bugün

türkiye büyülü hapishanem kitabındaki aforizmaları mükemmeldir. gerçek bir aydındır kimileri sebatayist olarak adlandırırlar ama yalandır yanlıştır. isimbilim üzerine tezleri gayet mantıklıdır. dikkate alınması gereken tarihimizi ve geçmişimizi iyi bilen entellüktel aydındır.
-Pkk, hem psikolojik olarak çok büyümüştür, kürt haraketi çok büyümüştür. Çok etkilidir. Düşündüğümden çok başka yerlerde etkilidir. Bana göre bu gün geldiği yerler, inanılmayacak kadar ileri bir yerdir.

Sözleri ile, rengini belli eden, pkk yanlısı bir şahıstır.

Ayrıca, pkk'lı olmayan kürtleri de zan altında bırakarak, kürt halkının, imajını zedelemeye çalışmıştır(yani her kürt, pkk yanlısıdır imajı veriyor). Kısacası pkk, kürtlere hizmet ediyor izlenimi vererek, bütün kürtleri bir saymıştır. Ve pkk karşıtı olan kişilerin, kürt karşıtı olmalarına zemin hazırlamıştır. Bu da bölünme ateşini tetikleme haraketidir. Ülkeyi bölmeye çalışan pkk'dan farkı yoktur. bu gibi adamlar, çoğu zaman, pkk'dan daha çok zarar verir türkiyeye. Sindirilmelidir. yok sayılmalıdır.
akli melekesi yerinde olmayan pkk yanlısı bünyedir.
yalçın küçük
hoca'nın odatv'ye yaptığı son değerlendirmedir.

yalçin küçük çok kızgın

29.07.2010 10:46

prof. dr. yalçın küçük'e dörtyol'da pkk saldırısı sonrası yaşanan olayları ve 102 asker hakkında verilen yakalama kararını sorduk.

işte yalçın küçük'ün değerlendirmesi:

burada kısaca bazı tespitler yapmak durumundayım. bir defa ne yazık ki türkiye matbuat ve televizyonlarında bu taraf ihmal ediliyor. ne taraf ihmal ediliyor bilim, politika, gazetecilik hepsi bir ilişkileri tespit etme işidir. hangi ilişki çok önemlidir, hangi korelasyonu kurabiliriz burada? çok basit bir korelasyon var gözümüzü böyle tırmalıyor. nedir o suriye lideri beşer esad’ın artık türkiye arabulucu olma gücünü şansını yitirdi dediği zaman ile bu bölgede ki pkk eylemlerinin birden bire ortaya çıktığını görüyoruz. bunu ihmal edemeyiz, ne demek, ne biçim bir matbuat dörtyol ile bundan kısa bir süre önce iskenderun da deniz kuvvetlerine yapılan bir taarruz vardı. arada herhalde iki aylık zaman vardır; ama iskenderun deniz kuvvetlerine yapılan saldırı ile dörtyol daki saldırı arasındaki yürüyerek de yirmi beş dakikada gidebilirsiniz en fazla otomobille on dakikadır. iskenderun ile öbürü iç içedir. demek ki beşar esad’ın “türkiye artık arabulucu değil” dediği zamanla ve bir yahudi kökenli amerikalı eski bir senatör yeni arabulucu aradığı sırada orada, yani iskenderun sancağı diye bilinen yerde, eylemler başlamış oluyor. dörtyol, iskenderun osmaniye’yi birbirinden ayırt edemeyiz. önemli olan budur, bunu görmeyen türkiye kör bir türkiye’dir, birinci nokta budur bunu açıkça tespit etmemiz lazım.

