bugün

Yer : Cep Telefonu Kullanimi Yasak Olan Yesil otobus olarak anilan iett

Sabahin bir köründe otobuse binilir.cep telefonu kapatilmaz.sesi kisilir.ve yolculuk esnasinda kisiye onemli bir telefon gelir telefonu acmak zorundadir.ve olaylar gelisir.

Dirrrrrr Dirrrrrrrrrr

kahraman - aloo..efendim,ya evet ben unuttum onu
yolculardan biri - beyfendi telefonla konusmak yasak.
kahraman - ya tamam da vaktim olmadi canim ya yoksa biliyosun. (uyari umursanmaz)
baska bir yolcu - kapatirmisiniz telefonu konusamazsiniz.
kahraman - unuttum iste..vakitde geciyor off.napcaz. (uyarilar hala umursanmamaktadir)

yerinden kalkan yasli amca telefon ile konusan kahramanimiza yanasir ve;

yasli amca - size diyoruz dimi evladim.sen telefonla konusamazsin.konusman yasak.

kahraman konusmaya devam eder;

kahraman : canim,benim telefonla konusmama izin vermiyorlar.sen konus ben dinliyorum.

yasli amca dahil otobus yarilmistir.denilcek soz bulunamaz.kahraman telefonu ozur dileyerek kapatir.
i-dügmeye basarmısın?
e-bastım
i-saol
e-bşy dil
sabahın köründe bir final sınavına girmek için binilen dolmuşta,şoförün boş yer kalmamasına rağmen yolcu almak istemesi üzerine duruma isyan eden bir kızla girdiği diyalog,ama ne yalan söylüym o saatte beni ayıltabilecek tek şey bu kavgaydı herhalde;
k : ya bakarmısınız,doldu işte dolmuş daha ne kadar yolcu alacaksınız?
ş :*hanfendi!ben her durakta durmak zorundayım.
k : ya ama yer yok,daha ne duruyorsunuz?
ş : ya kim o*siz mi konuşuyorsunuz hanfendi!
k : evet,ben diyorum,sıkıştık iyice
ş : hanfendi bu dolmuş!rahatınıza düşkünseniz taksi tutun o zaman
k : *
akşam ile gece arası bir vakitte bir halk otobüsüyle eve dönüyorum. gece olmak üzere, zaten yorgunum, kulağıma taktım müzik aletinden ses çıkarmaya yarayan kulaklıları, müzik dinliyorum. otobüs garajdan bir önceki durağa geldi. bu durakta da genelde herkes iner, çünkü son duraktır ama bilenler garaja kadar gider. ben tam biletçinin çaprazında oturuyordum. biletçi eliyle bana işaret yaptı ama anlamadım. kulaklıkları çıkarıp sordum

"efendim?"
"garaja mı gidiyorsun?"

başımla onaylayıp kulaklıkları tekrar kulağıma taktım. aradığım biraz huzur sadece. ama fırsat olur mu hiç. biletçi yine işaretler filan yaptı, bir de konuşuyor benimle. (bu arada belirtelim, biletçimiz tam da biletçi kalıbına uyan bir insan, göğsü açık, arabesk sever.)e anlamadım haliyle çünku kulaklarım dolu lan. iç geçirerek çıkardım ve yine efendim dedim.

