkiler.Ve okumaya başladım.Okudukça sarsılıyordum.Olamazdı.Bunca zaman inandığım bir kitap da çelişki üzerine çelişki.Okudum ve bilgisayarı kapattım.Titriyordum.Sabah oldu.Yazları babama yardım etmek için işe giderdim.işyerinde aklımdan çıkmıyordu o çelişkiler.Doğru muydu o yazılanlar?inanılmaz derece de kötü hissediyordum.Ve arkadaşımı aradım.Bana tanrıya inan,ona güven cümlesini kurdu.Kurdu ama o kadar basit miydi her şey?Eve gidip kendimi rahatlamalıydım.Hayır olmalıydı tanrı ve çelişkiler olmamalıydı.Oturup çelişkileri araştırmaya başladım.Farklı farklı tefsiler yapılmıştı.Çelişkilere verilen cevapları okudukça aslında orada onu anlatmak istemiyormuş diye düşünmeye başladım.Kendimi bu yalana kaptırdım.Ve rahatlamaya başladım.Geçici bir rahatlık oluştu üzerimde.Fakat bu rahatlık da fazla sürmedi.Yeniden sürekli düşünmeye başladım.Bir sihirli küre arıyordum hala.Bu sefer sonuna kadar gidecektim ve kararımı verecektim.Ve okumaya araştırmaya başladım.Araştırdıkça çelişkilerin doğru olabilme ihtimali üzerinde düşünmeye başladım.Ve eskisi kadar da ıstırap çekmiyordum.Özgür düşünmek,düşünmeye çalışmak keyif vermeye başladı.Kararımı vermeye başlamıştım.Kuran'da ki çelişkiler doğruydu.Sadece çelişkiler mi?Hayır.Bir çok ayet üzerine düşünmeye başladım ve vardığım sonuç hiç de iyi değildi.Bu kadar açık verilemezdi.Bu kitap kesinlikle insan elinden çıkmaydı.Gerisi çorap söküğü gibi geldi.Olaylar artık gözüme farklı görünmeye başladı.Artık müslüman değildim.Ama tanrı var mıydı?Dinler yoksa tanrı olamaz mıydı?Ama tanrı varsa dinler olamaz mıydı?Bu süreçde durup düşündüm.Eğer bir tanrının varlığına inanırsam her şey geriye sarabilirdi.Aynı zamanda dinlerin kesin olarak doğru olmadığı düşüncesi bana çok yakın geliyordu.Ve kararımı verdim.Dinler insan elinden çıkmıştı.Sıra tanrıya gelmişti.Tanrı kavramı üzerine yoğunlaştım.Var mıydı yok muydu?işte burada sürekli aradığım,hayalini kurduğum şeyle karşılaştım.Sihirli küremle.Bilim.Birden kaynaştık.Hani karşınıza birisi çıkar ve birden kaynaşırsınız canciğer olursunuz ya.işte öyle oldu.Yıldırım hızıyla gelişti olaylar.Bilim sihirli küreydi.Gerçeği gösteren sihirli bir küre.Ve beni sürekli destekliyordu.Evet dinler insan elinden çıkmaydı.Tanrı üzerine artık kesin bir karar vermeliydim.Araştırmaya başladım.Üzerinde konuşulacak çok şeyi vardı.Çok derin bir konuydu bu benim için.Bundan sonra ne mi oldu?Size bir kaç cümleyle özetleyeyim.Bir ses duydum.Sihirli küre beni yanına çağırıyordu.Yavaşça yerimden doğruldum ve yanına gittim.Bana kulağımı kendisine iyice yaklaştırmamı söyledi.iyice yaklaştırdım.Ve bana şu cümleleri fısıldadı.
''Tanrı'da yok.''
Öyle bir şey yok.

görsel
M cıklaması var
güncel Önemli Başlıklar