bugün

hasta olmam, başka bir şey yok şuan. olmayacak da.
memleketin hali, halkın cehaleti.
salgın hastalıklar.
80 metrekare kötü bir evde, odamda buzdolabıyla yaşıyor olmak.
annem geçen ay evi terk etmeye kalktı. son yıllarda elimizde olmadan yaşadığımız birtakım olumsuz olaylardan ruhen ve psikolojik olarak etkilenmişti. ben de annemle gelmek istedim ama bilgisayarımdan da ayrılamazdım. neyse ki 3 güne geri döndü.
bilgisizlikten ötürü yaptığım bir hata yüzünden babamla aynı google hesabını kullanmak ve yaptığım her aramayı silmek zorunda kalmak.
dayım bu ay 2. kez felç geçirdi. çorba hariç yemek yiyememekten konuşma zorluğuna kadar birçok hasar bıraktı, ne olacağı belli değil. dayımın artık bu dünyada fazla zamanı yok. fakat kimsesinin olmayışı ve akıbetinin belirsiz oluşuna üzülüyorum.
dunyanin her yerinde en cok gucsuzu vuran adaletsizlik.
hayatlara belli bir olcude dokunabilmek, daha coguna ulasacak yetkimin ve gucumun olmamasi; olanlarin da bunu kendi cikarlari dogrultusunda kullanmasi. kahrediyor.
Muhabbet kuşumun felç geçirip acı çeke çeke ölmesi.
Kiminin akrabaları arasında samimi bir bağ vardır, bunun bizde olmaması. Neredeyse hepsinin çıkarcı ve iki yüzlü olması.
Dünyada adaletin "a"sının bile olmayışı. Liyakatsizliğin ve nepotizmin ülkemizde tavan yapmış olması.
Ülkenin pırlanta gibi evlatlarının partici olmayışı nedeniyle yitip gitmesi.
Toplumda her kesimin diğerlerine olan hoşgörüsüzlüğü.
Onca değerli zamanımı gereksiz şeylerle harcadığım gerçeği.
Olmaması.

Herhangi bir şeyin/kişinin yoksunluğunu çekmek istemiyorum.
anlaşılmamak, yalnızlık, vefasızlık.
Aç insanların olması, Dünya'da ki haksızlıklar, eşitsizlik.
Yoksulluk, haksızlık.
Bazı yazarlar beni görünce çok üzülüyormuş.
Üzülüyorum. Sanki biraz özledim ama sen bunu hiç hak etmiyorsun. Yılaaann.
Küçük çocukların ebeveynleri tarafından terkedilmesi. Anne babasının hayat mücadelesinin çocuklara yüklenmesi, çocukların suçlanması ve o minik bedenlerin omuzlarında taşıdığı yükler, en kötüsü de savunmasizca herkese güvenmeleri.
O yüzden ki o kız çocuğu ne zaman yanıma gelse elimi kolumu nereye koyacağımi bilmeden göz temasımın onu rahatsız edip etmeyeceğini bilmediğim
bir tedirginlikle onu dinler anlamaya çalışırım. Haddim olmayan konulara dokunmamakla vicdanımın elverdiği sınırlara kadar gitmek arasında tercih yaparım kimi zaman...
Çok kötü şekilde yargısız infaza uğramak ve bu benim başıma çok yakın zamanda geldi.ve en yakınım sardığım kişi tarafından.
Beynimi çok seviyorum ya gerçekten işte tam da bu yüzden. Beni çok fazla üzen ne varsa her zaman (çok uzun süreler de olabiliyor bu konuda eğitilmeli) siler. Hem de öyle bir siler ki beni bile şaşırtır. Bazen anlamıyor çok fazla mutlu olduğum şeyleri de siliyor. Keşke bana sorsa mesela. insanları unutabilirim, mekanları unutabilirim -ki görsel hafızam çok iyidir- artık başka maddi ne varsa yıllar geçtikçe unutabilirim ama hisleri unutmam çok zor. Bunun için hislerime her zaman güvenirim. Beni şimdiye kadar hiç yanıltmadılar.
Beni neyin mutlu edeceğini bilememek, bulamamak.
pahalılık yüzünden tatilde gezemeyecek olmak.
Eksi almak. Kötülenmek. Arkadan gıybet almak.
mağaza satış danışmanı olarak çalışmak.

mağazacılık işinde çalışmak .
beyin gücüyle değil de beden gücüyle 3 kuruşa çalışmak.
gelecek kaygısı ile yaşamak .
Kendim. Kendini üzmek için bu kadar çok çabalayan bir canlı daha görmedim.
görsel
Ben kendimle genellikle böyleyim.