bugün

hayat yalnız geçmezmiş. evlenmek lazım.
Kendinden başka kimseye güvenme.
Anneler her zaman haklıdır ve hep daha da haklı çıkacaklardır.
her şeyin gelip geçici olduğunu anlıyorsun. bir anda değil tabii, her sene, belki de gün gün süreç olarak. insanın, 3 sene önce ne istediği ile, bugün ki isteği değişebiliyor. hele ki, büyüdükçe, sorumluluktan hiçbir yere kaçınılamayacağını, sığınılamayacağını düşününce insan, daha bir efkarlanıyor.
Ailenin diğer insanlardan özellikle karşı cinsten daha kıymetli olduğu.
Bir insanın kalbine girmek çok zor. Gerçekten.
En yakın dostlarının para için domaldıklarını görüyorsun.

Çocukluk ya da gençlik arkadaşların da olan ve sizin hoş gördüğünüz hasetlik, kibir, bencillik, aç gözlülük gibi kötü ahlakın arkadaşınızı tamamen kuşattığını görüyorsunuz.
Kişilere verdiğin değer azaldıkça kendi mutluluk oranın yükseliyor.
Durum ne olursa olsun kafaya takmamayı ve sebep ne olursa olsun insanları kırmamayı anlıyorsun.

Çünkü kötü dediğin duruma bile zamanla alışıyorsun veya geçip gidiyor, boş yere kendini üzdüğünle kalıyorsun.

insanları kırıp hayatından çıkartma, tamam laubali de olma sadece bir merhaba merhaba mesafesi bırak.
Yaş aldıkça grinin, karanlığın bilmem ama yalnızlığın elli tonu olduğunu anladım;

Sevdiklerim uzaklarda yalnızlığı, sigara kahve yalnızlığı, bi rahat bırakın yalnızlığı, sorumluluklar çoğaldı yalnızlığı, ölüm yalnızlığı..
Kendinden başka kimsenin daha değerli olmaması gerektiği.

Kendisini acındıran insanlardan uzak durulması gerektiği.

ilk hatasında kim olduğuna bakmadan o kişiyi hayatınızdan çıkarmanız gerektiği.
insanlara zaman vermemen gerektiğini idrak ediyorsun mesela. Asla geri gelmeyecek zamanının bir kısmını veriyorsun. O halde herkese vermemelisin.
Kadir mısıroğlunun söyledikleri.
uludağ sözlüğün basılan sifon sonrası klozet girdabının ortalarına doğru ilerlediği.

-the big gang theory-
geçmişe müdahale edememenin gittikçe gıcık bir durum haline gelmesi akabinde yerlere yatıp yuvarlanma isteği ve sinir krizleri. neden orada öyle dedim , böyle deseymişim ben ne malmışım vs vs
Bir şey yapmamakta ısrarlıysa o senin için doğru kişi değildir. Doğru adam senin için dağları aşar, o dağların arkasına saklanmaz.
insanların gerçek yüzünü daha iyi görebiliyorsun. Hayatın, gerçeklerin farkına varıyorsun. iyi ve kötü olanı ayırt edebiliyorsun.
Aslında yalnızsın,ne ailen ne de her şeyinizle yanında olacağınız arkadaşlarınız yok. Kendinden emin ol gerisi sadece belli bir yere kadar seninle. Şimdilik bu kadar o belli bir yere gelemedim sonrasını zamanla anlayacağım.
gelecek kaygısıyla yaşamanın bugünü öldürdüğü gerçeği.
cuma günü eve dönüyorum. arkamdan da bir çift yürüyor, lise sonu üniversite başı gibi yaşları. seslerini duyuyorum.

tartışıyorlar. kız izah etmeye çalışıyor. veletin üslubu duymanız gerek. bik bik konuşuyosun hala falan feşmekan, hakaretler, böyle aşağılar bi üslup.

arkamı dönüp siktir et bunu, bak bununla takıldığına utanırsın demek istedim. hehe.

budur bence. yalnizca erkekler değil, kadınlar için de durum böyle.

artık katlanamadığım en hit mesele yetişmemiş, terbiye ve edep görmemiş, saygısız insanlar.

ve ne var biliyo musunuz? onlara katlanmak zorunda değiliz. hiç yoklarmış gibi davranabiliyorsunuz ve hiç yoklarmış gibi hayat devam ediyor.
mesafeli olmanın iyiliğini farketmek, kararlarını sorgulayamazlar düşüncelerini yargılayamazlar ve sen izin vermedikçe hayatına dahil olamazlar
Açık sözlü olmanın çok lüks bi Erdem olduğunu, ve bu erdemi taşıyorsan yalnızlığına başka sebep aramana gerek olmadığını anlıyorsun.
Saçlar kısayken insan daha mutlu oluyor. 23,23 mü o?
hayatı görev gibi yaşamamak gerektiğini anlıyor insan. mesela para kazanmak uğruna çalıştığımız ama mutsuz olduğumuz mesleklere ömrü adamanın gereksiz olduğunu, kendimiz mutsuzken başkasını mutlu edemeyeceğimizi, bazı şeyler affedilmez ama affetmeden de özgürleşemeyeceğini... uzayıp giden yollarda yeni maceralara atılmak gerek gelecek kaygısı olmadan.
yaş ilerledikçe fark ettim ki bunun gerilemesi gibi bir durum söz konusu değil. evet. yormadım kendimi. büyük çıkarımlarda da bulunamayacağım. dilediğimi yapıp dilemediğimi yapmadığım bir hayat yaşadım. ma.

yaş ilerledikçe fark ediyor ki insan ne sağlık ne sevdiklerimiz ne de para insana tek bir şey lazım sevgili dostlarım. şöyle ki hayali olmayan bir insan rüzgarda savrulan bir çöp poşeti kadar dahi var olamamıştır fikrimce. bir var olamayan olarak söylüyorum bunu.