-ne dinliyorsun?
-(şaşkın) müzik!
-tamam anladım onu zaten o kadar da mal değilim ama ne radyo mu?
-yok, mp3 çalar var ondan dinliyorum.
-ya tamam ama ne, kimi dinliyorsun allah allah.
-(ne diyor bu ibrahim tatlıses sever kılıklı) şu anda morandi dinliyorum, duydun mu?
-mmmm, yok pek sanmıyorum. ne ki o.
-ya bu adam biraz pop müzik yapıyor sayılır.
-hahaha pop mu dinliyorsun, öyle de bir tipin yok aslında.
-(sabır) ya yok normalde değil de şimdi öyle ağır müzik kaldıramam.
-e normalde ne dinliyorsun?
-(allah allah) daha kaliteli şeyler.
-vaay. eric clapton var mı aletinde.
-?? onu nerden duydun sen?
-hanzo mu sandın beni. tinsley ellis var mı peki? veya bessie smith de çok güzeldir, hatta pek öyle görülmese de en usta yorumculardan birisidir bence.
-vaaay, sen baya biliyorsun ya bunları. blues filan mı dinliyorsun.
-eskiden dinlerdim. şimdi ne para var onlara ayıracak ne de zaman. şu halk otobüsü işine başladım, işlerim kötü gitti. çok yozlaştım burada. eskiden argo nedir bilmezdim. burada sabahtan akşama kadar küfür ediyoruz.
-bak herbie hancock var, sen kesin jazz da seversin açayım dinle istersen.
-bana ağır geliyor herbie, klasik jazz dinlemeye çalıştım ama ağır geliyor bana, smoot jazz bile dinleyemiyorum. you cut me to the bone var mı, bak uzun zamandır dinlemedim.
-yok be abi. vayy be. (bu arada garaja geldik bile.) sen buralarda mısın ben sana cd'ye çeker getiririm.
-hahah sağolasın, zahmet etme.
-yok valla bak, hediyem olsun.
-sağolasın. ya bir on beş gün daha buralardayım, görürsün beni. çok güzel olur.
-sen de sağol, kolay gelsin.

çıktım. insanları asla görünüşleriyle değerlendirmemek gerektiğine bir kez daha şahit olmanın verdiği düşüncelerle eve yürüdüm.
tanık olduğum ve kafamı cama vurduğum diyalog..
muavin: m amca : a
m : amca telefonunu kapatırmısın otobuste yasak
a : arama yapmıyorum yiğenim mesaj çekiyorum
m : ellerini yukarı kaldırarak - allahım bu otobusü devir sende kurtul bende kurtulim..
ve duymadığım tonda söylenmeye devam eder..
eagle okul dönemini bitirmiş evine dönmektedir. yolculuğun daha başlarıdır. eagle sıkılmış ilk molada muavine film açmasını söylemiştir. mola biter otobüs tekrar hareket eder. muavin filmi takar. hemen 2 numarada oturan güneş gözlüklü kendini tikky sanan hatun atlar.

h-bu filmi mi izlicez? (konulan fim kurtlar vadisi ırak'tır)
m-buyrun hanfendi!
h-başka film var mı şunu değiştirir misiniz?
m-var tabi değiştirelim
h-hangi filmler var?
m-deli yürek bumerang cehennemi ve tatar ramazan
e-uheaueahaeuahaha* (bkz: gülmekten yarılmak)
h-üffff ne berbatsınız yaaaaa

yolculuk bitene kadar bu 3 filmi de izlemiştik
bugün bizzat yaşadığım hadisedir. genç bayanımız otobüsün orta kapısına kadar gelir ki st27 ve kankası orta kapının hemen ardında oturmaktadır. kadın endişeli bakışlar attıktan sonra

k: nasıl inicemmm benn
st27 ve kankası: muhuhahahhaaa.
şöför: pardon hanfendi nası nası inceksiniz.
k: ama siz benim inceem yeri geçtiniiiz bn nası gitcem kiiii.
st27: annaaam vah yazık yeni düşmüş heralde iett ye nası incek bilmio.
(başrolümüz ilginç bakışlar atar bu sırada.) ne tesadüf ki kahramanımız st27 nin kankasıyla aynı yerde iner otobüsten. bu sırada st27 arkadan seslenmektedir.
st27: bakim nası iniosun ben de öle iniim tabi bilmemek ayıp deil örenmemek ayıp muhahahaha
yaşlı teyze:kızım poşetlerini biraz çeksene bana taşıttın hepsini.
terbiyesiz kız:aa nereye çekeyim içime mi çekeyim?oturmuşun oraya aaa ne bu bee
yaşlı teyze:anlayacağını beklemiyordum zaten.
terbiyesiz kız:hönk
saat 22.30, ziverbey durağı*...
bir özel halk otobüsü gelir, 112, taksim - altbostancı..
otobüse biniyorum ve arkamdan bir deli biniyor, farketmiyorum..
bu deli, şoför amcaya soruyor:
- bu otobüs taksim'e gidiyor ama geri dönmüyor değil mi?*
- yok evladım, biz hem gideriz hem de döneriz..**
- o zaman ben bu otobüse binmiyeyim*...
- paşa keyfin bilir***
büyükşehirde yaşayanlar bilir, toplu tasimada Kentkart uygulamasi vardir. Kart para
yuklersiniz, otobuslerde manyetik okuyucuya tutarsiniz ve okuyucu
okuduguna
dair
sinyal sesi verir. Kentkart uygulamasinin ilk yiliydi. Yasli ama cok
tonton
bir teyze elinde Kentkartla otobuse bindi. Nedense karti soforun
suratina
dogru
tuttu(Herhalde paso gibi gosterilecek zannetti). Sofor iki-uc
saniyelik
saskinlik periyodunu atlattiktan sonra, "Biiiiip!" dedi. Teyze bi sey
olmamis gibi gecip soforun arkasina oturdu. Otobusteki herkes
kahkahalarla
gulerken bense soforun zekasina hayran olmustum...