suriye'ye gidiyorlar

daha neyi tespit etmemiz lazım iskenderun da ki deniz kuvvetlerine saldırıdan sonra basın, orada bu saldırıyı yapanların yukarıya doğru amanosa gitti amanosdan bitişik köyüne geçtiler. bunu da haberlerden biliyoruz ahmaklar bununda farkında değiller. bitişik köyü ile abacılı köyü karşı karşıyadır. bitişik köyü ile abacılı köyünün arkası ise suriye’dir. dolayısıyla eğer dörtyol ve iskenderun daki eylemlerden sonra amanos dağlarına gâvur dağlarına çıkabildilerse oradan suriye’ye gidiyorlar demektir. başka bir yere gitme imkânı yoktur. nitekim bir süre önce açılım koordinatörü olduğunu söyleyen beşir atalay “o dağları temizleyin diye” komutanlara yalvarmıştır. önemli olan nokta o dağlara yerleştilerse çok kısa bir dönemde iskenderun dörtyol ve osmaniye de arka arkaya eylemler yapılmıştır. bu bölgeye ki bu bölgeye türk tarihin de biz iskenderun sancağı deriz. hatay adı çok tartışmalı bir addır iskenderun sancağı deriz. eğer kürtler silahlı mücadelesini hakkâri bölgesinden sonra buraya da yerleştirebiliyorsa bu yepyeni bir durumdur, burada sadece işaret ediyorum. nedir yepyeni bir durum? herkes yalçın küçük de dâhil daha doğrusu öncelikle yalçın küçük hangi soru sorulursa sorulsun daha önceki cevapları ve tespitleriyle hareket etmek durumundadır ve ben hep öyle yaparım. ben 1998 de abdullah öcalan suriye den çıkarıldığı zaman ; “bu türkiye için değildir” dedim. tabi kendimi abartmayım fransızlar da böyle yazdılar. le monde diplomatique de bunu yazdı. le monde diplomatique bana 1998-99 da düşündürdü. bu dedi “suriye israil barışı için yapıldı.” peki, niye türkler'in çok istediği abdullah öcalan oradan çıktı o çok önemli değil önemli olan tarafı şuydu: "israil ile kucak kucağa oturan türkiye, suriye-israil barışını istemiyordu". bana bu kadar antagonistik düşman olan bir ülke ile siz "ey benim ortağım ey benim kucak kucağa yaşadığım israil bunlarla barış yapamazsınız" dedi. onun için abdullah öcalan'ı oradan çıkartılar.

peki, barışın unsurları neydi çok basit bir barıştı. israil golan tepelerini, suriye den aldığı tek yer olan golan yaylalarını, golan pınarlarını şimdi hatırlayacaksınız tayyip erdoğan diye birisi var kendisine herkese canı sıkıldığı zaman arabulucu oluyor kaç defa israil golan tepelerini suriye’ye vereceğini bize söyledi dedi. bakın gidin herhangi bir yere golan tepelerini bulursunuz. israil’in asla golan tepelerini vermeye niyeti yoktur. tayyip erdoğan’ın kendi kendine de gelin güvey olması burada da bitmiştir. burayı bitiriyorum demek ki beşar esad’ın ve suriye’nin tayyip erdoğan ile arabuluculuk oynaması veya ondan bir barış oynaması bitmiştir.

dörtyol'un önemi

önümde çeşitli yerlerde çıkmış olan gazete internet haberlerinden bir tanesi var onu da sizlere okursam mesele bitmiş oluyor. o da şudur; israil de önemli bir üniversite bar ilan üniversitesidir. washington da önemli bir üniversite ki amerikan dışişleri bakanlığıyla istihbarat örgütleriyle iç içe olduğu bilinir bende öyle bilirim, georgetown üniversitesinden dört profesör dördü de ibrani bir kısmı israilli tabi çok açık olarak netenyahu'ya bir mektup yazdılar. bu artık dünya matbuatında ve israil matbuatında var. o mektup da dediği çok yakın bu eylemlerin olduğu sırada iskenderun sancağı ki tabir budur, iskenderun kazası antakya kazası ve kırıkhan kazasından ibarettir. 1921 anlaşmasıyla fransız ankara anlaşmasıyla suriye’ye bırakılmıştır. sancak 1938–1939 un sonuna kadar suriye ile fransa arasında gidip gelirdi. ben doğduğum zaman ben oralarda doğdum fransızlara bağlı otonomdu, dolayısıyla bu vesileyle söylemiş oluyorum dünyaya fransız yurttaşı olarak geldim. şimdi de tesadüf hatay’ın bu dönemi yazmak yazıyordum ki çok daha aktif oldu ve ben de bilgilerimi bu sırada yapmış olduğum araştırmada tazelemiş oldum. biliyorsunuz benim türk tarihi ile ilgili yeni açıklamalarım vardı, ilk kurşunun da izmir de değil dörtyol da, şimdi açıklıyorum özelli de yani bu eylemlerin olduğu yerde. özelli türk tarihinin önemli çok kahraman küçük yörelerinden bir tanesidir.

