bugün

deniz feneri'nin almanya'da yediği haltlar ortaya çıktı, vakit gibi bazı gazeteler hala ihtimalleri değerlendirip derneği aklamaya uğraşsa da benim dolandırıcılık yapıldığına dair şüphem kalmadı. ancak deniz feneri'ni en çok eleştirenlerin, yerden yere vuranların, yardım dernekleriyle pek alakası olmayan kişiler olması ilginçtir. deniz feneri'ne yardım yapan yazarların * bu kadar ağlamadığı, sızlamadığı bir ortamda neden bu derneklere hiç para vermeyenler konuşuyor? parası çalınan mütedeyyin insanın hakkını aramak size mi düştü? aynı mütedeyyin insanlar üniversite kapılarında surlara dayanmış düşman gibi geri püskürtüldüğünde neden konuşmadınız? elbette deniz feneri'ni eleştiren herkes bahsettiğim kategoride değildir ama hangi yazarın nasıl bir insan olduğunu girdiği binlerce entryden az çok kestirebilirsiniz. bu yazar sosyal sorumluluğunu yeri getirmek istediğinde deniz feneri yerine tsk'ya da yardım yapabilir ya da cocuk esirgeme kurumu gibi kuruluşlara. yani deniz feneri'ne yarım yapanların, kanal7 izleyenlerin dünya görüşü bellidir.

deniz feneri sıçtığı zaman topyekün saldırdınız da yıllarca doyurduğu binlerce fakiri neden görmediniz? deniz feneri başlığı altında 'mütedeyyin safların parasını çaldı, hırsızlar akp'ye para aktardı' entrylerinden alayınız dizmiş, gariptir yıllarca yaptığı yardımlardan pek az yazar bahsetmiş.

sonuç itibariyle deniz feneri'ni kesinlikle savunmuyorum. tuncay özkan televizyonunu * sattığında nasıl ki eleştiri hakkı doğal olarak ulusalcılarınsa bu davada da mağdur olan mütedeyyin kesimindir. deniz feneri'nin türkiye'de kirli bir çamaşırı olmadığından gönül rahatlığıyla da yardım yapmaya devam edeceğiz.