bugün

3 tane lise öğrencisi kerhaneye girmek isterler tabi yaşları tutmadığı için içeri alınmazlar. kerhanenin yanındaki taksi durağındaki yaşlı amcayı kafaya alırlar, "amca bizde para bol ama yaş tutmuyo sen bizi içeriye sokturt sana kral bi rakı sofrası ayarlayalım" şeklinde vaadlerde bulunurlar. kerhanenin bekçisini ayarlar taksici tabi bekçi de rakı sofrasına katılacaktır. bekçi der ki; "bayramın ilk günü gelin çocuklar" bayramın ilk günü elemanlar gelirler tabi malumunuz kerhane girişi kıyamet gibi, inşaatçısından, doktoruna, berberinden, işportacısına, avukatından, minibüs şoförüne kadar her meslekten adam var. çocuklar önceden anlaşıldığı gibi direkt kapıya gelirler bekçi bunları içeri alır. millet basar yaygarayı. "ulan saatlerdir bekliyoruz hem çocukların yaşı küçük nasıl alınıyolar lan" vs vs. serzenişler bekçi gürlüyor "susun lan bunlar orosbu çocukları analarını ziyarete gelmişler işte yatın aşa"
Saf temel fadimeyi görür ve aşık olur. konuşurlar anlaşırlar. temel ailesini gönderir, fadime'yi istetir. aileler de anlaşırlar. düğün başlar ancak temel'in bir sorunu vardır nasıl gerdeğe gireceğini bilmiyordur. horon teperken yanına kankası dursun gelir tam ona sorar araya başkası girer, diğer yanına cemal gelir ona sorar araya yine başkası girer. Düğün biter temel'i döve döve gerdeğe yollarlar ama temel hala bilmez. o sırada babasını tutar der ki baba nasıl yapcam bilmiyorum. babası da başında savmak için fadime ne yaparsa sen de aynısını yap der ve temel odaya girer. fadime duvağını çıkarır, temel de şapkasını çıkarır. fadime üstünü çıkarır, temel de ceketini gömleğini çıkarır. böyle karşılıklı soyunmalar sonucu ikisi de çırılçıplak kalırlar. fadime yatağa uzanır bacaklarını açar. temel de aynısı yaparak yatağa uzanır ve bacaklarını açar. o sırada fadime aynen şöyle der;
- ula temel ordan iki kişi çağır da becersun bizu
çocuk okuldan eve gelir. ödevi vardır. yönetim şekillerinden demokrasiyi araştırmasını istemiştir öğretmeni. babasına sorar. baba da: " evladım ben sana bazı kavramların tanımlarını vereyim, sen bunları bu akşam çalış, yarın da ödevi hallederiz." demiş. çocuk da -babayı kıracak değil ya- : "peki baba." diye cevap vermiş. baba açıklamaya başlamış: " bak oğlum, benim fabrikam var, ben işverenim. annen paranın nereye harcanacağına karar verir, yani hükümettir. evdeki hizmetçimiz işçi sınıfıdır. sen halksın, senin için çalışıyoruz. beşikteki kardeşinse gelecek. sen bu kavramları hallet, sabah konuşuruz." demiş. gece kardeşinin ağlamalarıyla uyanmış çocuk. beşiğe bakmış, kardeşi altını pisletmiş. annesine haber vermek için ebeveynlerinin odasına gitmiş ki babası odada yok. annesine seslenmiş, dürtmüş; fakat muvaffak olamamış. çaresiz odasına dönerken bakmış hizmetçinin odasından sesler geliyor. o tarafa gittiğinde babası ve hizmetçinin beraber olduğunu görmüş. sabah babası çocuğu çağırmış demokrasinin ne olduğunu anlatmak için. çocuk: "yorulma baba,ben meseleyi çözdüm." demiş. "anlat bakalım." buyurmuş baba. "işverenler, işçi sınıfını becerirken, hükümet uyuyor, halk endişeli, gelecekse b.k içinde...işte demokrasi bu." diye bir cevap vermiş.*
30lu yaşlarda hatunun biri bakkala gitmek üzere evden çıkar ve karşıdan karşıya geçerken kamyonun biri hatuna çarpar ve kahramanımız kendini öbür tarafta bir sırada bulur. sıra ilerledikçe anlar ki sıra cennet cehennem sırası, sıra yavaş yavaş kendisine gelir, azrail bakar,