israilli profesörler netenyahu’ya mektup yazarak şu anda eylem yapılan bölgenin suriye'ye verilmesini istedi. israilli profesörler, “bırak artık tepeleri” dediler.

iskenderun sancağı tabir budur, bende o tabiri kullanıyorum, hatay çok tartışmalı bir isimdir. yeni çalışmalarımda görülecektir. iskenderun sancağı antakya kırıkhan iskenderun’dan ibaret. “suriye’nin olması lazım diyor” işte tam bunların olduğu sırada bu bölgede çok ciddi bir silahlı kürt hareketliliği görülüyoruz, benim tespitim bu. buradan sonra kırıkhan’a geçmesinden kaygılanırım, çünkü amanos dağlarında kürtler azdır esas itibariyle türkmen’dir yavaş yavaş oralarda yerleşmiş oluyorlar, fakat kırıkhan iskenderun sancağının üçüncü kazası merkez kaza iskenderun’du sancak denir osmanlıda halep e bağlıydı halep in limanıdır. 1938-39 dan sonra türkiye’ye geçmiştir. bunları yazıyoruz tekrar tekrar yazacağız.

yalan haberler yayiyorlar

dolayısıyla bu meselenin çıktığı anda hem israil de hem suriye de bu var. benim bu söylediklerimden doğrudan doğruya suriye ile pkk arasında eski yakınlığın yeniden doğduğu sonucu çıkmamalı, benim böyle bir bilgim yok. benim bilgim türk matbuatının en büyükleri başta olmak üzere devamlı yalan haber yaydıkları merkezindedir. dolayısıyla tam bu eylemlerin olduğu sırada beşar esad’ın dört yüz pkklı'yı tutuklattığına dair türkiye’nin en büyük gazete ve televizyonlarında haberler çıkmıştır. kürt internetlerine baktığımızda ise bunun gerçekle hiçbir ilgisi yoktur. kürt internetleri yarım pkklı’nın bile tutuklanmadığını yazmamdadırlar. ne yazık ki bu yazılanlara itibar etmek durumundayız. öyleyse bu öyle çok basit bir iş değildir. gaflet içinde olanların bunu “amanosları temizleyin paşam” demesiyle geçiştirmeyiz. yani gaflet içinde derken atalay’a demiyorum bunu bu kadar basit basına matbuata söylüyorum. ülke de bu kadar bilgisizlik bu kadar tarihten uzak nerdeyiz iskenderun arkasından dörtyol bunları birbirinden ayırt edemezsiniz.

zamanınızı almak istemiyorum benim aile tarihimde de ayırt edemezsiniz onları. arkasından osmaniye’de de var. bunlar olurken hiçbir şey yok bir suriye ile pkk yakınlaşmasını düşünmemek çok büyük bir gaflettir, gafleti genel olarak söylüyorum. gaflet ve delalettir. bu önemli bir iştir buralara gelmesi önemli. benim söyleyeceğim daha da önemlisi onunla asıl sorunuza geçebiliriz.

