bugün

Kuranın ve hayatın birbiri ile benzer öyle bir özelliği var ki sizi ne olursa olsun kendi seçiminiz yapmanız noktasına getiriyor.

Mesela dua ederiz, Allahım istediğim bölümü kazanayım, isyediğim işe girebileyim, istediğim kişi ile evlenebileyim diye. Sonra aradan zaman geçer ettiğimiz duayı bile unuturuz fakat bir bakarız ki duamız aynen gerçekleşmiş. Fakat dua eder etmez değil de aradan biraz zaman geçtikten sonra.

işte burada önümüze 2 seçenek çıkar ve seçmek bize düşer:

1-Allah duamı kabul etti deyip ona şükredip minnet duymak

2-zaten ders çalıştım, zaten işim için gereken vasıflara sahiptim, zaten yakışıklıyım o yüzden beni seçti.

işte yukarıda paylaşılan ayette ve daha sayısız ayette de bu durum buna benzer

Söz konusu ayette ve daha sayısız ayette kabak gibi dikkat çeken farklı ifadeler var. Cümle aralarına serpiştirilmiş, kuranın bildirildiği dönemin teknolojisiyle asla bilinemeyecek ilginç ifadeler.

Örneğin,
vakıa 75-76: yıldızların yerlerine and olsun. bilesiniz ki bu çok büyük bir yemindir.

Yıldızlar,
hiç gerek yokken bir de yıldızların yerleri,
ve ardına da bunu bilin ki bu çok büyük bir yemin...

karadeliğin ne olduğunu bilen birisi, yıldızlar hakkında bilgi sahibi olan birisi bu ayeti görür görmez şaşırmadan edemez.

Yada başka bir ayette Allahın aydan bahsederken kullandığı kelimelerin, hurma dalı benzetmesinin, ayın gökyüzünde yıl içinde izlediği yola olan tesadüf ötesi benzerliğini gören bir astronom karşılaştığı sıradışılığı anında farkeder.

Ve karşısına 2 seçenek çıkar:

1- bu ifadeler ve daha sayısızca ifade m.s. 600lü yıllarda yaşamış bir insanın uydurması olamaz. Çünkü bu ifadeleri kullanan biri zaman makinesi ile günümüze gelip farklı farklı branşlardan oluşan bilim dallarını yalayıp yutup geri dönüp kuranı yazmalıydı çünkü bilim, teknik ve teknoloji şundan daha 100 yıl öncesine kadar emekleme evresindeydi, Einstein rölativiteyi hesaplamasa daha düne kadar fiziği bile yanlış biliyorduk.(oysa kuranda zamanın izafiliğini bile görebilirsiniz). Ve kuran bir bilim kitabı değilken bu böyle.

2- cümle öyle denk gelmiş, her şeyden böyle sonuçlar çıkarılabilir vb...

iman işte budur tam olarak.

Zaten inanmayacak kişi gökten melek inse ip var diyecek, inanan ise bir kedinin güzelliğinde bile Allahı görecek.

Fakat daha fazla bilen adam daha fazla sorumluluk altına giriyor. Burada yok öyle şey diyen adamlar biliyorlar ve sorumluluktan kaçamayacaklar.

Birileri bi tarafını yırtarak diyor ki, kuran Allah katından, buna dair türlü türlü delillerin yanında böyle deliller de var. Tarafsız olarak incelemek zorundasın.

Yarın Allaha hesap verirken Allahım ben bu kitabın senin katından olduğuna emin olamadım diyemeyecekler...
Corona da gördük ki, yasin okuduğu için devletlerin başına getirilenler, incil' den haberi olmadığı halde devlet başına getirilen adamlara muhtaç kalıyo, ne yazık ki. Frau Merkel tekbi satır incil okumuş mu seçmenin önünde?...

Din kişisel bir şey olmaya devam etmelidir. Toplumsallaştırıldığı anda, hadi sen de benim inandığım gibi inan, muhabbetine büründüğü anda işin esprisi kaçıyo.

Bu sadece bugün böyle olmuyo, binlerce yıldır böyle oluyo.

Bu dünyada ineğe tapan 1.5 milyar adam var. N'apacaz herifleri kesecez mi?...yahudileri kestiler, iyi mi yaptılar?...

Sen boşgeç, kapının önünden geçen kediye bi tas su koy, yeter. En azından tekmeleme hayvanı, yeter.