- senin ne işin var burada, der
+ ben ne bileyim sana sormalı, der hatun
- ya seni yanlışlıkla öldürmüşüz, senin ölmemen gerekiyodu, sen daha 34 sene 6 ay 8 gün daha yaşayacaksın, der ve anında hatunu dünyaya geri gönderir.

hatun düşünür, neredeyse 35 sene daha yaşayacağım, yaşlanmak istemiyorum, hemen gidip bir dizi estetik ameliyat geçireyim, yaşlansam da güzel görüneyim, hayatın tadını çıkarım der ve hastanenin yolunu tutar, yağlarını aldırır, yüzünü gerdirir, burnunu düzelttirir, nekadar operasyon varsa geçirir ve hastaneden 20likleri kıskandıracak şekilde çıkar

çıkıştaki aynada kendisine bakar "Aman tanrım nekadar değiştim, nekadar güzel oldum" der ve çıkar, karşıdan karşıya geçerken bu sefer otobüs çarpar ve yine öbür tarafa geçer

yine sırayı bekler, sıra gelir, azrail birşey diyemeden hatun sinirli bir şekilde
+ hani ben daha 34 sene yaşayacaktım, burda ne işim var yine niye geldim, diye kızar
azrail şöyle bi bakar, bi daha bakar

- ayyy kız ben seni tanıyamadddıııııım!
iki arkadaş avlanmaya ormana gittiklerinde acemiliklerine yenilip yamyamlara esir olurlar. yamyamlar, elleri arkadan bağlı iki dostu konakladıkları bölgeye getirip sorarlar:

-ölüm mü, mukoko mu?
esirlerden saf olan hemen cevap verir:
-ölüm.
ve, kendisini öldürürler. diğeri cevap vermeden bir soru sorar yamyamlara:
-mukoko ne?
yamyamların elebaşı cevap verir:
-sikmek.
gözü açık esir ilk sorulan "ölüm mü, mukoko mu" sorusuna cevap verir:
-mukoko.
yamyamların elebaşı ortamı terketmeden önce bağırır:
-ölene kadar mukokoooo!
temel bir gün eve geldiğinde fadime ye; " su ısıt olursa olur, olmazsa çay içeriz." der. bunda asıl komik olan belediyede bir müdürün odasında kalabalığa anlatmış olmasıdır.
temel ehliyetini yeni almıştır.
çarşıyı turluyayım derken freni boşalmıştır.önünde iki seceneği vardır.
birincisi;sağ taraftaki direğe yaslanan adama çarpmak.
ikincisi;sol taraftaki seksen kişiye çarpmak.
tabi temelde birinci şıkkı düşünüp tek başına olan adamın üstüne doğru gider.
hakim sorar oğlum hem tek başına duran adamın üstüne sürüyorsun hemde seksenbir kişiyi eziyorsun nasıl oluyor bu?
temel cewap verir.ne bilim hakim bey der onun karşıya kadar koşacağını.
Temelin karisi koyundeki doktorla isi pisirmis. Bu

durum herkesin diline dusmus ama kimse

Temel'e soyleyemiyor.

Herkes nasil anlatacagiz bu isi derken Dursun atlamis;

- Merak etmeyin usaklar ben soylerum.

Aksam olmus Temel kahveye gelmis,

Dursun soyle bi gerinip koseden yuksek sesle

temele dogru bagirarak;

-Ha Temel usagum, senin Fadime ne zaman

profosor olayir da?

