bugün

burada beş para etmez yazarları en derinden etkileyen duygulardır.
Hayatımın bu bölümünde yalnızım, çaresizim, mutsuz ve kırgınım. Ailemden çok uzağım, mükemmeli bulduğumu sandığım sevgilimden ayrıldım ve şuan bira içerken her şarkıya ağlıyorum, bitmiş bir haldeyim.
ilahi bir güç yardım da etmiyor.
Dünyanın durumuna da üzülmemek elde değil.
Şefkat elbette. Tutku ve şefkat. Daha doyurucu bir duygu olduğuna inanmıyorum.
vicdan. Keşke vicdansız, duygusuz biri olsam daha mutlu olurdum.
Vicdan,adalet ve allah korkusu.
aile üyelerinden birini kaybetme korkusudur.
umutsuzluga kapılma duygusudur. Adeta kör eder gözleri.
bir sike yaramama duygusu.

yiyip, içip, yatmak. bi yaralı parmağa işememek, hiç bir işe yaramamak. tüm bunlara rağmen o içten gelen "ulan aslında sen çok iyisin" dürtüsü. el atsan her şeyi yaparsın, en iyisini sen bilirsin, sen hariç herkes sik kafalı gazı. gün geçtikçe, içten içe aslında tüm o dürtülerin, gazların boş olduğunu anlaman. kabul etmemekte direnmen. ama nereye kadar direniceksin, nereye kadar direnicem? belki de hakkaten bi şeyler yapabiliyorumdur, el atsam yaparımdır. yani aslında hayal kırıklığıymış o duygu. gerçi,

ulan ben aslında var ya...
Benim başıma gelmedi ama düşünmek bile içimi kötü yapıyo.
(bkz: annenin vefat etmesi)
internetten tanışılan kişiyle skype'ta yapılan ilk muhabbet veya buluşma. başka hiçbir şey bu kadar derinden etkileyip mutlu ettiremez.
intikam duygusu denebilir. Derininde köklü bir nefret yatar bu duygunun. Çoğu zaman kendine itiraf edemez insan ama nefretin zaten kelimere ihtiyacı yoktur. Ama intikam duygusu insanım içine öyle bir işler ki durmadan, yavaş yavaş, sinsi sinsi ne farkedebilirsin ne de engel olabilirsin. Beynini kemirmeye başlar uygun fırsatı bekler. içinizi karartır, her an biraz daha doldurur sizi. En ufak şeyleri bile saklar. intikam sabırlıdır. Sabreder, en acıtacak yeri saptamaya çalışır bıçağını saplamak için. intikam aslında bir yaradır. Ve intikam aldığınızda o yarayı saran kabuk yerinden kalkar. Ve yıllar, biriktirdiğiniz bütün pislikler, bütün birikmişler kelimeler anılar akar. intikam unutmaz ve bir kere intikam almaya karar verdiyseniz asla affedemezsiniz bir daha. Ve sabredip o intikamı aldıktan sonra iç soğuması nasıl oluyormuş görüyor insan. Bir rahatlama oluyor. Ve intikam denilen duygunun vicdanı, merhameti ve diğer tüm duyguları nasıl saf dışı bıraktığını görüyor insan.
kesınlıkle umuttur.
umut beslendıgı surece ınsanın ıcıne ısler ve yıtırıldıgınde de ınsanı alt ust eder.
Hüzündür. Haftada 6 gün 13 saat hüzünlüyüm.
insan yerine koyulmamak.
bir dostu kaybetmek. ailemden birini kaybetmedim çok şükür bu zamana kadar ama dostumu kaybettim. ben gerçekten aşık da oldum içimde kelebekler midem de ateşler uçuştu ayaklarımın hafiflediğini de hissettim ama bu duygu daha derin. enteresandır sol tarafımda hissediyorum böyle sanki sol tarafım ezilmiş gibi. her seferinde her hatırladığımda boğazım düğümleniyor. bu bir değim değilmiş mesela bunu anladım. insanın boğazı düğümlenirmiş böyle bir yumru otururmuş gırtlağına sanki nefes bile alamayacak gibi. her hatırladığımda gözlerime bir şeyler hücum ediyor. dolmuyor sanki ama böyle aşırı hassaslaşıyor. neyse rabbim sevdiklerimizin acısıyla imtihan etmesin ve öbür dünyada peygamber efendimizin eteklerinde toplanırken sevdiklerimizin de ellerinden tutmayı nasip eylesin. amin.
yoksunluk.
ortaokulda iken yan sınıfta okuyan duygu.
ilk aşık olduğum adamın başkasıyla evlenmesi.
yetersizlik.

her konuda yetersizlik.

aileye yetememe, arkadaşlara yetememe, hep biraz daha fazlasının istenmesi.
Bir babanın çocuğuna çikolata alamamasının verdiği umutsuz bakışının tarifi. Çok acıdır bence.
Ask. Bu oyle illet bir sey ki eger imkansiz bir asksa olumden daha beter etkiler insani. Cunku ölümün bir caresi yok. Beyin kesin olarak olen kisinin geri gelmeyecegine ikna olmustur. Ancak karsiliksiz askta acaba soyle davransaydim olur muydu gibi dusunceler gelir insanin aklina.
eskisi gibi olmayan şeylerden dolayı duyduğum üzüntü.
Fakirliğin ve yokluğun insan onuru üzerinde yarattığı o acı duygu.
Güvende hissetmek.

En zayıf noktam ve takıntım, güvende hissetmeyince manyağa dönüyorum.
(bkz: dışlanmak) nasıl bir çocukluk travması bırakmışsa artık minimum 5 yaşından itibarenki anılarım ve bu eylemi gerçekleştiren yaşıtlarım bugün hala rüyalarıma giriyor.
Vicdan muhasebesidir. Ne yaparsan yap, kesif bir koku gibi, burnundan girip beynine dogru bir sızı yayar. Kaçıp etmeler, gülüp oynamalar tatsız bir temaşaya dönüşür.