bugün

şu anda Notre Dame'ın Kamburu adlı eserini okuduğum yazar.
Bence harika bir yazar.Normalde okuduğum bir kitabı ikinci kere okumayan ben,onun kitaplarını on kere okusam yine sıkılmam.
"avrupa uygarlığında köleliğin kalktığı söyleniyor. bu doğru değil. kölelik hala zarafeti, zaafiyeti, güzelliği, anneliği temsil eden kadınlar üzerinde erkeklerin büyük yüz karalarından biri olarak uygulanıyor ve buna fahişelik deniyor."

150 yıl önce bunları söyleyen adam. değişen hiçbir şey yok.
beni mahveden şey; bana yalan söylemiş olman değil, sana bir daha inanmayacak olmamdır.

'victor hugo'
"...Sadece bedenleri, şekilleri, görüntüleri sevenlere ne yazık! Ölüm her şeyi yok edecek, ruhları sevmeyi deneyin..."

(Sefiller - Victor Hugo)
''Kalabalıklar daima tehlikelidir. içlerinde mutlaka ruhlarını ucuza satan alçaklar bulunur.''
En ünlü Fransız yazarlardan biri.

+ ağlamak için gözden yaş mı akmalı?
Dudaklar gülerken insan ağlayamaz mı?
Şişirilmiş bir balon olduğu kesindir.
Sabit Telefonunuzdan dört e bastığınızda sola, altıya bastığınızda sağa gider. Hügo'lar karıştı galiba bende.
izmir ve onu saran rüzgarı, denizi bir prensese benzetmiş ünlü fransız edebiyatçı.
Sefiller kitabıyla ün yapmış Trabzonsporlu futbolcu.
Sadece bedenleri, şekilleri, görüntüleri sevenlere ne yazık! Ölüm her şeyi yok edecek...

Ruhları sevmeyi deneyin.
Fransız romancı ve oyun yazarı.

--spoiler--
14 yaşımdayken karnımı doyurmak için bir parça ekmek çaldığımda beni zindana attılar ve orada tam 6 ay bedava ekmek verdiler. Hayatın adaleti budur.
--spoiler--

(bkz: les miserables)
görsel
çok doğru söylemiş.

görsel
Ölüm döşeğinde çekilmiş fotoğrafı

görsel
--spoiler--
14 yaşımdayken karnımı doyurmak için bir parça ekmek çaldığımda beni zindana attılar ve orada tam 6 ay bedava ekmek verdiler. Hayatın adaleti budur.
--spoiler--
Bir adam, güzel bir kızla evlendi. Onu çok seviyordu Ancak bir gün kadının deri hastalığı oluştu. Yavaş yavaş güzelliğini kaybetmeye başladı. Bir gün kocası bir iş için evden ayrıldı. Dönüş yolunda bir kaza geçirdi ve görme gücünü kaybetti. Ancak aile hayatı her zamanki gibi devam etti. Günler geçtikçe kadın güzelliğini yavaş yavaş kaybetti. Adam sevmeye devam etti ve aynı zamanda kadın da onu çok seviyordu. Bir gün kadın öldü. Ölümü adama çok büyük üzüntü getirdi. Tüm ritüellerini tamamladı ve şehri terk etmek istedi. Arkadan biri adama yaklaştı ve dedi ki;

"Nasıl yalnız yürüyeceksin? Bu günlerde karın sana yardım ederdi."

Adam cevap verdi;

"Ben kör değilim. Böyle davrandım çünkü bu hastalık yüzünden cildinin durumunu gördüğümü bilseydi hastalığından daha çok incinirdi." dedi ve şöyle devam etti:

"Onu sadece güzelliği için sevmedim, aynı zamanda şefkatli ve sevgi dolu doğasına aşık oldum. Ve bu yüzden ben de kör taklidi yaptım. Sadece onu mutlu etmek istedim."

Victor Hugo'nun dediği gibi: "Sadece bedenleri, şekilleri, görüntüleri sevenlere ne yazık! Ölüm her şeyi yok edecek. Ruhları sevmeyi deneyin."

Edit: benim değil, anlaşılmıştır zaten. Sadece Bana atılanı buraya attım birkaç kelimeyi düzelterek.
Sefiller romanında Waterloo savaşını Rus edebiyatçılar gibi öyle sıkıcı ve detaylı tasvir etmiştir ki; bir an kendinizi cepheden gelen raporları okuyan Napolyon zannedersiniz.
askerde iken bir abi sağolsun sefiller, bir idam mahkumunun son günü adlı iki eserini okuduğum fransız yazar. kendisi aslında bu iki eserinde suçluların suç işlemesinde toplumun ve sistemin suçu olduğunu, suçluyu idam etmenin hiçbir işe yaramadığını, suçlu insanlar ne kadar suç işlemiş olsalar bile bir gün iyi bir insan olup topluma faydalı işler yapabileceğini satır aralarında bizlere fısıldamakta. mesela yıllarca kürek mahkumu olan jean valjean adlı serseri günü gelince hayırsever bir fabrikatör ve belediye başkanı oluyor. başta kendisine yardım eden din adamını soyuyor ve küçük bir çocuğun parasını çalıyor ama daha sonra insanların elinden tutan, cosette adlı yetim ve öksüz küçük kızın manevi babasına dönüşüyor. kısacası kötülük yapan suçluların bile bir gün iyi birer insan olabileceğini, onların da duyguları ve yaşantılarının olduğunu söylüyor. bununla birlikte karl marx'ın damadı olan paul lafargue, "tembellik hakkı" adlı eserinde kendisine oldukça giydirmekte. victor hugo'nun görüşlerini samimi bulmuyor anlayacağınız.
cenazesine 2-3 milyon kişi katılmıştır.
edith piaf kadar değildir.