bugün

cep telefonundaki belge aktarımı özelliği.
aslı:hepsini senk. et.
anlaşılan:hepsini sktr et.
Asil: Blind Guardian
Anlasilan: Bulent Gurdin
sınavlar okunmuş arkadaş sınavdan 62 almıştır.kağıda yazar..
chezgi: tavşan yaparsın artık
ark:tavşan mı 62 değil o 69!
chezgi: emin misin ?!?!!!
ark:ay o başka bişeydi di mi? *
babayla machester united bayern münih maçı sonrası aramızda geçen diyalog.

baba balkona çıkar ve o tuhaf diyalog geçer.

-olm şu biberi bi budayalım.
+!'+^&%+/%i
+ribery mi? noldu ki ribery'ye...
-biber canlanmış diyorum bi dallarını keselimde canlansın.
+!'^+^'&^+/&)!'^!^'+%^+&^%++
doğru : şöyle bir gerilim müziği verin
anlanan : şu gelinliği verin :D
ders coğrafya lise yılları hoca pamukkaleden bahsetmektedir. + sivri zekalı kızımız ve - hoca

- pamukkale'ye otelleri diktiler orjinalliği gitti artık eskisi gibi değil.
+ hocam o teller dediniz ya hangi teller onlar ?
-işe geç kalacaksın.
-işedim geliyorum.
büyük büyük teyzelerimiz ibadet esnasında gül kokusu duyulursa peygamber efendimizin orada olduğu efsanesini anlatırlardı. bende bir kandil günü ibadetle meşgulken etrafı inanılmaz bir gül kokusu sardı, mevsim kış:) ben nasıl tribe girdim, gözlerim doldu, Allah da beni seviyor, ben cennetlik bir kulum falan diye. az sonra kafamı kaldırdım ki koku hactan hediye gelen gül kokulu tesbihten:)
-sizin okulda ispanyolca ogretiyorlar mi?
-ne?yok bizim okulda transa gecmiyor kimse.
tıka basa yenilen bir yemekten sonra:
doğrusu- balı kaldırayım mı kızım?
anladığım- balık aldırayım mı kızım?
-hitlerde öyle diyordu.
- kimler ?
- HiTler...
+ oto pazarından artış var mı?
- artiz mi ? artiz ne arar lan bazarda*
arkadaş: a
ben: b

a: lan burçak alsana.
b: uçak mı alayım hani nerede ?
a: ne uçağı olum, uçak mı alıcan?! burçak dedim.
b: he burçak diyorsun. *.
bir mağazada tişört bakılmaktadır. bir-iki tanesi beğenilir, ele alınır ve kasaya doğru yürümeye koyulunur. derken satış görevlisi hanımefendinin sesi duyulur:

-bu elinizdekiler olacak mı?
-?!! bilmem, olur herhalde. iç ses: ulan ne demek istedi bu, şişman mıyım yani?
-(gülüşmeler) ben o anlamda dememiştim.
-hay allah, ben de bir anda... iç ses: birer hamburger yeseydik...

