bugün

gerçek yaşanmış hikayesi olan şarkılardır.
en sevdiğim olan cem karacanın seslendirdiğiceviz ağacı parçası en güzel örneği olabilir.

hikayesi;

Nazım Hikmet'ın, kaçak yaşadığı zamanlardan birinde yakın ve güvendiği bir ahbabı ile haber gönderiyor sevdiceğine "Gülhane Parkı'ndaki ceviz ağacının altında" buluşmak için. Arkadaşı o kadar da güvenilir bir arkadaş olmadığını kanıtlamak istercesine haber ediyor polise. Nazım gidiyor buluşma noktası olan ceviz ağacının altına ve beklerken uzaktan görüyor polislerin geldiğini, tırmanıyor o ceviz ağacına.

Bilenler bilirler Gülhane Parkı, Topkapı Sarayı'nın bahçesidir bir nevi. Konumu, şuala hani biraz düşününce bütün bir boğaza hakim. Ceviz ağacının tepesinde nazım bir manzaraya bakıyor, bir aşağıdaki cümbüşe. Polisler geliyorlar, aranıyorlar ama bulamıyorlar. sevdiceği geliyor, ağlıyor ama bilmiyor nazım hemen başının üzerinde. Bilenler bilirler ceviz ağacı sağlam budaklı, yapraklı bir ağaçtır. Çocukluğum, bağda ceviz dibinde geçti ellerim kapkara... Başlıyor Nazım oracıkta yazmaya şiirini zihnine;

Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda
Ne sen bunun farkındasın ne de polis farkında
Yapraklarım ellerimdir tam yüz bin elim var
Yüz bin elle dokunurum sana istanbul'a
Yapraklarım gözlerimdir şaşarak bakarım
Yüz bin gözle seyrederim seni istanbul'u
Yüz bin yürek gibi çarpar çarpar yapraklarım
Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda
Ne sen bunun farkındasın ne de polis farkında...
Sezen aksu'nun hemen her parçası. Birini örnek vermem gerekirse sarı odalar olabilir. Yaşanmışlıklar olmadan bu kadar muazzam parçalar yazılamazdı zira.