bugün

bu günden yaptığı hatalarla, vazgeçtiği yarınları öldüren bünyenin itirafı.

bulutlardan pamuk şeker yapmışım,
umutlardan azık...
güneş elma şekerimmiş oysa ki,
yarınlarıma yazık...

derken;

gökkuşağının dibinde altınlar varmış,
o sinsi cüce hayat, hep oradaymış...
pamuk prenses aslında hiç uyanmamış,
beyaz atlı prens yayanmış...

yavanmış bu dünya da nefes almak,
ve hayat öylesine zalimmiş ki;
yarınlar yalanmış...

yarınlar yalvarmış;
"öldürme beni! ben de olmazsam kim ümitlendirir seni?!"
hayat gaddarmış;
"inandıramazsın beni... ben olmasaydım, kim umursardı seni?"
yarınlar ağlamış;
" neler bekliyordu seni oysa ki..."
hayat, yarınların kalbini dağlamış;
" aradığın merhamet değil bendeki..."
yarınlar, hayattan son bir şans daha aranmış;
"peki bensiz ne yapacaksın?"
hayat, rüyalardan kaçan bir karabasanmış;
"ben insanları boğacağım,sen kahrolacaksın!"

ve hayat yarınları öldürmüş...
umutları, sevgiyi, erdemi, iradeyi...
hepsini yarınların yanına gömdürmüş...
bu girift hikayede herkes,
sessizliğini sonsuza dek sürdürmüş...

gökten üç elma düşmemiş...
gökten hiç elma düşmemiş...
gökten düşen tek şey,
bir yağmur tanesi içinde; yarınlarmış...
ama hayat bunu hep yalanlarmış...

--
*