iç savaş nedir? iç savaş şudur; bir devletin otoritesi her yerde geçmiyorsa, bir coğrafyanın belirli bölgesinde geçmiyorsa ona biz iç savaş deriz, iç savaşın kanla şunla bunla hiçbir ilgisi yoktur. peki, biz ne gördük dün şunu gördük biz o gördüğünüzü bende hatırlatayım. bir korgeneral, o korgeneral hakkında güya türkiye cumhuriyetinde ne gördük dün bugün büyük gazetelerde öyle dediğini gördük. aranan komutan ve bakan bu bir iç savaş halidir; çünkü güya güya demeye mecburuz türkiye de bir mahkeme bir subayımız için yakalama emri çıkarmıştır. bu emir biliniyor kendiside söylüyor. çetin paşa hazretlerini kim yakaladı kim gördüyse o yakaladı. hangi polis gördüyse o yakaladı değil mi ona özel bir polis gitmedi. şimdi nejat paşa hazretlerinin oradayken gayet terbiyeli bir göreve gidiyor çok sakin çok bayıldım aydın tipli generalimiz ha orda kim var emniyet müdürü var, emniyet genel müdürü var hadi yakala, onunda başında beşir atalay var içişleri yakalayacaksın yakalayamıyorsan gücün yetmiyor demektir. senin devlet otoriten senin mahkeme kararın yetmiyor demektir. hem tokalaşıyorsun neden çetin paşa ya yaptığını orada yapamıyorsun? buna tarihte iç savaş hali denir. sakın yanlış anlaşılmasın temennim o noktada değildir. sizi yakalayacaklar “biz ülkemizi seviyoruz” demiştir nejat paşa hazretleri.

iç savaş var

ama bunu da tarihe tespit etmek durumundayız. siz bir mahkeme kararı alıyorsunuz demek ki aldığınız mahkeme kararının meşruiyetine hukukiliğine devlet kararı olduğuna inanmıyorsunuz. paşa orada etrafı polislerle dolu, hadi alın. evet, bu meselenin önemli tarafı ikidir demek ki devlet bitmek üzerdir, savaş başlamıştır bu iç savaşın tarifidir. her yerde onu söyleriz biz ilk defa değil. 1960 lı yılların sonunda başbakan demirel “ortadoğu teknik üniversitesi'ne giremiyorum oraya polisi sokamıyorum alamıyorum, iç savaş var" demişti, doğru bir tabir. öyle iç savaşın kanla bunla şunla birtakım asmuk solcuların söylediği gibi alakası yoktur. iç savaş devlet otoritesinin bölündüğü, belirli coğrafyalarda olmadığı yerdir.

aynı şekilde eğer sen bazı şeyleri yapamıyorsan iç savaş vardır. ama bu iskenderun ‘a kadar gelmiştir birinci olarak söyleyeceğim budur. iskenderun meselesi bilhassa yeni çatışma alanı mı olacak bu çok ciddi bir durumdur. bunu böyle istiyorum temizleyin gücün yetiyorsa, önce paşayı al temizleyin bakalım gücünüz yetiyorsa. bu üçüncü eylemdir ben size tarihini coğrafyasını anlattım daha fazlasını da anlatırım oraları bilirim. arkasından bitişik köyüne gittiler deniyor çıktılar deniyor bitişik köyü ile abacılı köyü karşı karşıyadır ve o tepeyi aştığınız zaman suriye ye gidersiniz bu kadar basittir. demek ki bu eylemlerin ne suriye’yi itham ediyorum ne başkasını itham ediyorum ben bilgi veriyorum size. ve tekrar tekrar söylüyorum israil’in iskenderun sancağının bu günkü tabirle hatay vilayetinin israil profesörlerinin “başbakana mektup yazarak aklını başına al buranın suriye ye iadesi için harekete geç” dedikleri zamanda bu eylemler olmuştur. bu önemlidir bunu söylemiş oluyoruz başka bir söylediğimiz nokta yok.

ne demektir bu bir takım ahmaklara israil diyor ki beşer esad ‘a “benden golan tepelerini istemeyin, oralar ıslak yeşil biz severiz oraları, yerleştik de oralara. buyur ben size iskenderun sancağını veriyorum. tayyip erdoğan türkiye’yi bu noktaya getirdi.

