bugün

dünya neden böyle? neden farklı bir yer değil? su ve solunum gibi bir sistem, güneşe mahkumiyet.. güneşe mahkum olmama gibi bir şık var mı? insan aklının düşünme sınırı nedir? insan aklı varolan kadar mı düşünür? evrendeki birçok akıllıca uyum nasıl gerçekleşmiştir? koskoca evren insan temeline dayalı bir hikmetle mi vardır? evren kendi içerisindeki kanunlarıyla insana mesaj mı vermektedir? stephen hawking'in eğer evrenin başlangıcı olduğunu kabul edersek yaratılışı kabul etmemiz lazımdır demesi ve o halde bilimin fantastik yorumlarıyla çoklu evrene yol açan sistemin kanunları neden vardır? insan topraktan yaratılmıştır, insanın yaratılmasında bir sebepliliğe atıf mıdır bu? ol dedik oldu sırrının yanısıra bir sebepliliğe atıf niye vardır? çeşitli yoğunluktaki elementler yer çekimine yol açar, yol açmaması da akıl sınırlarına sığar mı? madde neden kendisine böyle zorunluluk koymuştur? elementlerdeki kanunun zorunluluğu nedir? hiçç işte öyledir.. gibi basit bir cevap verilebilir.. bu sınırsız sorular içerisinde sınırlı bir alanı kendimize belirleyip, yaratılan kadar düşünebilirim diye kendimizi hapsedebiliriz ve yaratılanı açıklamakla evrenin sırrına erdiğimiz kanısına ulaşabiliriz.. akıl ise daha ötedir.. kanunlara uymak zorunda olan insana aslında verilen en büyük özgürlük iradedir.. mutlak özgürlük ve mutlak akıl diye bağıran insan fizik kanunlarındanda kendisini soyutlayacak potansiyeli taşımalıdır. herşeye yeten aklı bu kanunları temelden değiştirme potansiyeline ulaşmalıdır..