sanırım ne yazık ki böyle lümpen bir ortamda bulundum. yine bir çift meme uğruna her şey.
yazarların hayatlarında çıktığı en elit seviye
-
121.
siyasi kaygılar güden birkaç fotoğrafçının fotoğraflarının da bulunduğu bir fotoğraf galerisinde mecburen bulunmuşluğum vardı. oraya hiç yakışmayan halimle bir sohbet esnasında bilge karasudan bilge hanım diye bahsedince etrafımdakilerin gülüşmelerini hatırlıyorum.
sanırım ne yazık ki böyle lümpen bir ortamda bulundum. yine bir çift meme uğruna her şey. -
122.
devlet tiyatrosu'nda oyun seyrettiğim zaman.
herkes birbirine elit elit bakıyordu. karşılıklı duygular içindeydik. çıkınca elitliğin etkisi biraz daha sürdü. saat 24 olmadan arabam kabağa döndü.
yine içinizden biri oldum arkidişler. -
123.
THY’nin uluslararası uçuşunda yemek yedim.
-
124.
Masada 3 farklı boy çatal ve bıçak vardı. Suyu kadehte servis ediyorlardı. O tuzluk ve karabiberliğin boyunu gördüğümde anlamalıydım zaten! Aman dedim n'oluyor böyle, hesabı geçirmeseler bari. Neyse biraz elitlikten zarar gelmez dedim, et söyledim. "Etiniz az mı yoksa çok mu pişmiş olsun?" sorusuyla bir çağ kapandı bir çağ açıldı! "onu et bilir, ona soralım" demekle dememek arasında kaldım. Etin ortamda bir ağırlığı var sonuçta! Sonra şarap sordu, dedim merlot olsun. Nasıl coşmuşsam artık... Neyse sonra şef geldi, "yemeği nasıl buldunuz" dedi. Ben o kısımda bayılmışım, gerisini hatırlamıyorum.