-Ula Tursun sasirdin mu, benim kari daha

okumayi bile sokemedu profosor olmak nerden ciktu..

-Ne pileyumm koyde herkes fadime yuksek

lisansini yapti, doktora veriyor

diyorda ondan sormusumdur..
Temel bigün hastaneye gider. girişte birisinin ağladığını görür. Yanına yaklaşıp sorar:
-neden ağliyusun uşağum?
adam ağlamaklı cevap verir.
-Kan tahlili yaptırmaya geldim,parmağımı kestiler.
bu sefer temel daha şiddetli ağlamaya başlar. Adam Temel'e neden ağladığını sorar.
temel:bende idrar tahlili yapturmaya celmiştum.
urfa'da aşiret ağasının biri yurtdışında gezmeyi çok severmiş, gezmediği kıta, gezmediği ülke kalmamış. bu gezilerden döndüğünde de marabasını başına toplar yaşadığı meaceraları anlatırmış ki marabasının vizyonu genişlesin. bir tarihte kenya'ya gitmiş 1 ay sonra dönmüş her zaman olduğu gibi marabasını toplamış başına. marabası merakla sormuş;
-ağam bu sefer nereye gitmişsen?
ağa demiş
*kenya'ya gitmişem.
-ağam kenyada ne yapmişsen?
*seferi yapmişem.
-agam seferi dedigin ne ki?
*valla tüfegleri kuşanisen, arabalara atlisen, nerde bir heyvan görüsen arkasından gidip vurisen.
-agam sen de heyvan vurmişmisan?
*he vurmuşam.
-agam ne vurmuşsan
*zebra vurmuşam.
-agam zebra ne olaki?
*eşeği bilisen?
-he.
*eşeğin siyah beyaz çızgılı olani.
-ağam başka ne vurmuşsan?
*zürefa vurmuşam.
-ağam zürefa nekin?
*eşeği bilisen?
-he.
*eşeğin boynuyla bacaklarının iki metire uzun olani.
-ağam başka ne vurmuşsan?
*piton vurmuşam.
-ağam piton ne çeşit bi heyvan ola ki?
*eşeği bilisen?
-he.
*eşeğin aleti bilisen?
-he.
*aha onun 3 metre daha uzun olani.
temelle fadime flört dönemindeler.. temel fadimeyi eve atmak için uğraşmakta.. temel fadimeye "la fadime akşam eve gel da evde otururuz kimse yok" der.. fadime akşam eve gider... kapıyı kimse açmaz..
adamın biri varmış... ikinci dönem düzeltmiş...
aslan ve tavşan ormana yeni açılan keraneyi geziyolarmış. ilk kapıyı açmış tavşan bir bakmış ayı. aslana dönüp:
"gidelim" demiş. "yeterince ayı siktim bugüne kadar."
yollarına devam etmişler. bir sonraki kapıyı açmış tavşan. bir bakmış, bir kurt.
tekrar "gidelim" demiş aslana. "yeterince kurt siktim ben."
yolllarına devam etmeye başlamışlar. tilki ydi, arı ydı, kuş tu, her birine "hayır" demiş tavşan" yeterince siktim ben onlardan."
son kapıya gelmişler bir anakonda. hemen dalmış içeri tavşan. tavşan içeri dalar dalmaz anakonda tavşanı yutmuş. ve pişman olmuş sonra. "ben ne yaptım" diye düşünürken kusmuş tavşanı. üstü başı kusmuk içinde olan tavşan sormuş anakondoya:
"keranede yenisin galiba?"
cevap verip bir soru da anakonda sormuş:
"evet. yeniyim. nereden bildin?"
"çünkü; öyle ağıza alınmaz."
dursun, temel, idris amerikaya çalışmaya giderler