102 komutana yakalama karari

evet, bütün matbuat yaşla bağlantısını kurdu ben yaşla bağlantısının çok önemli olduğu düşüncesinde değilim. daha ciddidir bir defa yaş dan daha önemli başka bir boyutu var onu da önemsemiyorum. ama zannediyorum odatv ye de söylemiş oluyorum ben son zamanlarda rahatsızdım konuşamadım ama pek çok arkadaşım biliyor. son gelişmelerden sonra akp bu rakamı verdim ben yirmi beş görevde ki tümgenerali tutuklamazsa yarattığı korku bulutları kayboluyordu kaybolur. eğer tekrar bir korku bulutu yaratmak istiyorsa en az yirmi beş tane en az tüm general rütbesinde ve hepsi muvazzaf yani görevinde olan subayımızı tutuklamak zorundadır bunu söylerken temenni etmiyorum ben, ben fiziksel bakıyorum. yirmi yedi tanesini yakalama kararı aldılar. bunu ardında büyük neden referandumu büyük bir baskıyla büyük bir korku bulutu altında yapmak meselesidir. işte ben yeniyorum orduyu. yirmi altı yirmi yedi nasıl acı çekiyorum bilemezsiniz. bitmiş bir basın, bitmiş bir üniversite işte asıl akp türkiye’yi tarih bilincinden, kendi kökünden, kendi tarihinden koparmak için iktidara gelmiştir. ne demek istiyorum ben 1920 de payitaht, osmanlı payitahtı istanbul ingilizler tarafından işgal edildi ancak o zaman ingilizler bu sayıda değil bunun yüzde biri kadar türk subayını esir almadılar. bu tarihimizde türkiye ve osmanlı tarihin de aynı anda kim oldukları bilinmeyen adı davut soyadı bedir davut bedir mahkemesi tarafından türk ordusunun görevde ki tüm general ve yüksek rütbeli subaylarının yüzde onunun tutuklandığı bir tarihtir bu. eğer emekli olanları da birlikte düşünecek olursak muvazzaf subayların generallerin nerdeyse üçte biri veya dörtte biri tutuklanmıştır.bunu yüksek askeri şuradaki terfilerle izah edemeyiz. bu başka bir şeydir.

tekrar dönecek olursak kendi söylediklerimle dönecek olursam hilmi paşa genelkurmay başkanı oldu, 3 kasım 2002 de genel seçim oldu, onları da tespit ettim. türkiye tarihinde ilk defa bir genelkurmay başkanı oyunu verdi, oy günü amerika ‘ya gitti. ben o vesile ile ısrarla kitaplarımda da söyledim açıklayım akp, türk ordusunun yüksek komutanlarının 35 yıldır en çok istediği ekiptir, hareket noktası budur. şimdi başka bir nokta daha çıkıyor engin paşa hazretlerinin eşi nevin hanım diyor ki "ordu bize darbe yaptı”, bunu burada tespit etmek durumundayız, bunu yok sayamayız.

ben odatv de kaç defa yüksek komutanlarla akp’nin anlaşma içinde olduğunu söyledim. şimdi devlet bahçeli ve kemal kılıçdaroğlu “kızım sana söylüyorum gelinim sen anla” üslubu içinde son üç genelkurmay başkanından ortanca genelkurmay başkanı yaşar paşa hazretleriyle akp’nin anlaşma içinde olduğunu söylüyor. şu noktayı inkâr edemeyiz hem odatv de hem televizyonlarda bağırdım ilker paşa yaşar paşa hazretlerine de bağırdım “askeri mahkemeler görevlidir dedim.” yapmadılar eğer bir darbe yapılmış planlardan bir darbe varsa ancak askeri mahkeme bile bilir. türk genelkurmay’ı görevlerini ihmal etmiştir. o darbeleri. işbirliği içine girmiştir. yine hatırlıyorum odatv de söyledik binbaşı ahmet vakası. birinci ordu için türk genelkurmayı binbaşı ahmet diye bir isimi görev vermiştir o da “balyoz doğrudur demiştir” bunlar türk ordusuna karşı nevin hanım'ın söylediklerinin teyididir. bunlar öyle hafife alınamaz dursun çiçek ile ilgili genelkurmay'da açılan dava açıktadır. genelkurmay adına birisi çıkıyor dursun çiçek dört yıl sonra amiral olamamış. kimse utanmasın öyle bir iddianameden ben utanırım.

