bugün

kesinlikle tribal bir şarkı. insan dinlerken adını tam koyamadığı bir ruh haline giriyor, tabi ki ortam ve psikoloji de ona müsaitse.
enstrümantal hali derin düşüncelere sevk eden şarkı. evet, vokalli halinden daha da derin.
Bir ses kadife gibi yumuşak olmasına rağmen, çelik bir ok gibi kalbinizin tam orta yerine nasıl saplanırın cevabı şarkı.
şarkıyı dinleyince insanın tekrar dinleyesi geliyor. vokal zaten süper bide sağlam müzikle birleşince tadından yenmiyor.
şarkıyı söyleyen karin dreijer o klipteki şarışın kadın değildir. bi ara gözükür elmayı falan yer.
güzel şarkı vesselam dinleyin.

not: müzikten anlamayan ağır gerizekalı tayfa vardır bide sertaç ortaç (ne bileyim saçma sapan türk şarkıları işte) dinleyen onlar dinlemesin beğenmez zaten amk. çok sinirlendin amk şu müziği sadece türklerin yaptığını sanan salak insanlar aklıma geldi. etrafım hep o salak kesimle dolu. çok yalnızım.
bu arada müziğin evrensel olmadığını da öğrenmiş oldum.
sözlerini anlamadan dinlesen bile müziği insanı içine çeker. belki klibi izlediğim için bilmiyorum, her bu şarkıyı dinlediğimde tüylerim diken diken olur ve kendimi her şeyden soyutlanmış ıssız bir yerde yalnız hissederim. herhangi bir duygu hissettirmez, üzüntü, sevinç vs. sadece soyutlar beni her şeyden.
ister kendisi, ister klibi olsun çok güzel bir şarkı.
müzik evrensel ya hani, o dili bilmeniz gerekmez.
o şarkılardan.
dinlerken tüğlerin diken diken olmasını sağlayan, dinleyeni adeta dünya'dan soyutlandıran bir röyksopp şaheseri.
alıp götürüyor insanı. dinlerken gözünüz dalmış bir şekilde, hayal dünyasında bulabilirsiniz kendinizi. hüzün, acı, umut, herşeyi hissettiriyor... tek kelimeyle müthiş bir parça. defalarca dinlense bıkılmayacak türden.

ayrıca klibi de mutlaka izlenmelidir.
şarkısı ayrı, klibi ayrı kült röyksopp eseri.

kişi ya ikisine birden vurulur ya ikisinden birden nefret eder. arası, ortası yok. ben? bu tarz müzikleri sevmememe karşın hastasıyım. daha önce sanırımbir kez kulağıma çalınmış ama peşine düşememiştim. az önce meet bill'de kısacık kullanıldı. tüm soundtrack'i dolaştım ve sonunda buldum.

bir de klibiyle ilgili bir yorum yapacağım. bu kadar bilgisayardan çıkma, bu kadar kolay yaratılabilecek bir klip olarak bu kadar etkileyici olması bile takdire şayan.
i don´t know what more to ask for
i was given just one wish
it´s about you and the sun

bu kısım alır götürür zaten insanı o norveçlinin sesi ve enfes surreal klibiyle.
uykuya dalmadan yoğun düşüncelerle kafam allak bullakken ve içeriye ufak bir ışık sızıntısı girerken dinliyorum bu şarkıyı. ileriye dönük planlarımdan, elimden yiten insanların şeylerin arkasından nasıl olmam gerektiğini nasıl davrandığımı neler yaptığımı ölçüp biçerken ancak ve ancak bu şarkı çalabilir arkadan.
ayrıca şarkıda geçen explosions kelimesinin telaffuzuna hastayız.
insan kendisini alıkoyamıyor bu şarkıyı dinlemekten.
dinlenebilirliği olan tek röyksopp şarkısı. pagan poetry tadında.
dinlediğim zaman norveç aksanlı bir ingilizce duyduğum nadide güzellikte şarkılardan birisi. (bkz: royksopp)
bir tanecik yıldo'muzun 'kafadan kopardın' deyişi bu aşmış şarkıya cuk diye oturur.

(bkz: kafadan kopartmak)
(bkz: cuk diye oturmak)
zevkle eşlik edilen parçadır. hele bi de flashlights, nightmares, explosions derken alınan zevk bambaşkadır.
Organların üzerindeki formaldehiti çekip eve geldikten sonra açtığım , üzerine marlboro gibi norveçe taşınma hayalleri yaktığım çıkış kapısı parça.
fevkaladenin fevkinde bir klibe sahip röyksopp şahaeseri. only this moment sonrası dinlediğinde yuri gagarin misali feza yolculuğuna çıkarır.
duygusal anlamda hiçbişi hatırlatmayan parça, efkarlanacak bir durum göremedim ben ardarda bıkmadan dinlenebildiği su götürmez bir gerçek ve klibi en sevdiğim kısmıdır, ölümden çok yaşayan ölümü çağrıştırdı bende,ölesim geldi yeminlen.
zamanında mikael akerfeldt'in myspacesinde fena taktım bu şarkıya diye sözettiği güzel şarkı.
trentemoller remix'i ile basın ne olduğunu hissettiren parça.
trentemoller remix'i de vitalic remix'i de playlistimden eksik olmayan nadide royksopp parçası.
video'su da çok etkileyicidir; Son derece saykedeliktir. Kuzey'in karanlık ve kaotik atmosferinde havada süzülen evler, nesneler..
bir kere dinledikten sonra tekrar tekrar dinlemekten kendinizi alıkoyamadığınız bir şarkı. uyuşturucu gibi bir şey. filaşlaytsss end explojonsssss...
girişi çok etkiliyeci olan Karin Dreijer Andersson vokalli royksopp parçası.
her defasında farklı bir boyuta geçtiğimi hisssedip, "noluyo yahu?" diye etrafıma bakma ihtiyacı hissederim.
bu şarkı insanın en hassas olduğu noktaya dokunuyor heralde ilk notası duyuldu mu mekandan kaçılması lazım yoksa kendinizi bir noktaya kitlenmiş anlamsız bakarken bulabilirsiniz. etkileyici mükemmel bir şarkı.