10 yıl amerika'da çalıştıktan sonra memlekete dönmeye karar verirler.
dursun bi akşam evde otururken temel ile idris'e ben memlekete dönmiyecem bütün parayı lüks yerlerde yiyecem der
temel ile idris dursun'u yapma etme o kadar çalıştık diyerek durdurmaya çalışırlar ama dursun kafasına koymustur bi kere.
dursun evden çıkarak amerika'nın en lüks oteline gider ve kral dairesine yerleşir.
akşam otelin restaurantı, kumarhanesi, barı, diskosu derken eglenir coşar,gece saat 12 de odasına çıkar tam uyuyacakken kapı çalar kapıyı açtığında karşısında sarısın güzel bir kadın görür.kadını içeri davet eder ve sabaha kadar işini görür.
sabah resepsiyona indiğinde kendisini kırmkızı halılarla karşılanmış bulur karşısında otelin genel müdürü ve tüm hizmetliler vardır.
Otelden çıkış yapmak istiyorum borcum ne kadar diye sorar, resepsiyon görevlisi ne borcu efendım buyrun dıyerek bir zarf uzatır, zarfı açan dursun içinde bin dolar görür, şasıran dursun eve giderek olayı temel'le idris'e anlatır.
idris temel'e bende gidecem der temel yine yapma etme der ama idrsi dinlemez oda aynı otele gider kral dairesine yerleşir.
Dursun gibi otelin bütün hizmetlerinden yararlanır gece idris'te odasına çıkar tam uyuyacakken kapı çalar idris kapıyı açar ve karsısında kumral bi kadın görür kadını içeri davet eder sabah'a kadar dursun gibi işini görür sabah olunca resepsiyona inerek çıkış yapmak ister idris içinde yine kırmızı halılar serilmiş otelin müdürü ve tüm personel yerini almıştır.
idris çıkış yapmak istiyorum borcum ne kadar diye sorar, resepsiyon görevlisi yine ne borcu efendim, buyrun diyerek idrise beyaz zarfi uzatır , zarfı açan idris zarfın içinde bin doları görür ve hemen eve giderek temel'e dursunun dediği dogru çıktı banada bin dolar verdiler der temel bende gidiyorum lan diyerek evden çıkar
aynı otele giden temel kral dairesine yerlesir. Temel'de dursun'la idris gibi otelin bütün imkanlarından yararlanır.
gece odasına giden temel yatacagı sırada kapının calındıgını duyur kapıyı actıgında esmer bi kadınla karşılarıs kadın emrinizdeyim efendim der, temel kadını içeri davet eder ve dursun'la idris gibi işini görür sabah olunca temel çıkıs yapmak için resepsiyona gittiğinde bu sefer otelın sahıbınınde geldığini görür resepsiyonda çıkıs yapmak istiyorum borcum ne kadar der resepsiyon görevlisi temel'e ne borcu efendim der ve zarfı verir zarfı açan temel içinde on bin dolar olduğunu görür hemen süpelenen temel otel sahibine beyefendi benım arkadaslarımda geldı onlara bin dolar verdınız neden bana on bin dolar verdiniz der otel sahibi gülerek onlarınkı banttandi seninki canlı yayındı der.
Karadenizli çayini kurutuyormuş;

