bugün

yurdum insanının akılalmaz bir üretkenlikle problemlere çözüm bulma yetisidir.sonunu düşünmek yaratıcılığı engellediğinden pek tercih edilmez.düşünmeden anında dalınır.

-bir tişört:2 ytl, iki tişört:5 ytl, 3 tişört:8 ytl şeklinde mağaza ilani
-civcivleri sarıya boyayıp, pazarda pikaçu diye satmak
-lambayı burnuyla yakmak
-gece mağazaya girip cansız mankene tecavüz etmek (detayları merak konusudur)
-
(bkz: jetona ip baglamak)

(bkz: gazoz kapağını ezerek jeton yapmak)
doğu karadeniz de bir reklam tabelası;

x lokantası yemeden geçme 100 m geride..
hoş birşey değil ama madem böyle bir başlık var madem benim de böyle bir anım var...

(ingilizce dersi)

- oğlum kim çaldı fişi adamın sinirini bozmayın lan!!kim aldıysa çıksın ortaya çabuk!!

- anasına küfür edin hocam o zaman cıkar.

- hayvan herifler...
yıyecek poşetlerini kurumasın diye mandallamaktır.
bir lokantanın tanıtımı:
kendin pişir beraber yiyelim.
(bkz: beleş tepe)
para atılıp kola veren makinelerin içine para kalıbı ile yapılmış buzdan paraları atıp bedava kola almak. * *
şahini bir ferrari f50'ye dönüştürme konusunda en olmaz şeyleri yaptıran zekadır.
bugüne kadar birçok kez farklı kişilerden farklı örneklerini duyup şaşırdığımız fikirlerdir çoğumuzun. En son beni şaşkınlığa uğratanı ise öz babam tarafımdan yaratılmıştır. Hemen olay anına geri dönüş yapalım isterim.

Bir gün evin oturma odasında oturmuş tv seyrediyorum, kanalları gezerken bir tane belgesele denk geliyorum ve heh diyerek kumandayı bir yere bırakıp izlemeye koyuluyorum. Belgeselde klasik bildiğimiz aslanlar ve yaşam biçimleri var (bu hayvanların tüm yaşam biçimlerini artık ezberledik fakat yinede her bir yenisini gördüğümde ayrı bir çekicilikle izleyesim gelir hep). Belgeseli sunan kişi bir şeyler anlatıyor ama ben anlattıklarının yarısını anlıyorum. Hiçbir şey yapmadan belgeseli izliyorum ama beynimin tamamını da oraya odaklamamışım. (sanırım yorgunluktan) dolayısıyla sadece ekranda ne varsa onu izliyorum. Dişi aslanın teki bir tane buffalo sürüsünden birini gözüne kestiriyor ve gidiyor onun yakınlarına. Başlıyor onu tahrik etmeye, buffalo'da grup içinde olmanın verdiği güvenle (sunucu öyle söyledi valla) aslana hafiften saldırılar yapıyor, aslanda hafiften arkaya kaçıyor ama bir taraftan da sürekli yönünü değiştiriyor çakal carlos. Bizim buffalo'da (buffalo değil öküz öküz) baktı aslan kaçıyo diye, daha da üzerine gitmeye başlıyor. Derken benim aklıma şöyle bir şey geliyor (ulan buffalo fazla açılıosun dön geri) nitekim de böyle oluyor. Buffalo'nun bir iki saldırısından sonra bir dişi aslan daha hemen orada bitiveriyor. Derken bir tanesi saldırıya geçiyor (sanırım kuyruğundan kapıyordu buffalonun) ben o an diyorum aha şimdi diğer buffalolar gelir kurtarır bu garibi, başka çare kalmadı. Yoksa bu itler buffaloyu yiyecek. Lakin ne gelen var ne giden, diğer buffalolar tüymüş çoktan. Daha da beteri bir dişi aslan daha bitiyor hemen orada. Oda üstüne atlıyor buffalonun, fakat dengesini sağlayamayıp tekrar yere atlıyor, sonra bir daha üstüne atlıyor falan (kereta diyorum içimden, hafiften bir sempatiklik hissediyorum o an aslana karşı). Diğer 2 dişi aslan da biri ağzından biri başka yerinden çekiştiriyorlar, amaçları boğayı yere sermekmiş, bu olduğu vakit boğa yenilmiş sayılıyormuş. Velhasıl boğa yere serildiğinde başında toplam 4 tane dişi aslan onun ölümünü bekliyorlar. Ve öldürüyorlar. Hemen ben anlatım biçimimi tv spikerinin beni de şaşkınlığa uğratan konuşmalarıyla devam ettiriyorum; 'hayvanın yere serilip öldürülmesi gerçekleşirken, erkek arslan köşede oturmuş bir şekilde diğerlerini seyretmektedir. Ve tüm bu pis işler bittikten sonra ayağa kalkarak buffalonun yanına gelir paşa ve diğer dişiler çekilirler. Bilirler ki ilk parçayı her zaman paşa yer'. (pis iş? paşa?)

Evet, yukarıdaki gibi spikerin anlattığı yorumla birlikte dumura uğrayarak kendime geliyorum. Ve o andan sonra spikerin tüm konuşmalarına alakadar kesiliyorum ulan keşke baştan ilgiyle dinleseymişim şu adamı ne komik laflar söylemiştir kim bilir diye geçiyor aklımdan. Zira bugüne kadar hiçbir belgeselde bir aslana 'paşa' diyeni duymamıştım. Derken hemen de reklam giriyor, hayyyuaağananıı.. diyerekten lafın sonunu yorgunluktan getirmeyerek başlıyorum reklamın bitmesini.