türk ordusu kemalizmden uzak

türk ordusunu bu hale düşüren bir genelkurmay mahkemesi ile karşı karşıyayız. bunları söylemek durumundayız. türk ordusu her zaman ki gibi kemalizm’den, ülke sevgisinden önemli ölçüde uzaklaşmıştır. ama refah-yol hükümeti bir uyanmaya neden oldu. “ülke gidiyor dediler hepsi, kemal paşa’yı atatürk’ü hatırladılar ve bir canlanma oldu. ordu içinde kemalizm’in rönesanssına 1996’dan sonra şahit olduk. ondan sonraki genelkurmay başkanları başta hilmi paşa hazretleri sonra yaşar paşa hazretlerinin bütün işi türk ordusundaki canlanan ülke sevgisini de tazeleyen kemalizm’e bağlılıklarını kurmaya çalışan albay ve yüksek rütbeli subayları generalleri tasfiyeye başladılar. bu yüz iki tasfiyedir bu ordunun en güzel en güzide ülkesine bağlı bir tanesini gördünüz ne kadar terbiyeli ben terbiyesini çok sevdim. nejat paşa hazretlerini ben görevli değilim şunu yaparız yüksek komutanlarımız vardır “sizi yakalayacaklar” “biz memleketimizi seviyoruz” dedi. hakkari'dekiler bunlar bilerek şu noktadan hiçbir kuşkumuz yok ki bütün bunları yapanlar türk ordusu türk komuta kademesinde ki bazı generallerle işbirliği halindelerdir. bunları onlar biliyor onları onlar biliyor. bu iş türk ordusunun iradesini kırma işidir. bu iş ülkesine bağlı generalleri tasfiye etme işidir. bunun yaş’ la ilgili tarafı çok basit ne olacak yani o general olmazsa öbürü olursa çok mu fark edecek.

üstelik de bunun çözümü de vardır. kanunda çok fazla açık değildir. herkes söylüyor-bütün hukukçular- hüküm alıncaya kadar herkes masumdur. herkes her yere gidebilir. bundan önce tutuklanmış amiraller başbakanlık da ki toplantıya gittiler serbest bırakılmıştı. dolayısıyla işin yaş ile bir bağı vardır inkar edemeyiz çünkü akp büyük bir telaş içindedir ama şunu da görelim ki artık hem bahçeli hem kılıçdaroğlu bir genelkurmay başkanını ingilizce deyimle "single out" edip onu ortaya çıkartarak yüksek komutanlıkla akp’nin iç içe olduğunu söylüyorlar. ben bundan çok acı bir şekilde memnunum. çünkü her konuşmamda bunu söylüyorum.

ilker paşa barzani devletini kabul etti

ilker paşa ilker paşa... ha hep mi hilmi paşa bir şey yapmıştır türbanı başvekâlete çıkarmıştır. yaşar paşa’nın tarihi rolü türbanı çankaya köşküne çıkarmıştır. ilker paşa türbanı darülfünuna çıkarmıştır, daha da önemlisi barzani devletini kabul etmiştir. ilker paşa hazretlerine gelinceye kadar hiçbir kimse türkiye ordusunda barzani devletini kabul etmemiştir. kırımlı dışişleri bakanı davutoğlu’nun kürdistan demesinin kaynağı ilker paşadır. bunu çok açık olarak söylemek durumundayız. ilker paşa akp ile beraber demiyorum, yüksek komutanlık akp ile beraberdir. bu iş kenan evren ile başlar şimdi çıkan fitne kitabımda bunları çok açık söyledim.

akp likud dur likud israil de ki iktidar partisidir. aynı partidir bunlar. kenan evren geldiğinden beri bunu istemiştir. şu anda bu açıklığı iki muhalefet partisi de açıkça söylüyorlar. artık bunun lamı cimi yoktur. bunu açıkça söylüyorum. yeteri kadar bilgi vardır 2007 seçimlerinde de 2009 seçimlerinde de yüksek komutanlık doğu illerinde akp ye oy vermeleri için ellerindeki bütün imkânı kullanmıştır. mesele bu kadar basittir. şu anda ordu içerisinde uyanış vardır, "ne yapıyoruz uyanışı" vardır. yüksek komutanlık istediği anda askeri mahkemeyi başlatır bana bunları anlatamazsınız. bana şunu anlatamazsınız “bilmem pilotsuz uçak yaptık onu yeneceğiz “bana bunu anlatamazsınız. bunu söyleyen bir yüksek komutan hiç savaş bilmiyor demektir. o illeri de hiç bilmiyor demektir.
ben savaşı biliyorum bunun istihbaratla hiçbir ilgisi yoktur.