- Allah'ım, ne olursun çayım kurumadan yağmurunu yağdırma! demiş.
çay kurudu kuruyacak, akşamüstü, son yarım saatte yağmur yağmış, çürümüş tüm çay .

Sabah olmuş, ahıra gitmiş. Bir de bakmış ki eşeği de ölmüş.

Zaman geçmiş, Ramazan ayı gelmiş. ilk gün niyetlenmiş karadenizli, iftara
yarim saat kala bir sigara çıkartıp yakmış. ilk nefesini şöyle bir güzelce çekmiş ve gökyüzüne bakarak üflemiş.

- Nasıl, illet oluyorsun şimdi değil mi? demiş ve eklemiş;

- Eşeği de kurbana saymazsam şerefsizim..
Adamın biri her gece yatağını ıslatıyormuş. Yatmadan evvel çişini yapmasına rağmen, gece yine de rüya görüp işiyormuş. Bu durum canını sıkmış ve psikoloğa gitmeye karar vermiş..

Doktor hastasını telkin etmiş ve bir yere uzandırıp kendisine sorular sormaya başlamış:

- Anlatın bakalım, her gece yatağa nasıl işiyorsunuz ?
+ valla doktorcum, çişimi yapıp yatağa yatıyorum ve uyuyorum..
- Bu doğru bir hareket, sonra ne oluyor ?
+ Uyuduktan sonra hemen rüya görmeye başlıyorum.
- Nasıl bir rüya bu ?
+ Rüyamda yeşil renkte, küçük bir adma geliyor.. Bana çişini yaptın mı diye soruyor.
- Peki siz ne diyorsunuz ?
+ bende hayır yapmadım diyorum.. o da bana "hadi yap öyleyse" diyor..
- hmm sorun anlaşıldı. bu gece yine çişinizi yapıp yatın.. o adam geldiği zaman da "evet yaptım" dersiniz..

adamın bu düşünce kafasına yatıyor ve kendini gece yatmadan önce "evet yaptım" demek için şartlandırıyor..
sonrasında yine uyuyor ve rüyaya dalıyor.. küçük yeşil adam geliyor..
- çişini yaptın mı bakiim ?
+ evet, yaptım!!
- peki ya kakanı.. ?
+ hayır yapmadım
- tamam şimdi de onu yap bakalım..
adamın biri ereksiyon problemi ile doktora gider, doktora derdini anlatır. doktorda adama bir kavanoz uzatır bunun icine bosal bizde tahlil yapalım der. adam ertesi gun doktora gelir yeniden fakat kavonoz bostur. doktor sorar neden bos diye, adam da anlatır. valla doktor bey dun hanım bir eliyle denedi yok, iki eliyle denedi yok, agzıyla denedi yok, karsı komsunun hanımı cagırdık beraber denediler olmadı. doktor saskındır hayret der bu kadar kisi nasıl basaramadınız, adam cevaplar, doktor bey oyle bir kavonoz vermissiniz ki bir turlu acılmıyor allahın cezası...
Kilisenin papazı 2. pazar ayininde olamayacağı için samimi arkadaşı Temel'e kendi yerine günah çıkartma külübesinde seansı kendisinin durumu idare etmesini ister..

Temel: "yahu ben bu işlerden anlamam yapamam" der.
Papaz: "sen gel bu pazar ki günah çıkartma seansında yanımda ol öğrenirsin o kadar da zor değil" der.

ilk günahkar gelir.
- Papaz efendi ben 3 kere zina yaptım çok pişmanım ne yapmam lazım.
- Peki o zaman sen Kudüs'e dön kutsal meryem duasını üç kere oku ve kilisenin kutsal kasesine 100 dolar at günahların affolacak.
Diğer günahkar da yine aynı yakarışlarda bulunup nasihatlerini alınca;
- bak gördünmü aslında işler o kadar da zor değil sen de yaparsın der.
- Temel'de "tamam idare ederiz artık" der.

Ertesi Pazar
Seans başlar.
Papaz efendi ben günah işledim 2 kere zina yaptım çok pişmanım ne yapmam lazım der.