Gerisi hikaye.
Aynı "bilim dolu" kuran yasin 40. Ayetinde "Ne güneş aya yetişebilir, ne de gece gündüzü geçebilir. Her biri bir yörüngede yüzerler." diyerek güneşinde ayın peşinde hareket ettiğini söyler.
Ama Muhammed de haklı. Bakıyor gökyüzüne, güneş bir çıkıyor, bir batıyor.arkasındanda birbirini kovalar gibi ayda bir çıkıyor, bir batıyor. Nereden bilsin o devirde dönenin güneş değil, dünyanın kendinin döndüğünü.
şu metaforik anlatım ayağına eğe eğe büke büke eşeğin zikine çevirdiniz milletin kafasını.

a-r-c köküymüş, kökten vardığımız sonuç zigzag. oğlum cidden bu yobazlıktan tiksiniyorum, o yüzden pozitif bilimleri kovalayın, determinizme tapın ama bu tiplerden olmayın.

matematik zordur ama koşulsuz şekilde 2+2 ü nerede ele alırsak alın 4 tür ve aksi ispat edilemez. ama belagat denen bir kavram bile var, retorik şeyler falan lafı eğip bükme mevzusu işte. zaten tüm manipülasyonlar hep sözel yapılır.

çünkü matematik yalan söylemez.
Kuran'da mucize arayan gerizekalılar sanıyor ki teleskop icat edilmeden önce kimse gökyüzüne bakmıyordu, gök olayları hakkında hiçbir şey bilmiyorlardı.

Teleskop yokken de astronomi bilimi vardı. Gökyüzünde en büyük görünen ayın ve küçücük görünen yıldızların ve gezegenlerin nasıl bir yörüngede gittiğini çıplak gözle kolayca görebiliyordu insanlar. Hatta binlerce kilometre uzaktan kıblenin yönünü de gökyüzüne bakarak tayin ediyorlardı.

Kısacası, burada bilimsel bir gerçekten bahsediliyor olsa bile böylesine basit bir olgu zaten o insanların bildiği bir şey olurdu.
Diğer bir kaçığın 19 mucizesi yalanını sıkmasına vesile olmuştur.

Yavru yobazım, sen daha toysun, sağdan soldan duyduklarınla millete ders verene kadar, onların aslını esasını biraz araştır. Mesela 19 mucizesi yalanını reddedenin Sünni islam'ın kalesi el ezher üniversitesi olduğunu, bir de mucize yalancısı reşad halife'nin yaptıklarını ve sonunu öğren.

Üstüne (bkz: tonton ve arkadaşları kitabındaki mucizeler) videosunu seyrettin mi aklın başına azıcık gelebilir.
Ne cahil mallar var, daha bilinçaltının ne olduğunu bilmiyorlar, kalkıp nefis, bilinçaltı benzetmesiyle mucize yalancılığı yapıyorlar.

Bilinçaltı, adı üstünde, bilincin altıdır, ona mukayyet olamazsın. Oysa islam nefse hakim olunmasını ister.

Ek olarak, nefis kelimesi Arapça'da islam'da önce yoktu da, ilk kuran'da anıldı, böylece icat edilmiş oldu mu sanıyorsun? Öyle olsa insanlar "ne diyorsun sen?" demez mi?
Nefs ile bilinçaltının ne gibi bağı var. Nefs, anlık keyif, anlık dirayetsizlik, şeytanla ilişkilendiren bir şey.

+ Hadi la karıya gidek.
- bilinçaltın sana oyun oynuyor Rüstem.

+ Ben orucu bozuyorum Hüseyin, çok acıktım.
- küçüklük travmalarını unut Cavit, o deli seni hiç inşaata götürmedi. Orucunu bozma.
Ne manyak adamlar var.bilimsel ayet yokmus.freud bilinc alti kuramini bulana kadar kimse bilmiyordu ama kuranda nefsin varligi anlatilmis.buna ne diyceksiniz.
Ordaki hurma aslında büyük patlama demektir. Arapçada h m Z y harfleri kısık gözle bakınca, p ç t k'ya döner.

Fark ettiyseniz, hurmanın patlamayı andıran bir şekli var.
yasin suresi de kök olarak y-s-n harflerinden kök alır yani yersen anlamında, ben söylüyorum yersen.
Yarın aşı bulunsun.

“Bak kuran zaten aşının formülünü de göstermişti ” yazacaklar lol...
hanendeki artı bana ait dostum.
Süphanallah kardeş, ibretlik paylaşım...

Bu arada Allah'a söylemediğini söyletmen de dikkatimden kaçmadı. Ayette "dönmek" fiili yok, "aade" yani "olmak" fiili var ama Allah'ın yanlışını düzeltmen sayesinde sayısız sevap point kazanmışsındır.

https://www.google.com/am...ikkuran.com/36/39%3famp=1

Neyse, Allah'a canının istediğini söyletmek konusunda yalnız değilsin. Senin gibi çok kişi böyle yapıyor. Hoş, fill dönmek olsa da bir şey değişmezdi, sadece Allah'ı mucize sahibi yapmak için gösterdiğiniz cüreti afişe etmek istedim.

Ayette kurumuş hurma dalı benzetmesiyle ayın hilal haline gelmesi anlatılıyor, o kadar..
Yemin ediyorum kuran ayetiyle açılan her başlığın altında kanal 7 hocası gibi bir tip, bir şeyler kanıtlamaya çalışıyor. Tebliğ farz eyvallah ama zorlamaya da gerek yok.