bugün

diyanet işleri başkanından açıkçası hiç beklenmeyen bir çıkış. ateistler ve aleviler hakkında ilgi çekici açıklamalar yapmış. buyrun efendim.

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/24356846.asp

--spoiler--
DiYANET işleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, AK Parti’nin yeniden gündemine aldığı Alevi açılımının en önemli tartışma konularından olan “Cemevlerinin ibadethane kabul edilmesi” hakkında radikal bir çıkış yaptı. Görmez, “Herhangi bir inanç grubu kendini nasıl tanımlıyorsa, içinde inancın gereklerini yerine getirmek için toplandığı mekana ne ad veriyorsa o öylece değerlendirilir. Onun söylediği gibi muhteremdir değerlidir” dedi.

NE AD VERiLiYORSA
Dün akşam Ankara’da evsahipliğini yaptığı iftar yemeğinde gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Görmez, “Türkiye’deki bütün inanç kesimleri kendi tarihlerinde ve kültürlerinde var olan bütün değerleri ile birlikte hiçbir ötekileşme yaşamadan kendilerini ifade edebilmeli. Hem çağdaş hukuk, hem inanç değerlerimiz bunu bize emrediyor” diye konuştu.

ALEViLERE ATEiSTLERE MESAJ
Görmez, “Bu ülkede bırakalım Sünni vatandaşımız kendi Sünniliğini, Alevi Aleviliğini, varsa ateist o da kendi arayışını istediği gibi yaşamalı. Bunun üzerinden bir teolojik tartışma başlatmak, tanımlamaya gitmek yeni sorunlar getirir. Tarihte hangi fonksiyonu görmüşse o inanç öyle yaşanmalı. Tanımlamalarla işe başladığımızda orada yeni sorunlar yeni tartışmalar çıkıyor, içinden çıkılamıyor” dedi.

ATEiSTLERiN KENDiLERiNE iFADE HAKKI
Görmez, ateistlerin kendilerini ifade etme hakkına ilişkin olarak da, “Kuran, herkese bir inanma ve inanmama özgürlüğü verdiğini ifade eder. Dünyada dileyen inansın, dileyenin inkar etme özgürlüğü var. Benim söylediğim tam da belirli bir seviye çerçevesinde küçük görmeden aşağılamadan ifade etme hakkına sahip olmasıdır. Yaradan inkar etme özgürlüğünü tanımışsa benim tanımamam sözkonusu olamaz” değerlendirmesinde bulundu. Görmez sözlerini şöyle sürdürdü:

CAMiDE ALKOL TARTIŞMASI
“iki şeyi birbirinden ayırdık. Herhangi bir şeyi örtmek değil. Suçla masumiyet birbirine karışınca orada tavır almak değişir. Yaralıların camiye sığındığı anı esas alacak olursak rengi, dili, ırkı, işlediği suçu ne olursa olsun bize Allah’ın emanetidir. Oraya giren güvendedir. Camileri de zor bir insan sığındığı zaman biz onu güvende hissederiz. Çok önceden olaylar başlamadan önce içinde şiddeti de barındıran bir hareket bu hareketi yapacak insanlar eğer camiyi karargah gibi kullanmak için hazırlık yapmışlarsa bunu kabul edemeyeceğimizi belirttik. Üç günlük kamera kayıtları elimizde. Herhangi bir müslümanın kabul edemeyeceği davranışlar da var. Gönül ister ki böyle bir şey hiç olmasaydı. iki hususu birbirinden ayırdık, ayırmaya da devam ediyoruz.

DiYANETiN ÜZERiNDE VESAYET OLMAMALI
Dünyada bir kamu kurumu olup sivil halkla bu kadar güçlü bağlantıları olan başka bir kurum bilmiyorum. Başkanlığın özerk bir kamu tüzel kişiliğine kavuşması yeni anayasa çalışmalarında çok önemli. Hiçbir vesayete açık olmayacak şekilde kendi ürettiği doğru bilgiyi halkla doğru bir şekilde paylaşan bir kurum olmalı. idari açıdan değil ama dini ve ilmi bakımdan özerk olmalı. Bu, şu ana kadar özerk hareket etmiyor anlamına gelmez.”
--spoiler--