Buraya kadar olan kısım bizim konumuzun başlığıyla bir alakası yok evet kabul ediyorum arkadaşlar ama bu da zaten bir introydu *

Part-2
reklam bitimiyle birlikte yayılmış olan vücudumu topluyor belgesele odaklanıyorum. Bir tane çita sağa sola bakınıyor, daha sonra bir tane leopar ağacın tepesinde oda sağa sola bakınıyor (hmm sanırım aslanlar işini bitirdi ondan dolayı çitalara geçtiler diyorum kendi kendime, nitekim de doğru)
Bu 2 hayvandan birisi (hangisi tam hatırlamıyorum) bir hayvanı avlıyor, nefes nefese kalmış vaziyetteyken önce avını bir yere saklama ihtiyacı hissediyor, derken diğer başka bir kedi çeşidi geliyor ve hayvancağızın kan revan koşup avladığı avı, onun üzerine doğru kararlı adımlarla gelerek orada bırakıp gitmesiyle hiçbir çaba sarf etmeden devralıyor, ve bir ağacın tepesine götürüyor. (oeehhnn diyorum, nasıl çıktın o ağaca, hadi çıktın o geyik miydi neydi onunla nasıl çıktın). işin özü o da o avı öyle beleşten aldı ama onun elinden beleşe alabilecek başka kediler varmış o yüzden ta ağaç tepelerine çıkartıyormuş avını garibim.

Tüm bu belgesel esnasında koltuklardan birinde babamın da uzanmış bir şekilde belgeseli ilgiyle izlediğini 'lan daglien' demesiyle birlikte fark ediyorum. Ve olaylar gelişiyor;

Part-3

baba : lan daglien

daglien : heaa

baba : buraya gidip bir tane kasap açsak nasıl olur?

daglien : ??? (cevap veremiyorum, bir şey anlamadığım için)

baba : her hayvan avladığını getirir kasaba bırakır, bizde ona derisini falan soyarız etlerini veririz hazır şekilde,

daglien : ee?
baba : e biz de kendimize karımızı alırız, atıyorum; 70 kiloluk geyikmi getirdi çitanın biri onun 15 kilosunu kendimize ayırırız, diğerlerini stoka atarız o çita ne zaman gelirse ona o geyiğin etinden veririz sürekli,

daglien : nasıl veririz?

baba : önüne koyarız işte, yer gider

daglien : (ses yok, utkum tutuldu, acabamı? olabilirmi? diye garip sualler soruyorum kendi içimde kendime)

baba : hayvanlarda pislikten kurtulur, sinekli sinekli pislik içinde yiyorlar öldürdüklerini, biz temiz vericez önlerine

daglien : paşa'yı napcaz?

baba : o geldimi 'heeaah git hadi yok et met dicem' çalışmayana yok et

daglien : gitmez ki anlamaz hayvan, onun doğası öyle

baba : eğitiriz işte

daglien : olmaz baba, doğal dengeyi bozmuş olursun,

baba : o zaman ona en kemikli taraflarını veririm, yavrulara yumuşak etleri falan veririm, nasıl fikir, süper demi?

daglien : valla güzelde, o paşa ve birkaç arkadaşı bir gün 'ulan hep bize kemikli etleri veriyorlar' deyip 20 tanesi toplanır isyan çıkarıp saldırırsa ne kasap kalır ne de kemikli et, bitersin muhahajjahaahah

baba : muhahahahahaha
şişenin alt tarafını kesıp ust kısmından hunı yapmak.
sözlük içi örneği için aşağıdaki başlığı açan yazarla tanışmanız önerilir.
(bkz: mini eteğin altından görülen meme ucu)
olmadık yerlerde ortaya çıkıveren, durumu kurtaran zekadır.
(bkz: balkonun ortasından sokak lambası çıkması)
(bkz: gazete ve cam sil ikilisi)
bir arkadas ziyaretinde, arkadasimin ne kadar uyanik oldugunu bir kez daha anlamama sebep olmus muhtesem icat olan wlan ile alakali kisa bir sohbet.
arkadasin komsusu kapiyi calmasiyla basladi her sey.

- merhaba, benim internetimle sorunum var cok yavas, acaba sizde de mi ayni?
+ hayir, bende bir sorun yok.
- peki tesekkür ederim.

(arkadas kapiyi kapatir.)

+ tabi yavas olur!
ben: neden?
+ kendi internetimi oyun oynamak icin kullaniyorum. o da wlan sifresi girmedigi icin, diger bilgisayarla onun routerine baglanip film indiriyorum. bu sekilde oyunlarda lag problemini cözmüs oluyorum.

ufacik sorunlara bile cözüm bulabilen halk.
sik gibidir, ömrü boyunca %1 kadar uzar, genelde kücüktür.

yabancilardan arak seyleri türkiye de yapinca "ben buldum ahahahah" der bu zeka.
tokat bir vatandaşımızın yaptığı şeyimsi şey ile 10 farklı biçimde kullanılan aliminyum metalimsi eşya.
http://webtv.hurriyet.com...mp;bid=1&hid=14660243
Yangın merdivenini ahşaptan yapmış karadenizli.gören ne der efendim.
buzdan jeton yapıp eriyene kadar telefonla konuşan türk gayet yaratıcı.
bir marketin hafta sonu kampanyası.acaba iki kilogramlık paketten alan olmuş mudur ki?
görsel
normal satis fiyati 3lira, yagmurda 6lira. şemsiye.
ferrari'ye lpg taktırmak

sandalı dağda inşa edip denize indirememek
arabanın emniyet kemerini oturmadan takmak (!) o kadar yaratıcı bir zekadır ki.. carpma anında kafası direksiyona carpıp gözleriyle beyni dısarı fırlarken bile yaptıgının cok zekice oldugunu dusunmektedir...
güncel Önemli Başlıklar