bugün

vaktiniz varsa tamamını okuyun, pozitif bir entry bırakıyorum buraya. bir konuşmada bahsetmişti, ellerini göstererek, eklem yerlerinde beyazlaşmıştı ten rengi, ilk defa dikkatimi çekiyordu. hastalıkmış bu, direkt sağlığa bir zararı yokmuş ama görüntüyü etkiliyormuş işte, vücudun her yerine yayılabilirmiş.

Kendisine bunun onu özel yaptığını ve çok hoşuma gittiklerini söyledim, inanmadı haliyle, çok samimiydim oysa ama başka insanlar böyle düşünmemişti belki de.

onun moralini düzeltmek istediğimi düşündü belki de sadece, çünkü ailesiyle beraber ellerinde olan her fırsattan tedaviyi değerlendiriyordu. hastalar tedaviye geç cevap veriyormuş, hiç vermeyedebilirmiş üzerine, kişi psikolojisi için çok yıpratıcı bir süreç olduğunu gördüm onu tanıyınca, böyle düşünmesine çok üzüldüm.

nadir yeteneklerimden biri şiir yazmak olduğu için, bu konuyu kapatmak isteyerek benden uzaklaştığı bir dönem ona şiir yazıp gönderdim. şiir de şu şekilde:

Eski bir kasedin kopan bandında çalar, yalnızlığın soğumaya yüz tutmuş boşluğu
Parlaktır öfkede körüklenen ateş lakin sönmemektedir.
Gece dehşetle ağlar, belirgindir artık gittikçe artan loşluğu
Kayıptır beyaz pelerinli yıldızları, lakin asla dönmemektedir.

Adam farkında bile değildir.
Tam ellerine düşmüştür, parçalanmış yıldızların tozları
Geriye dönen çark hızlandıkça, adamın içinde birikir tüm pişmanlığı,
Zaman aktıkça, olgunlaşır endişesinin dozları
Kimse görmeyecekse belki yıllarca sürecektir düşmanlığı.

Kadın karanlığın bir ucuna aittir ve adamın ellerinde birer parça ışık hüzmesi belirmekte,
Bilmiyor bunu, ne yazık ki ve adam yavaşça delirmekte..

Bilmeyecek, kadının dokunduğu ellerinde öpülen yıldızların sesini
Ve duymayacak, çarptığında bir uyku esnasında ensesine, kadının nefesini
Ve belki asla anlamayacak onu
Uykusuzluklara dağılmış kahrolunmuşluğu
Anılara bırakılmış sarhoşluğu, bilmeyecek.

Uzansaydı elleri karanlığa, aydınlatırdı şehirdeki sönmüş tüm ışıkları.
Bilseydi sevmeyi, anlardı belki mum alevinde mektuplaşan aşıkları.
Ama eğer baksaydı o an için belki kadının gözünden, görürdü.
O anı silmek için, belki kadını öldürürdü.

bu şiiri okuduktan sonra tartışmamız yüzünden olan tüm negatiflik silindi, hiç böyle bakmamıştım ellerime dedi.

gülümsedi sonra, mutlu oldum istemsizce.

bu kişisel bir olay değil sadece, keşke insanların hepsi başkalarına karşı farklı bir bakış açısına sahip olsaydı, güneş lekeleri ve Çilleri güzellik algısı yaratan insanlar nasıl bir lekeye hastalık diyebilir ki, yalnızca bakış açısı..
Şiirin güzel, çaban da takdire şayan. Lakin bu uğraşla eşdeğer kendisini bir dermatoloğa götür... daha makbule geçer.
vitiligo başlangıcı yaşamış birisi olarak söyleyebileceğim şey insanı psikolojik olarak kötü bir hale sokuyor. vucudumda 4 yerde beliren bu hastalık için çok araştırma yapmiştım geçmediğini söyleyenler oldu tamamen yayıldığını söyleyenler oldu. eski sevgilim bana böyle şeyler yapmamıştı, fondoten sürelim diyordu çok zoruma gidiyordu. en sonunda bir ilaç buldum 1 sene sonra ve ilacı kullandım şuan leke yok vucudumda, bunun için çok kez şükrettim. ama ilaç tek başına geçirmedi bence bunu en önemli şey stresli olmamak. vitiligo geçebilir bir hastalık ancak her insanda farklilik gosteriyor. yazı çok güzel olmuş açıkçası duygulandım, umarım o arkadaş da bu hastalığı atlatır.
aynı zamanda kendisi tıp okuyan kişiyse, boş teselli vermek anlamsızdır. tanımı da gireyim de cevaben yazdım diye formattan linç yemeyelim.

dermatoloğa düzenli olarak gitmektedir.

kendisine ne söylenirse söylensin durumun en fazla kendisi farkındaysa, yapılabilecek en tatlı çözüm önerilerinden biridir.