by canan...
bu kendi aramızda teknolojinin son harikası dediğimiz yeşil otobüslerin ilk zamanı sadece belli hatlarda çalışırdı.**
klasik telefon durumu ceryan ediyor:
-lülülüüüü lülüüüü
+alo?, bla bla bla...
(otobüste homurtular artmakta)
-beyfendi telefonu kapatır mısınız?
+(tık yok) bla bla bla...
-rica ediyoruz beyfendi kapatır mısınız?
-duymuyor herhalde?!
-hepimizin güvenliği söz konusu!!
(kıpırdanmalar artıyor, artık tek bi mühim meselemiz var; telefonu açık olan adam)
-kardeşim hey kapat şunu!
+(tık yok)
(ve bi cengaver olaya el atar taaa en arkadan)
-kapatsana lan ökküzz!!
+??!!?!?!... (tel kapanır.) *
-1 öğrenci
-paso??
-yok paso yanımda
-ozaman 300 daha alım
çekilir misin lan lütfen?!
(bkz: centilmen)
(bkz: hödük)
okulun a1 girişinde dolmuş durur, kimlikleri kontrol eden görevli önlerde oturan öğrencinin yanına gelir.

- kimliğin yok mu?
+ya hocam yurtta unutmuşum burda okuyorum ben.
-(şüpheli) hımm numaran kaç
+xxxxxxx.
-bölümün ne?
+ingilizce öğretmenliği.
-peki what is your name?

abinin görev aşkı ve zekasıyla birleşen bu deneme sorusu gözlerimizden yaş getirmiştir ama gülmekten. *
Sarıyer'den taksim'e gidiyorum mp3 çalardan müzik dinliyorum gümbür gümbür rock müzik dinliyorum dinledikçe gaza geliyorum gaza geldikçe sesini açıyorum. Aradan bi kaç dakika geçti şoför bana dönerek bir şeyler söyledi anlamadım kulaklığı çıkardım.

+Efendim
-hemşerim sesini kıs biraz
+yok abi bende gelmiyor
-nerden geliyor peki
+yandan bi araba geçti o açmış sesini
-?

(evet o bendim otobüsün en arkasında oturmama rağmen şoför çok net bir şekilde duymuştu rezillll oldum).
biraz ilerler misiniz arkalarda yer var ?
ya kardeşim nereye ilerleyeceğiz birbirimizin üstüne mi çıkacağız..
biz de işe yetişeceğiz ilerleyin ya..
en son şoför:ilerleyin kapıyı kapatıyorum bana ne ... (bkz: her gün duyuyorum ve yaşıyorum yalan değil)
yer üsküdar-bağlarbaşı&kadıköy taksi dolmuşları

kadıköy'e doğru yol alınır. 5-10 dakika sonra bir teyze biner

t: teyze
ş: soför

t: evladım şurdan bir kişi al bakayım,
ş: * teyzeciğim bir 25kuruş daha rica edeyim, ücret 1,25ytl.
t: aaa! hadi ordan ben hep 1liraya biniyorum sen kimi kandırıyorsun vermiyorum.
ş: * ya teyze yoksa tamam helal olsun ama ücret 1,25ytl
t: hayır ben hep bu dolmuşlara biniyorum bir lira veriyorum ücreti bir lira bunun
ş: alla alla duruma bak ya, teyze sen gel sür işlet o zaman ben durmayım burda
t: *
bizzat yaşanmıştır **

edit: bu olaydan yaklaşık 6-7 ay sonra bir benzerini de başka bir amca yapmış bulunmaktadır.

