bugün

"ağca'nın "ipekçi'yi öldüren isim" diye tanıttığı özbey, almanya'ya kaçtı. 1993'te uyuşturucudan yakalandı ve yattı. tutuklu iken kendisine koruma ve yeni kimlik verilirse önemli bilgiler açıklayacağını söyledi. bunun üzerine bir içişleri bakanlığı görevlisi 1995'te kendisiyle hapiste görüştü. bu görüşmeye ait teyp bantları daha sonra oral çelik'in yargılandığı ipekçi davasında mahkemece istendi; bantların imha edildiği söylendi. özbey, bir süre sonra brüksel'de bir tren istasyonunda yeniden yakalandı. ama türkiye'nin iade talebi gecikince belçika, interpol'ün aradığı özbey'i 24 saat içinde serbest bıraktı. halen brüksel'de ticaretle uğraştığı sanılıyor."

(bkz: can dündar)
http://www.milliyet.com.t...01/18/guncel/axgun01.html
derin kişiLerden bir tanesidir.. abduLLah çatLı, mehmet aLi ağca, oraL çeLik ve mehmet şener iLe adı abdi ipekçi cinayetinde sık sık anıLmıştır.. bağLı oLduğu örgütte çok güçLü ve önemLi bir kişiydi.. aLmanya'da cezaevinde yattığı sıralarda ziyaretine itaLya interpoL şefi ve mitten bazı kişiLer geLmiştir.. papa suikastı'nın oLduğu gün araba iLe geLip suikast sırasında "mehmet aLi ağca"'nın yanında buLunan "oraL çeLik"'i aLıp götürmüştür..

yakın zaman içerisinde basında çokça yer aLması'nın nedeni para meseLesi oLduğu söyLeniyor.. papa suikast'ı öncesi bu 5 kişi'nin ortak hesabına para yatırıLmıştır.. fakat 1 kişi'nin parayı aLabiLmesi için 4 kişi'nin imzası gerekiyordur.. çatLı öLmüştür ve imzayı atabiLecek kişi mehmet aLi ağca'dır.. bu yüzden basında sıkça yer aLdığı söyLeniyordur.. doğru mudur değiL midir biLemem.. *
ergenekon diye ortalığı ayağa kaldıranların görmediği, yakalayamadığı asıl derin devlet adamı. yakala sorgula sonra gör derin devlet neymiş, kimmiş. ama yok amaç bağcıyı dövmek!
bir donem tetikcilik yapan bu sahsiyet(!) abdi ipekci davasinin zaman asimina ugramasinin ardindan ulkeye donmeye hazirlaniyormus.

http://haber.sol.org.tr/m...tler/mansetsag/12473.html

dev yol davasinda islemeyen zamanasimi bu tur davalarda nedense islemekte. ondan sonrada yok efendim 12 eylul yasasi degistirecekmis, bu ulkede hicbirsey eskisi gibi olmayacakmis palavralari..
pek yakın vakitlerde türkiye'de arz-ı endam eyleyeceğine dair haberler salınmakta ortalığa. pek yakın vakitlerde artık uçağı hangi havaalanına inerse orada toplaşıp "türkiye seninle gurur duyuyor" diyebilmek için can atan kalabalığın kulağına buradan su kaçırmak gerek tabi ki. zaman aşmış kendini ve aşıp yüceleri tam 30 yıl olmuş.

30 yıl sonra bu ülkeye geliyor işte yalçın özbey, hazır abdi ipekçi davası zamanaşımına uğramak suretiyle tedavülden kalkıyorken ve "çok üşüyoruz reis" afişleri ile ülkemin dört bir yanı ve en solcu gazeteleri, aydınları dahi ağlamaklı oluveriyorken elbette ki malum boşluğu doldurmaya yetecek kadar kütlesi vardır yalçın özbey'in. bir milli katil gider, gelir yenisinden yeni yüzlercesi. hepsi birbirinden gıcır sıfır katiller. ama benim derdim yalçın özbey tabi ki, bu adam buraya gelince ne yer ne içer yahu? adam 30 yıldır buradan uzak, gelince ilk iş iskender mi yesin yoksa lahmacun mu? bak mesela agos'un orada, tam hrant dink'in vurulduğu yerden az ilerde güzel bir iskenderci var. özlemiştir iskenderi zat-ı suret-i devlet baba, nam-ı diğer yalçın özbey. ama orada ardılların vardı, yani şu son olaylara karışmamış olabilirsin. yabancı kalmana gönlümüz razı gelmez elbet. bu yüzden hazır istanbul'a gelmişken bence abdi ipekçi caddesi üzerindeki restoranda lahmacun ye. 30 yıl içinde çok değişmiştir belki ama bu şehirde en rahat yemek yiyebileceğin yer, neticede anısı var öyle ya.

ankara'ya git hemen, gez biraz ama sonra canın tatlı bir şey çekerse mutlaka doğan öz caddesi'ne uğra. orada bir baklavacı var, otur soluklan önce sonra fıstıklı bir baklava iste ve afiyetle ye. yarasın milli gururuma. orada ülküdaşların yıllar evvel rahat rahat kıymışlardı doğan öz'e, sen tatlını ye rahat rahat. bedrettin cömert caddesi'nde dolan, sıkılırsan bahçelievler'e uğra. orada biraz nostalji yapabilirsin, 1978 yılına gidebilirsin, ülküdaşlarını hayal edebilirsin sonra o 7 öğrenciyi hayal edip ağzını kulaklarınla bütünleştirebilirsin. ama yine de ankara'da sıkılabilirsin, bütün bu yerlerde hatıra fotoğrafı çektirip tekrar istanbul'a dönebilirsin. istanbul'a geri dönünce sen de o meşhur fotoğraflardan birini çektirebilirsin beyazıt'ta, istanbul üniversitesi'nin önünde. o fotoğrafın arkasına bir tarih düşersin belki 16 mart 1978 diye. elin kanar mı bilmem ama...

sen gideli çok şey değişti yalçın bey. metrobüse binersin istanbul'a gelince. metrobüsü milli değerimiz ilan etme safhasındayken hazır biz, bir tur atarsın metrobüsle, o sıra bir durağa gelince inmek istersin içgüdüsel. durağın adı merter elbette. kemal türkler'in öldürüldüğü yerde dolanıp, yitip giden ülküdaşlarını hayal edersin, belki bir kamyon çarpar bir mercedes'e, belki çok üşürsün sen de koca reis'in gibi.

hoşgeldin yalçın özbey, milli katillerimiz birer birer yurdumuza dönse keşke, keşke bütün davalar zamanaşımına uğrasa bir an önce...bir gün çok üşümeni dört gözle bekleyerek...