bugün

insan evladının yaşlandığını, enerjisinin artık minimuma indiğini hissettiği o nadir anlardır.
Şimdi yaşlılık nedir tanımlayalım desek net bir tanımını yakalamamız mümkün olmayacağından mütevellit ufak bir anlatımla betimleyelim.
şahsen 28 yaşına burun farkı kaldı. Yaşlı hissediyorum, dayıma sorsam adam 65 yaşında ah ulan senin yaşında olacaktım der! He 18 - 20 yaş kardeşlerimiz var burada onlara bakarsan ebemin amını görmüşüm.

28 yaşlı değil eyvallah ama biz gece gündüz yaşadık kardeşim. iş güç, varlık yokluk, sıkıntı sorun. geceleri rahat rahat uyumadık ki onları da sayınca double hesap çıkıyor.

Geçen yine kendimi yaşlı hissediyorum... nasıl mı? ulan bundan 5-6 sene önce yok hatta 3-4 sene önce gece klüplerine gitmek bana nasıl eğlenceli nasıl güzel nasıl keyifli gelirdi anlatamam. geçenlerde bir arkadaş beraber bir yerlere gidelim falan filan dedi. iyi lan gidelim dedim de böyle ayıp olmasın diye gönlü olsun diye çıktım. Birader 1 saat sonra o cıstak cıstak dımtıs dımtıs müzik beynimde yankılanıyordu. migren ağrım tuttu ya lan? Zenciler R&b müzikte nasıl çoştular öyle tam kliplerdeki gibi. Dedim kardeşim çıkalım gidip sahilde cafeler var biramızı yudumlayıp muhabbetimizi edelim. kaldırmadı ya kafam. kanka ben o mekanlara her hafta sonu giderdim cuma cumartesi ayda 8 defa ortalama. şimdi 1 saat duramadım. niye? banko yaşlandım olm ben.

bazen birine laf anlatmak da zor geliyor. sevgili ayakları da bana artık sıkıcı gereksiz geliyor.

kuş ötüyor he? keser sapı gibi yanlış anlamayın sevgili ayakları saçma geliyor dedim diye. malda mülkte sıkıntı yok hamdolsun. inanmayan manitasını göndersin olm yalan mı söyleyeceğim adamı kızdırıyorsunuz amk. neyse...

o aşkım, canım, whatsapp, sms, aradı, açmadı, duymadın, nerdeydin, kimler var, anasının amı??? bana artık anormal geliyor aga. evlenip kurtulucam bu karı kız şerrinden. aranızda taliplerim varsa lütfen çekinmeyin. pek kriterim yok. karşı cins ( bayan ) olsun yeter.

yaşlandığımı hissettiğim anları böyle toplarım daha çok var. sabahları erken uyanıyorum mesela. eskiden öğlen 2'ye kadar yatardım. o da büyük etken babama kızardım " pezevenk uyusana ne işin var 7'de ayakta sanki işin gücün var " diye. adam zamanında çok uyudum şimdi uykum gelmiyor derdi. haklıymış aga!

17 - 24 yaş arası yaşlandım demesin onların yaşlanmaya hakkı yok. ben yaşlanırım onların yerine de kıyamammmmmmm...
gözümüzden bir damla yaş akar, yerimize yaşlanan yazarımıza teşekkürlerimizi iletiriz.
Betüş'ün evlenmesi. Ne zaman büyüdü de evlendi. Yaşlandık..
En berbat anlardır.
Bi havayla çıktığım halısaha maçının daha 10. Dakikasinda nefes almakta zorlanmaya başlayıp kaleye gecmeme neden olan yaş problemini hissettiğim andır. Ayn ruh halina benden 5 ay küçük olan çocukluk arkadasimi her görüşümde girmekteyim zira kız tam yaşını gösteriyor.
tatil planlarındaki plaj voleybolu, disko vs'in yerini sakin bir deniz kıyısında rakı balık, dostlarla birlikte gitar çalmak vs'in almaya başladığı; hatta otostopla yapılan yolculuklar, çadırlar, ağaç evler vs vs vs yerine uçak, oda servisi olan oteller gibi konformist seçeneklerin tercih edildiğinin fark edildiği andır.

doğumgünü pastanıza koyacağınız mum sayısının, ayakkabı numaranıza yaklaştığını görüp gülümsediğiniz andır.
fiziksel olarak hissedilen anlardır sanırım.

düşünyorum az önce: ulan bir check up yaptırsam, bacak, saç, kalça, böbrek, omuz olmak üzere en az 5 hastalık kesin çıkar. önceden olsa turp gibiyim falan derdim. yaşlandık demek ki.
Sokakta top oynayan çocukların, kaçan topları sana doğru geldiğinde, topunu atmaları için sana; 'abi' değilde 'amca' diye seslendiklerini duyduğun andır..
eski fotoğraflara bakıldığı anlardır.
ne kadar değişmişiz, değişiyoruz.
Artık hastahanelere daha çok uğramak.
hava bozunca kemiklerimin ağrıdığı an.
yaşadığın yerin değişmesi, fazla romantik ama çocuk parklarının yerine binalar dikilmesi.
belimin ağrıdığı zaman, önceden hiç böyle olmazdı lan.
Çocuğum olduktan sonra anladım ve artık ölümü daha fazla düşünür oldum.
70 kg ağırlık ile bench press çekip nefes nefese kaldığın an.