oralarda savaşmış osman pamukoğlu da söylemiş bunu ben duymadım doğrudur söylemiş ise. artık biz buralardan bir tek istihbarat almıyoruz. bu milleti ne kandırıyorsunuz amerika dan istihbarat alacağı alacağız sonra bilmem ne uçağını yapacağız. bunların ciddiyetle alakası yoktur. 1993 yılında eşref paşa’nın jandarma komutanı eşref paşanın neden öldürüldüğünü genelkurmay araştırmak zorundadır. hiçbir şey yapamazsınız, bunları söyle, kimse kimseyi aldatmasın. bu işte böyledir. son hikaye nedir öyle bitireyim ama benim görebildiğim kadarıyla kötümser değilim. bugün ki gazetelere dünkü gazetelere de baktığımda artık türkiye başka bir yerdedir.

bir yüz iki tutuklama ile davut bedir mahkemesinin kararı ile akp bindiği dalı kesmektedir
iki akp türk silahlı kuvvetlerini iktidarı almaya zorlamaktadır.
üç akp türk silahlı kuvvetlerinin iktidarı almasını kolaylaştırmaktadır.

benim söyleyeceklerim budur. hiç kötümser değilim sakın yine yanlış anlaşılmasın. türk silahlı kuvvetlerinin iktidarı almasını istiyor muyum? hayır... benim sizinle de mülakatlarım var kemalizm’e ihanet etmiş bir ordunun iktidarı almasını neden isteyim. çok değerli bir general hanımının “bize darbe yaptığını söyledi” ben buna katılıyorum onlara katılıyorum. ama akp artık kemal kılıçdaroğlu’nun doğru olarak söylediği zaman “artık türkiye’yi yönetemiyor”. devlet bahçelinin söylediği gibi “bütün ülkeyi iç savaş alanına çeviriyor”. neden fitne kitabım da yazdım böylesine bilgisiz bir ekip fitne kitabımda var, 1976 da da yazmışım. şimdi herkes davut bedir mahkemesinin kararındaki tutarsızlıkları, bilgisizlikleri işaret ediyor. ben yalçın küçük de “tarikatçı olmak bilgisiz olmaktır, tarikatçı olmak aklın durmasıdır, tarikatçı olmak öğrenmenin durmasıdır” diyorum. ben bunları söylüyorum böyle bir kararı ancak ben bunlar tarikatçılar mı değiller mi bilemem; ama böyle bir kararı ancak davut bedir mahkemesi veya tarikatçılar alır. bu kadar bilgisiz mesele bu kadar basitdir. evet, benim söyleyeceklerim bu kadar.

yalçın küçük'ün odatv'ye yaptığı açıklamaların sesli halini aşağıdan dinleyebilirsiniz...
http://www.odatv.com/n.php?n=yalcin-kucuk-2907101200
(bkz: fitne)
pkk elebaşısının mentörüdür; fikir babasıdır. sebatayisttir. karanlıktır.
meczup şahsiyet.
tam tarihini hatırlamamakla beraber, geçenlerde (23 ağustos 2010 felan) ulusal kanal'da gördüm. bağırıp duruyodu. o programın videosunu internette çok aradım ama bulamadım. "türkiye bize bakıyor" muydu neydi programın adı. siyasilere, yazdığı bi kitabı göstererek, "bunu okucaksınız, yeni tarih bu" diyerek lisedeki edebiyat hocası kıvamına gelmişti.
Programın adı "Gündem Özel" olup, 22 Ağustos 2010 tarihinde canlı yayınlanan programa konuk olmuştur Yalçın Küçük. Buradan izleyebilirsiniz.

