bugün

yabancılar kendilerini mutlu etmek için evlenir, biz başkalarını. başkaları için düğün yapar, eşya seçer, hayatımıza herkesin müdahil olmasına izin veririz.sadece evlilik değil neredeyse tüm davranışlarımız " öteki" için. yaşama bakışımız çok farklı.
Yabancılarda iki insan, bizde iki sülale evlenir.

Milletçe, nerde durmamız gerektiğini, òzel yaşam denen kavrama saygı duymayı öğrenemiyoruz ne yazık ki!
ilişkiler hallaç pamuğuna dönüyor.
Yabancılarının evliliklerini televizyondan öğrenmiş yazarın yaptığı versus.
Bazen konseptli bir evlilik görünce ben de yüzüklerin efendisi, harry potter gibi konseptler istiyorum. Ama iş takı takma bölümüne gelince babaannem "Ben gavura bir şey takmam" filan der, buhranlara kalıyorum hof.
Yabancılar kilisede evlenmezler, kilisede Türkiye'deki imam nikahının kendi Hristiyanlıktaki versiyonunu yaparlar, nikah salonuna gidilir, kiliseye gidilir, düğün eğlencesine gidilir. Bol bol içki vardır. Kimi yerlede düğünler birkaç gün sürer ki herkes yetişebilsin gelebilsin. Yemeklidir tüm düğünler eğlencelidir. Evlilik hayatı da çok daha farklı, saygılıdır (genel olarak) Yani yabancı evliliğinin alacağı versustur.
yabancılarda hayatlarını birleştirip mutlu yaşamak içindir.

bizde hayatını sikmek için.
yabancı oldukları için ne dediklerini anlamazsınız adı üstünde yabancı.
onlarda evlenmek:
-flört, birlikte yaşama
-ailelerin tanışması ya da önceden tanış olmaları
-nikah, ardından aile ve dostlarla küçük bir kutlama
-maddi durum elveriyorsa güzel bir tatil (hayır ter kokan garsonların rus turistlere yavşadığı beş yıldızlı oteller değil)
-normal hayata dönüş
bizde evlenmek:
-anadan babadan gizli saklı flört
-kızın konuştuğu çocuğu itiraf etmesi, kavga gürültü
-söz
-kavga (söz gününe eltinin iştirak etmemesi)
-nişan bohçası (kekoluk+masraf kapısı+damat bohçasından çıkan pijama ipekli değildi diye kavga)
-nişan alışverişi (elin kadını sana don sütyen alıyor sanki incir yaprağıyla geziyormuşsun gibi)
-kavga (alışverişte görümce suratını sarkıttı)
-nişan (büyük masraf kapısı)
-kavga (takılan bilezikler yeterince kalın değildi)
-kavga (oğlanın kıza bayramda getirdiği keçinin boynuzundan pekmez akmadı)
-ev düzmece (kalantor, tipsiz mobilyalar, stor perdeler, fakir geçmişin acısının orta-üst sınıfa yakınsanan minimalist mobilyalı, ankastre mutfaklı şeylerle giderilmesi, 30-100k arası masraf tahminimce)
-düğün (devasa masraf kapısı)
-kavga (görümce düğün günü kırık beyaz elbise giydi)
-kavga (kaynana bir şey takmadı)
-kavga (gelinliği straples olsun isteyen gelin, muhafazakar kayınpeder engeline takıldı ve bolero giymek zorunda kaldı)
-balayı (ter kokan garsonlu, yılışık animatörlü, fakir rus turistli tatil köyünde, en aşağı 10k)
-kavga (kayınvalide yeni evli çiftin evinin anahtarının kopyasından yaptırmış)
-kavga (kayınpederin masraf yaptım gerekçesiyle takılara el koyması)
-kavga (koca işten dönünce sığır gibi yatıp önüne yemek bekliyor)
-kavga (kayınvalide evleneli bir ay olmasına rağmen yemeğe çağrılmadı diye bozuk attı)
-kavga (kayınbirader cep telefonu dükkanı açmak için ağabeyinden borç istiyor)
-kavga (kızın kardeşi eve çöreklendi, otel gibi kullanıyor)
-borç harç (düğün masrafı, eşya borcu, taksitle gittikleri balayı masrafı, aldıkları sıfır aracın masrafının üstüne ev kredisinin bellerini bükmesi ve evliliklerinin ilk beş yılını bu borçları ödeyerek, diğer beş yılını da tüp bebek tedavisi ve sonunda kavuştukları tüylü ve bıyıklı mira bebeğin masraflarını karşılayarak geçirmeleri)
allah mesut etsin.

DiP NOT :inci sözlükte sonsigarayikiranpantoloncebi adlı yazardan alıntıdır.