zannımca asıl yanlış anlama budur. karşıdaki kişinin dediğini doğru duyarsınız fakat alakasız, çok farklı bir anlam yüklersiniz, duruma göre rezil de olabilirsiniz, şaşkın sempatik de... buna benzer yanlış anlamalarım sürüsüne berekettir, bilahare paylaşmaktan büyük kıvanç duyarım.
oysa arakdaşa sadece deprem olduğunu söylemek için mesaj atmıştım. ama o hissetmediğini söyledi. bunun üstüne ben
'nası hissetmezsin beşik gibi sallandık' dedim. ancak arkadaşın telefonunde ş karekteri çıkmadığı için mesaj aynen şöyle iletilmiş:
'nası hissetmezsin be sik gibi sallandık'
bunu benden beklemeyen biri için dumur olmamak elde değildir.
+kızım bana onun yokluğunu hissettirmeyin, onu aratmayın tamam mı?
-hayvan! lezbiyen mi olacan kızım değer mi?
+?!
babanın peşine takılıp meraktan cuma namazına gittiğimiz zamanlar. küçüğüm yani. namaz daha başlamamış, vaazı dinliyorum. imam böyle bir şey dedi:
"hayır için yapılan yarışlar vardır ve şer için yapılan yarışlar vardır. siz hayır için yarışanlardan olun."
düşünmeye başladım. "nasıl olur? bildiğimiz yarışlar hayır veya şer için mi? peki şer içinse neden izin veriyorlar? o kadar pistler kurup masrafa giriyorlar? acaba hangi yarışlar şer için? monaco mu mesela? orda gazino virajı* var çünkü. gazinolarda da rakı içiyorlar. günah filan yani." o zamanlar formula 1 pilotu olmak isterdim. imamı yanlış anladığımdan günaha girmek istemedim ve vazgeçtim (yoksa kesin olcaktım yani). aklıma o kadar kötü işlemiş ki, imamın aslında öyle demek istemediğini daha az önce anladım. valla (töbe töbe şakadan yemin ettim, dinimiz amin). işte bir yanlış anlama hayatımı böyle değiştirdi.
zaten vaazı dinlerken ayaklarım uyuşmuş, bu kafa karışıklığının üzerine bir de namazda düştüm.
Kaşıkara ticaretmiş meğer tabelada yazan benim tepkim ise "Aa Karşıyaka ticaret".
kuzenim sordu: mecidiyeköy'deki mezarlıkta ne yazıyor biliyor musun?
ben:ne bileyim ben.
k-herkes birgün ölümü tadacaktır.
b-yavrum o öyle değil her canlı bir gün ölümü tadacaktır. hem o zincirlikuyu mezarlığında yazar!
k-ercan mı ölümü tadacakmış?
b-her canlı her! zeki'm benim. hem mecidiyeköy hem ercan! ne diyeyim sana! *
yazan: blind guardian
okunan: bülent gurdin *
bazen insanı utandırabilen durumlardır. hemen örnek gelsin; sevgilinin yanından geliniyordur, arkadaş laf olsun diye sorar:

-e ne yaptınız, nasıl gidiyor?
+iyi işte..

cevabı duyduktan sonra bi afalladı, sustu. ben bişey anlamadım tabi saf saf gülüyorum yüzüne. düşüncelere daldı bir an sonra gülmeye başladı "iyi işte"yi "yiyiştik" diye anlayıp "neden benimle böyle bir detayı paylaşma gereği duydu ki" diye düşünmüş geri zeki arkadaşım daha sonra ben sanki suçluymuşum gibi utandım kendimden.

sahi neden öyle bi detayı paylaştım ben :S
cafede kültabağı isteğime karşı getirilen türk kahvesi.**
kardeşimin yaşadığı ve beni yaran bir olay kardeşim ve uzun süredir görüşmediğimiz kuzenim arasında geçmiştir kuzen dediğim de 40 yaşında adam:
ben ve kuzen bi kafede otururken kardeşim gelir ve...:

kuzen: açlığın var mı mervecim.
kardeş: tabi canım. (zavallı yanlış anlamış meğerse harçlığın var mı diye.)
kuzen: e söyleyelim o zaman bir şeyler. ne yersin.
kardeş: (zavallı o zaman kafasına dank eder) haa yok ya aç değilim almayayayım ben...*
+ yaz geldi
- kim???
+ yaz geldi yaz yaz.
Şahit olunmuştur.
aynen yaşanmıştır:
babamla evde aynayı falan söküyoruz şöyle bir diyalog gelişti aramızda:
b*:mxmx git x ten bizim kaseyi al.
ben tamam derim ama içsesim kase ne alaka lan diyor bu sırada.tabi gider sorarım kaseyi x te ben getirmiştim kaseyi der ve tamam deyip eve dönerim.
b:neden almadın olm penseyi?(pense diyomuş ben kase diye gittim.)
bende (durumu profesyonel bir şekilde idare ederek)kapıyı açmadılar baba derim.
sonra tabi mal mıyım diye derin düşüncelere dalarım.***
güncel Önemli Başlıklar