http://tr.sevenload.com/v...gust-22-16-34-29-PocketPC
aklıma geldi de yazayım dedim. vaktiyle 32nci gün programına çıkmıştı da "bana demokrat diyen anama sövmüş gibidir" demişti.

kendi ve kendi gibilerin zihniyetini patavatsızlığıyla ortaya koyan, ne idüğü belirsiz darbeci. *
aziz nesin ölünce kendini iyice yalnız hissetiğine hükmettiğim kafa karıştırıcı yazardır.
ulusal kanalda saçma sapan el kol hareketleri eşliğinde yorumlar yapmakta ama revaç görmemektedir.
dinlemesi inanılmaz keyifli, oldukça zeki olduğu aşikar ama söylediği şeylerin sorgulanması gerektiğini düşündüğüm düşünür.fırsat buldukça izliyorum.
25 Ekim 2010 tarihinde yapmış olduğu Kalemler ve Kılıçlar programına erişmek için linki paylaşıyorum.

http://www.guncelmeydan.c...-25-ekim-2010-t26678.html

Programda dikkatimi çeken bir tespiti var, o da şu ki; "Günümüzde Chp, chp'li olmayanların elindedir."
1 Kasım 2010 tarihinde yaptığı "Kalemler ve Kılıçlar" programında; "Günümüzde Hürriyet gazetesi, Zaman gazetesi ile eş değerdir" diyerek Aydın Doğan grubunun Fetullahçı yayın yaptığını ifade etmiştir.

http://www.guncelmeydan.com/pano/kalemler-ve-kiliclar-1-kasim-2010-t26750.html
kafamda soru işaretleri oluştursa da çatlak profesör diye lakaplandırılan, gayet detaylı ve gerçekçi tespitler yapan, kitaplar yazan, aforizmalarına ölünesi insan.
8 kasım 2010 tarihli programı için link'i sizlerle paylaşıyorum.

http://tr.sevenload.com/videolar/1Z2gm6p-8-Kasm-Kalemler-Ve-Kiliclar
eskiden birşey sanırdım ama gerçekten de ben hayatımda öyle teorisyen görmedim

hani bazıları herşeyi israile bağlar hatta düzce depremini bile israilin yaptıgını söyleyen hayalperestten öte zerzevatlardan bile daha fazla komplo teorisyenidir..

iyi ki okudugum okulda yada aynı işyerinde değiliz yoksa iş bırakıp komplolarla uğraşırdık
8 Kasım 2010 tarihinde yapmış olduğu Kalemler ve Kılıçlar adlı programda; "Sav'ın gönderilmesinde Baykal ve Kılıçdaroğlu el eledir" demiştir. Aynı zamanda Kılıçdaroğlunun koltuğunu sağlama almasını Pirus zaferi olarak değerlendirmiştir. Ne demektir Pirus zaferi ? Şu demektir; Kılıçdaroğlu Sav ile arasında olan savaşı kazandı fakat çok yıprandı, bundan sonraki hiç bir savaşı kazanamaz hale geldi. Onun için bu galibiyet onun sonu oldu da diyebiliriz.
(bkz: one man show)
banknotların arkasına resminin basılmasını arzuladığım deha şahsiyet.
gündeme dair gelişmeleri gerçekten çok iyi yorumluyor.üstün bir zekası var.Bir de tuhaf hareketleri olmasa...
yakında "hasta despot" adlı kitabını çıkaracağını son yaptığı programda duyurmuş kimsedir, aydındır, dehadır.
http://www.dailymotion.co...6be1_yalcn-kucuk-pkk_news

sözlükteki pkklıların turnusol kağıdı gibidir.
söylediği 10 kelimenin dokuzunda saçmalayıp birinde doğru söyleyen insan. bu adamı yıllardır izlerim hala kafamda bir yere koyamadım.
2 gün önce beyaz tv'de yayınlanan bir programa arz-ı endam etti kendileri ve gördük ki,kendisini sorularla sıkıştıran şaklabanları buğday başağı misali biçti.

(bkz: ailecek severek izliyoruz)