eskiden anahtarlık gibi sallardım lan ben onu.
arkadaşımın üniversite 1 deyken olan doğum günü videosunu eskidendi şarkısı eşliğinde izlediğimde hissettim. Arkadaşlardan biri msn de kardeşi ile konuşuyor. Yeni üniversite gençliği msn yi görmemiş bile olabilir. Doğum günü yaklaşınca insanda bir yaşlanma hissi oluşuyor. Genç türkcell bile 25 yaş altına genç diyor. Yaşlanıyormuyum artık diye soruyor insan kendine.
matrix'e gitmiştik.

şimdi takvime bakıyorum. 16 yıl olmuş amk.
Üniversiteye x doğumluların gitmesi. X'in kac olduğunu net olarak bilmiyorum. Bilmek de istemiyorum.
attığın mesajı unutup, gelen cevaba konu neydi diye sormak.*
Simsiyah olan saçların arasına beyaz saçlar girdiğinde anladığımdır.
geçen saçımı boyayacaktım baktım saçımda 4 tel beyazım var, bi efkar bastı içime. gittim sade kahve yaptım sigara filan da içmiyorum içsem herhalde 5 tane peş peşe yakardım. neyse konumuz o değil, 25 yaşındayım b.k var gibi 5 yaşımda okula gönderdiler liselerin 3 yıl olduğu son mezunlardanım, yani 16 yaşımda lise bitti (ben mezun oldum lise 4 yıl oldu). hayata erken başlamak mı diyeyim yoksa, üst levellere erken yaşta atlamak mı denilir bilmiyorum. dönüp baktığımda kat'iyen boş değil yıllarım hepsi dolu dolu ama kendime dair hiç bir şey yaşamamışım, kendimi bulamıyorum. 13 yaşımda ortaokul bittiği yaz çalışmaya başladım lise hayatımda da ara ara çalıştım öyle zaman geçirmelik işler değildi, kendime ciddi anlamda katkısı olan işlerdi. çünkü öncesinde pısırık bi çocuktum başka bi çevreden başka bir aileden, olduğum ortama uyum sağlamam bile oldukça zordu. diksiyonum zaten düzgündü onlarca kitap okurdum ama kendimi ifade edemezdim konuşamazdım, böyle birisini çağrı merkezine oturttuklarını düşünün nasıl bi kabak çiçeği olunur gözlemleyin * sonra staj olayı gerçekten dönüm noktası oldu ömrümde. şimdiki gibi internet vergi dairesi, e-sgk filan değildi işler sabahtan elime çanta verilirdi ara sokaklarda vergi dairesi arardım(nuruosmaniye vergi dairesini unutamayacağım sanırım), 16 yaşında bağkurda bağır çağır iş çözebilen birine dönüştürdü hayat beni. sonrasında öss den çok iyi puan almama rağmen tercih yapmadım izmir'e gittim.. dönünce de çalışmaya devam derken baktım yaş geçecek üniversiteyi de 2. öğretim okudum o ayrı bir renk oldu hayatımda.. sabahın köründe iş, akşam okul, hafta sonu sertifika eğitimleri kurs ıvır zıvır... e dönüp bakıyorum tamam dopdolu ama ben kendi tercihlerimi yaşamamışım, birileri yol vermiş su akmış yolunu bulmuş ben hiç o suya müdahale edememişim. yaşlanmak değil de bunlar koyuyor insana. tamam pişman değilim 40 yaşında birisinden daha olgun düşündüğüm noktalar vardır elbette ama ben kendim hata yapmak sonuçlarına katlanmak istiyorum başkalarının yaptığı hataların bedellerini ödemekten yoruldum. bunların ön yargılarının bana vurduğu zincirler artık boğuyor beni, herkes kendi suçunun cezasını sırtına alıp gitsin ben artık başkalarının cezalarına ortak olmak istemiyorum.

şimdilik eyyorlamam bu kadar , vel hasıl ı kelam yaşlandık be azizim.
Evlenen üniversite arkadaşlarıma ev ziyareti yaptığımda hissettim. Sanki daha dün kantinde dersten kaçma planları yapıyorduk, şimdi koltuklarda oturmuş yemekten sonraki çay muhabbeti yapıyoruz.
kobe bryant'ın oynayabileceği all star dahil son 30 maç kaldığını gördüğün an.
Otobüsün arkasından koşarken yoruldum bugün lan yetişemedim. Ama içimdeki çocuğu bastırmadım tabiki tükürdüm arkasından.
bırak benden küçükleri , kendi yaşıtlarımın dahi saçma sapan sosyal medya uğraşlarıyla kafasını bozduğu ve boş boş muhabbetlerin döndüğü ortamlarda kendimi yaşlı hissediyorum . ya diyorum ben nerde yanlış yapıyorum , niye aynı kafayı yaşayamıyorum . dertleri o kadar boş ki , leşler sizi .
bıyık bıraktığın an. evet artık sakalsız ama bıyıklıyım. kendimi yaşlı hissediyorum.