bugün

genelde mont ve kabandan çıkan çekirdektir. soğuk bir kuş gününde çitlemek üzere cebe sokulmuşlardır. tozlanmış ve ipliklere karışmış bir haldedir, afiyetle de yenir, atılamaz, kıyılamaz, sevgiyle yaklaşılır.
gülümseten detaylardan biridir. üstüne bir kaç da leblebi çıksa tadından yenmez.
mont bu süre zarfı içinde yıkandıysa,çekirdekte hafif bir detarjan tadı olacaktır.
küflenmiş ve acımış halde bulunabilir.cebinden çıkar çıkmaz seni zaman tünelinde o çekirdeği yediğin ana götürür ve gülümsetir.
çok harika bir andır.O çekirdeğin oraya ne vakit düştüğü anımsanmaya çalışılırken,eski anıların canlandığı bir an.
nemlenmiş, pörsümüş ve yumuşamış çekirdektir. kitabın en heycanlı bölümündeki sayfaya konulan papatyanın uğradığı baskıya maruz kalmaz. çocukken çok sevinirdik bu tür kırıntıların bir yerimizden çıkmasına. büyüdükçe küçücük bir çekirdek parçası bile yük olmaya başlıyor. cebimizin namütenahi köşesinde bulduğumuz çekirdek tanesine bile sevinemez olduk, vay anasını be!
Eski pantolonun cebinde para bulmak gibidir.
eski pantalonun cebinde para bulmaktan da kıymetlidir. tadı tuzu gitmiştir ama yenir o. gülümsetir. maziye götürür. yapar bunu.
Yıllar sonra görülen yakın arkadaşada benzer, duygulandırır insanı.
defalarca yıkanmıştır belki de, çamaşır deterjanı tadı verir ama olsundur.
çamaşır makinesinde onlarca kez yıkanmış, deterjan kokulu çekirdektir.

edit: üstteki entry ile aynı anda girilmiş entrydir. yanlış anlaşılma olmasın.
güncel Önemli Başlıklar