bugün

görsel

Uyumak için açtım, teşekkürler.
Çok afedersiniz ama albayım,ben böyle yaşamak bilmiyorum. Anlatmaktan vazgeçersem eğer anlayacaklar diye ödüm kopuyor. Son nefesini veren birine hakaret değil midir albayım, anladım demek ? Zaman zaman düşünmüyor değilim hatta itiraf etmek gerekirse sıklıkla yapıyorum bunu. Eline geçen ne diye sormayın albayım. Elimde olan hiçbir şey. Geçen gün evin balkonunda oturup saatlerce, uzaklara gitmeyi düşündüm sonra farkettim ki paketin içinde bir tane sigara kalmış. Ne yapalım albayım gidemiyorsak bizim ayıbımız değil ya. Hem kalıp mücadele etmek gerek her şeye rağmen. Ama albayım ya kalacak bir yeri olmayan o ne yapsın ? Her yere yabancı olan, her şeye uzak olan ne yapsın ? Anladım yaşanmaz bir dünya inşa edip onun içinde yaşamaya çalışmak hata. insan cehennemden korkarken onu içinde taşıdığının ne zaman farkına varır albayım ? Ya da varmasın. Çok üzülür sonra. Zaten insan hiçbir yere varmasın. Ulaşınca kaybetmekten başka olanağı kalmıyor ki insanın. Beklediği olsun. Özlediği olsun. Ama kimse kimseyi kaybetmesin albayım. Biliyorum imkanı yok bunun. Kaybetmek de güzel bir şeydi sonuçta değil mi ? Hem insan hep kazanırsa yani kaybedecek bir şeyi olmazsa ne anlamı kalır yaşadığı hayatın. Ulan kaybetmenin neresi güzel diyeceksiniz ama bilmiyorsunuz yeni bir huy edindim kendime son zamanlarda her şeyi güzel gösteriyor. Belki de kendimi kandırmanın başka bir yolunu bulmuşumdur kim bilir. Neyse bırakalım şimdi bunları da benim saksıda ki çiçek kurumuş, hani şu bir heyecanla gidip aldığım çiçek hatırlarsınız. Onu öyle görünce kendime çok kızdım albayım iki gün boyunca konuşmadım hiç kendimle. Çünkü bazen sözler yaradan başka bir şey değildir. Arada kabuk tutmuş olanları böyle tekrar kanatmak iyi oluyor. Nedenini boşverin, bir iç hesaplaşma deyip kapatalım bunu. Zira kan kaybından ölünüyormuş çok önceleri bir şiirde okumuştum. Yeri gelmişken söyleyeyim ben öldüğümde hiç üzülmem albayım siz de üzülmeyin olur mu ? illa bir şeye üzüleceksek o gün, beşiktaşa üzülelim de yerini bulsun. Zaten yerini bulan, yerinde olan ne var ki ? Her bir parçamız savrulmuş dört bir yana, küllerimize üflenmesini bekler olmuşuz. Ama insanın hayatında bir kere de olsa bir fırtına çıkmalı, alt üst etmeli onu. Öyle bir fırtına ki kimse sağ kalmamalı geriye. Biraz gaddarca biliyorum ama öyle anlar var ki çıkar yol kalmıyor başka. Yolunu kaybetmiş birini yolunda giden şeylerin varlığına inandıramazsınız. inanmaktan ötesi gereklidir çünkü. Susmak, belki de yanına oturup susmak, beyhude konuşmaktan daha içtendir kim bilir ? Hep konuştular albayım, çok dinledim ama hiç susmadılar. Sanırım başka bir lisana ihtiyaç duyuyorum son günlerde kimselerin bilmediği. Diğer türlü çok denedim ama olmadı. Ne yapalım olmayınca olmuyormuş. Size olmayanları toplayıp çıkan sonuçla bir ev yapabilirim hemen karşıdaki boş arsaya, hem komşu oluruz fena mı ? Ya da yok öylesi olmaz şimdi siz giderseniz ben ne yaparım albayım ? Herkes gitti zaten siz de giderseniz… Siz hiç gitmeyin olur mu albayım ? Biz burada böyle oturalım, boşluğu dövelim şanımıza en yakışanı bu. Arada bir dışarıya çıkıp temiz hava almayı ihmal etmezsek bizden iyisi yok. Ama düşünüyorum da albayım bunca acı varken nefes alabilmek ne kadar acı. Bir acayip haldeyim işte böyle uzun süredir. Özür dilerim albayım başınızı ağrıttım kusura bakmayın. Velhasıl yorulduk işte. Hoşça kalın albayım.

YouTube da dinlemek isteyenler için:

https://m.youtube.com/watch?v=chacq5IUK4g.