bugün

avuç dolusu sevgi tomurcuğunda bakışlarım, bedenimin içindeki resimsel bakışlarınla karanlıklarım güneş tuttu gülyüzlüm. Hani japon işi filminde kemal sunal repliğindeki gibi yanımda olsan, sevmesen bile yeter be ekber-i vücudumun bamteli.Orjinal bir fransız parfümü gibi içimde kalıcı kalan kokunla her sabah uyanmak bir kenara, bu yaşıma kadarki içimdeki camkırıklıklarının sayısı hayal kırıklıklarımı ekarte etmişken karşıma dikilen sen... Ki ben gözyaşlarımla büyüttüm hayallerimdeki yavru martıları lise çağlarımdan beri. bU sabah yine yarım avuç suyla uykumu öldürmeye başlarken aynada seni gördüm gözlerimin içindeki silüetini fotoğrafın misali. Titrer gönlümün akort edilmemiş, senelerdir pas tutmuş yayları, ki bir ahu nefeste soludum seni be güzelim, istanbuldun benim için sen, fethi de zor, fatihi de bir okadar gizemli. Evvelinde kilit üstüne kilit vurduğumun gönlümün tek anahtarısın sen. Cemreler düşüyor her sesini duyduğumda ruhumun derinliklerine be sevdiğim, her cemre aslında hüznüme kurduğum masanın baş misafiriyken hemde. ben senin gerdanına kuracağım artık o yalnız olan hüzümlerimi en kalablık haliyle, mesafelerimiz yakında artsa bile.
Ben hayattan bıkmışken kafama koyduğum elmayı biri vursun cesurluğuyla koşarken mermilere gülkurusu entarinle çıkageldin yelokovanlar hızıyla hayatıma, sen be güzelim, sendin istanbul sadece benim için hemde. Senden evvel kırkindi yağmurları kıskanırdı gönlüme dolan gözyaşlarımı halbuki, şimdi sen kaybolursan ufuklarımdan musonlarda kıskanacak sayende bunu bil. sen benim istanbulumsun, ben senin fatihinim sadece.