Temel'de
- Tamam Kızım bu ara promosyon var sen git bir kere daha yap, sonra Kudüs'e dön üç kere kutsal meryem duasını okuyup ve kilise kasesine 100 dolar atarsın
iKi KÜRT ARTIK KÜRT OLMAKTAN BIKMIŞLAR. KÜRT OLDUKLARINI SÖYLEMEYE UTANIR OLMUŞLAR.
TÜRK OLMAK iSTiYOLARMIŞ. NASIL OLUNUR ARAŞTIRMIŞLAR. BiR TÜRLÜ BULAMAMIŞLAR.
EN SONUNDA DERTLERiNE ÇARE OLACAK ANADOLUNUN BiR KÖYÜNDE YAŞLI BiR BiLGE OLDUĞUNU ÖĞRENMiŞLER. ONUN YANINA GiTMiŞLER.
YALVARMIŞLAR;
- NE OLUR BiZ TÜRK OLMAK iSTiYORUZ. KÜRT OLMAKTAN UTANIYORUZ. DERDiMiZE ÇARE BUL.
DEMiŞLER.
YAŞLI BiLGEDE;
- ŞU GÖRDÜĞÜNÜZ DAĞLARIN ARKASINDA BÜYÜK, YÜCE BiR DAĞ VAR, ONUN EN TEPESiNDE DE BÜYÜK SiVRi BiR KAYA VAR. O KAYANIN ÜSTÜNE ÇIKIN VE ÜÇ KERE BEN TÜRK' üm DiYE BAĞARIN. BAĞARDIKTAN SONRA TÜRK OLMUŞUNUZ DEMEKTiR.
DEMiŞ.
BU iKi KEKO YOLA KOYULMUŞLAR. YAŞLI BiLGENiN DEDiĞi DAĞA ULAŞMIŞLAR. ARAMIŞLAR, UĞRAŞMIŞLAR KAYAYIDA BULMUŞLAR.
AMA ÇIKILCAK GiBi DEĞiL BiRi ÖTEKiNE;
- YARDIM ET BEN ÇIKAYIM SONRA BEN SANA YUKARADAN ELiMi UZATIRIM SENDE ÇIKARSIN.
DEMiŞ.
iLKi ÇIKMIŞ VE BÜYÜK BiR HEYECANLA BEN TÜRKÜM DiYE ÜÇ KERE BAĞIRMIŞ.
AŞAĞIDA KALAN DA;
- HADi YARDIM ETTE BENDE ÇIKAYIM.
DEMiŞ.
YUKARIDAKi KÜÇÜMSER BiR iFADE iLE.
- HADi ORDAN A.Q. KÜRDÜ DEMiŞ.
Deney yapmak için bütün hayvanları dişisi erkeğiyle bi gemiye toplayan bilim adamı, yolda bütün erkek hayvanların dişilerle çiftleştiğini gemide nüfus çoğalması olduğunu görür.. Bunu engellemek için bütün hayvanları bir araya toplar ve konuşmaya başlar;
- "Yolda gördüm'ki bütün erkekler dişilerle çiftleşiyor gemide gitgide çoğalıyoruz. Bunu önlemek için bütün erkek hayvanların şeyini kesip karşılığında makbuz vereceğim. Limana geldiğimizde erkek hayvanlar makbuzunu geri verecek şeyini geri alacak". demiş.
Ve adam aynen dediğini uygular. Ertesi gün erkek kanaryanın kendisine bişi
yapamayacağını bilen dişi kanarya erkek kanaryanın karşısına geçim onu tahrik etmeye başlar.
- "Sen erkek diiilsin senin şeyin bile yok!".
Diye erkek kanaryayı sinirden deli eder. Erkek kanarya hırsından kahrolarak bir haftayı geçirir. Bir hafta sonra dişi bi bakar ki erkek kanarya kahkahalarla gülüyor sevinçten zıp zıp zıplıyor;
- "Hayrola şeyini kaybedince aklını'da kaybettin galiba" der.
Erkek kanarya zıplamaya devam eder;
- "Liman'a inelim göreceksin"..
dişi kanarya şaşırır;
- "Limana inince ne olacak'ki".
Erkek kanarya kahkahayı basar;
- "Eşşeğin makbuzunu çaldım".
bir namaz sırasında aynen yaşanmış olaydır; hoca efendi zanlı sure okuyacağı sırada tahiyyat suresini* okumuş, cemaatten biri de dayanamayıp namzı bozarak; "oku bakalım hoca efendi, bakalım secde de ne yapacaksın." demiş.*
kanal 7'deki fıkralarla türkiye programında anlatılanlar dışındaki fıkralardır.
-burası tekin mi?
+hayır birkaç in daha var.
Temel, Idris ve Dursun fizik dersindeler.
Hoca sözlü yapmak için Dursun'u kaldirmis:
"Kalk bakalim Dursun, sicak bir günde arabanla gidiyorsun, sicak
artti
ne yaparsin?" demis.
Dursun da "Cami açarim hocam," der demez hoca atlamis:
"Hah iste o camdan giren rüzgârin ivmesi nedir?"
Dursun duvar tabi...
Almis sifirin oturmus.

