bugün

demesi pekde kolay olmayan yolu tarif ederkende yerin dibine girilen bi durumdur.
(bkz: bilmiyomki sanırsam şu tarafta)
başıma gelmiş olaydır. gece yolda yürürken arabanın biri durup, kardeş buaralarda sosyal ev nerde diye sormuşlardı. önce kavrayamamıştım. nasıl? diye sorduğumda kerhane la kerhane diye bir cevap aldım. sonra tarif ettim adama. gittiğimden değil ha, sadece genel kültür.
tarif etmesi sıkıntı yaratan bir durumdur.
resmen direk başıma gelmiş olaydır. efedim bundan yıllar öncesinde 14-15 yaşlarındayken. akşama doğru ekmek almak üzere yola çıkmıştım. markete tam ulaşacaktım ki köşede duran iri bir adam burada genelev varmış nerede biliyor musun genç diye bir soru sordu. nedendir bilinmez yüzüm kızardı ve bilmiyorum abi iyi akşamlar diyerek ordan uzaklaştım.
annenin çalıştığı yer karşı taraf, bacının çalıştığı yerse yüz metre ilerde.
direk engin ardıç'a yönlendirilmesi gereken kişidir.
1990 larda Karaköy bankalar caddesinde çalıştığım dönemlerde başıma sık sık gelen durumdur. Ne zaman Galata vergi dairesine gidecek olsam yanıma bir abi yanaşır
"bilader kerane varmış buralarda, nerede biliyon mu?"
diye sorardı. Bu herif genç kesin kerhaneden geliyordur, yoksa Karaköy de işi ne diye düşünüyorlardı sanırım.

Bir de bunun farklı bir versiyonu Mersinde başıma geldi Sanırım 1989 senesi falan sanırım. Mersin'e bir iş için gittim. Yıldızı olmayan ucuz bir otele yerleştim, Gezmek için dışarı çıktım. Karşıma çıkan bir abiye
"abi buraların gezilecek yeri neredir"
diye sordum, abi şöyle bir durdu beni süzdü
"Karanayımı soruyon"
dedi.Ben
"yok abi böyle sahil falan"
dedim, abi gayet küçümseyen bir ifade ile
"haaaa, şu aşağıya doğru in"
demişti.
geyik çıkarmaya birebir sorudur.
bu soruyu soracak kıvama gelmiş adama ne desen ne yapsan umrunda olmaz. herifin tüm sinir hücreleri adına şef dediği organına inmiş.
biz ne yapmalıyız?
her şeyin bir adabı olduğunu varsaymalıyız. en yakın nöbetçi eczane ya da en yakın tem' e giden yolu sorar gibi kerhaneyi soranları öyle bir yere göndermeliyz ki, anlasınlar hanyayı konyayı.
başıma gelmişti vakti evvel, bir kurb bayramıydı, herifin biri yolda sordu nerede buluruz karıyı kerhaneyi gardaş diye, hööö demiştim başta, sonra aklıma hinlik geldi, herifleri öyle bir yere gönderdim ki, namuslu! pavyon işletmecilerine sahip bir eri tarif ettim, gitti herifler.
gidince eminim ebelerinin güneş görmemiş yerlerini fena halde görmüşlerdir, artık kaç paa bayıldılar iki bardak içkiye ya da kaç posta dayak yedilerse bir daha sormazlar yoldan adam çevirip kerhane felan. *
Kuruyemişçinin yerini sormadığı için şükür edilesi durumdur.
ihtiyaçtandır. ya da alnınızda "sık giderim" damgası görmüştür. kendine yakın hissetmiştir.
türk vatandaşın muhtemelen yabancı bir masuma öğrettiği tek cümledir. örnek; patronumun taksimde yoldan geçen bir travestiyi görünce sorusu ;
patronum: Who is this?
Benden cevap: orospu... o saatten sonra gördüğü tüm güzel kızlara orospu demesi gibi bişeydir.
bir çok kez başıma gelmiş olaydır. sanırım bende pezevenk tipi var. evet.
- bakar mısınız? kerhane nerde biliyor musunuz?
+ kardeş burdan sola dön, sonra ana avrat düz git.
Orta asyadan gelen yabancı uyruklu turistin fabrikaya verdikleri isim. (bkz: Karhane)
-Baban nerde çalışıyor.
-Karhanesi var.
-Eee annen birşey demiyor mu bu duruma.
-O da babamın yanında çalışıyor.
-!!!
insanı derin düşüncelere sürükleyen durumdur.

insan ister istemez 'tokmakçıya mı benziyorum acaba?' diye içinden geçirebilir.
ankara ulusta çalıştığım yıllarda bir tane hanzo bana sormuştu bentderesini tarif etmiştim.
güncel Önemli Başlıklar