(bkz: şaka gibi)
yer ve mekandan tasvirinden ziyade diyolaga hızlı bir giriş yapmak gerekirse;

otobüse yeni giriş yapan genç ve alımlı kadın aynı zamanda bir o kadar havalı ve küstahdır. bizim yakışıklı ve kurnaz delikanlı ise bu hanımın hal ve hareketlerinden hiç hoşnut kalmayarak ani bir atak yaparak bu işveli hanımı dumur etme peşindedir. derken olaylar gencin istediği gibi gelişir. otobüse giriş yaptığında oturacak yer bulamayan hanım ilerleyen duraklarda yolcu iniş-binişlerinden mukabil bir koltuğa sahip olacağı düşüncesindeyken, birden bizim gencin yanı boşalır. genç hanım havalı edasıyla saçlarını gencin suratına doğru savurarak gencin yanına oturur. genç olaydan istafede hanımı bozma edasıyla:

- genç bayan yerleşemediniz galiba! görünüş itibariyle yanıma sokulabilirsiniz istek ve arzunuz varsa.

genç bayan başından kaynar sular dökülmüş gibi olur ve o sözlerden sonra,
- hayyyyyvannnnnnnn herif, der ve kalkar yerinden. *
nada otobüsün orta kapısına yakın bir yerde durmaktadır.
arkadan bir ses gelir, rica gibi bir şey;
-düğmeye değele(a).**
-puhaah,tamam.
ablamız heyecenla iett otobüsüne biner ama akbili yoktur.

abla: şöför bey para geçer mi?
şöför: gel abla, paranın geçmediği yer mi var?
otobüste geçen ve yarma etkisi veren diyaloglardır. örneğin;

+arkalara doğru yürüyelim.
-madem yürücez otobüse niye biniyoz ki?
ankara tandoğan'da halk otobüsü kırmızı ışıkta beklemektedir. otobüs maltepe tarafına dönecektir. bilen bilir tam ters yönde kalan üniversite kampüslerine gidecek olan öğrenciler bu ışıkta inmek isterler ve her seferinde soförden kapıyı açması yönünde istekte bulunurlar.

(+) genç, güzel bakımlı kız
(-) sakallı ağır abi modunda genç
(ş) soför

(-) dayı kapıları açarmısın inelim??(arkadan bağırır)
(ş) olmaz yiğenim ceza kesiolar sora sağdan araba gelio falan filan bık bık...

güzel kız yanındaki diğer kıza döner ve "bak şimdi nasıl açtırıcam" der

(ş) soför bey lütfen kapıları açarmısınız? (şuh bir ses tonu)

soför şaşkın aynadan bakar ve:

(ş) buyur abla yalnız sağa dikkat

kapılar açılır, öğrenciler iner, ağır abi kıza döner.

(-) allah senden razı olsun bacım
epey yaşlıca bi amca yanına oturan genç kızı esir alıp, gün ışığına ilk çıktığı günden 1 saat önce ne yediğine kadar herşeyi anlatmış, daha sonra kızcağızı muhabbete katmak için sorularına başlamıştır.

amca: çalışıyor musun?
liseli kız: hayır amca okuyorum.
amca: üniversite mi?
liseli kız: lise
amca: hangi lise?
liseli kız: xx anadolu lisesinde amca.
amca:ingilizcen nasıl?
liseli kız:iyi gibi.
amca:yaaa...bi deneyelim bakalım.
liseli kız: hhahahaa. ne soracaksın amca adımı falan mı? sor bakalım.
amca:do you have a boyfriend?
liseli kız: é!'^+%&%&/()=?_
ben: ahuhahaha amca var you dalga kalkmak?
- abi geçen bi istanbul'a gitmişim, tekerlerim eskidi yemin ediyorum.
+ sorma yegenim kars-ankara seferlerinde ben de çok yoruluyorum.
- sıcak bir yağ demleyem, içersin?
- ne demek yegenim, koyu olsun ama.

(bkz: otobüs diyalogları)
durak geçtikten sonra düğmeye basmak aklına gelen amca: duracak var hemşerim.
şöför: isabet olur, otobüste köşede inecekti zaten.