Hoca bu sefer: "Kalk bakalim Idris," deyince siranin yaklastiğini
anlayan Temel iyice korkar.
"Söyle bakalim Idris sicak bir gün ve arabanla gidiyorsun. Sicak
artti
ne yaparsin?"
"Ceketimi çikaririm hocam."
"Daha sicak?"
"Cami açarim."
"Hah camdan giren ruzgarin ivmesi ne?" Yanit yok tabi.

Ve sira Temel'de:
"Temel kalk bakalim sicak bir gün ve arabanla gidiyorsun. Sicak
artti
ne yaparsin?"
"Ceketimi çikartirim."
"Daha sicak oldu?"
"Gömleğimi çikartirim."
"Daha sicak?"
"Pantolonumu çikaririm."
"Daha sicak?"
"Atletimi."
"Daha sicak?"
"Donumu."
"Çok sicak?"
"Hocam beni s.kseler o cami açmam.."
Adamın biri işyerindeki kantinde arkadaşıyla yemek yerken "Kolumun ağrısından ölüyorum,doktora gitsem iyi olacak" diye arkadaşına dert yanmış.

Arkadaşı da;
-"Yahu ne lüzum var, "ileride köşedeki marketin çıkışında yeni bir bilgisayarlı cihaz koydular. Üç dolara bir jeton alıyorsun kasadan, atıyorsun, yanında getirdigin idrar örneğini açılan kapaktan içeri veriyorsun, on saniye sonra neticeyi ve tedavi için yapman gerekenleri öğreniyorsun" demiş.

"Gördüğün gibi ucuz ve çabuk" diye eklemiş. Adam hemen bir kaba idrarını doldurup arkadaşının dediğini yapmış ve bilgisayar 10 saniye sonra yazılı olarak cevap vermiş:

Kolunuzda bir cins eklem ağrısı olan Teniselbo oluşmuş.Sıcak suya koyun, ağır işlerden kaçının, iki hafta sonra düzelecektir"

Memnun biçimde eve dönen adam, bir yandan bilgisayarın dediğini uygularken bir yandan da muzurca fikirlere kapılıp bu akıllı cihazı nasıl aldatılabileceğini düşünmeye başlamış.

Ertesi gün olunca bir miktar çeşme suyuna köpeğinden alınmış bir kılı koymuş, üstüne bir şekilde elde ettiği karısının ve kızının idrar örneklerini eklemiş. Tüm bu karışımın üzerine bir de mastürbasyon yapıp doğru cihazın yanına varmış.
Jetonu atıp kabı makinaya vermiş, on saniye sonra cihazdan yazılı yanıt gelmiş.

1. Çesme suyunuz çok kireçli. Bir filtre cihazi almayı düşünün

2. Köpeğinizde kene var. Eczaneden özel bir şampuan alıp köpeğinizi yıkayın.

3. Kızınız kokain bağımlısı. Bir psikiyatri kliniğine yatırın.

4.Karınız hamile, ikizler sizden değil. iyi bir avukat bulun.

5. Kendinizi bu yolla tatmin etmeyi bırakmazsanız kolunuz iyileşmez.
güncel Önemli Başlıklar