bugün

iranda humeyninin başa geçmesiyle devlet teşkilatındakı oluşan kurumdur.bu kurumda siyasi idarenin başına toplumda rehber olarak görülen din adamları getirilir.ayetullahlar cumhurbaşkanı konumundadır. fıkıh ve ulema burada etkin söz sahibidir.
Velayet-i Fakih” yaklaşımı Ayetullah Humeyni tarafından formüle edilmiştir. Bu yaklaşımı
destekleyenlere göre Hz. Muhammedin tüm yetkileri (Hükümet kurmak, devlet başkanlığı
yapmak ve halk üzerinde tüm yetkilere sahip olmak) vefatından sonra imamlara devredilmiştir.
Bir başka deyişle Hz. Muhammedin yetkileri Hz. Aliye sonra Hz. Hasana ve sonra Hz.
Hüseyine daha sonra On iki imama en son olarak da Hz. Mehdiye ve şimdi Hz. Mehdi;nin
temsilcisi konumunda olan ve Velayet-i Fakih denen kişiye devredilmektedir. Humeyninin
formüle ettiği bu görüş iran islam Devriminden sonra sadece iranda uygulanmaktadır ve iran
anayasasına göre en üst makamdır.

“Merci-i Taklid” makamı şiilerin dini ve sosyal hayatta örnek aldıkları ve içtihadına uydukları
dini liderlerdir. Bir nevi kayıp On ikinci imamın yeryüzündeki temsilcileri olarak kabul
ediliyor. Bundan dolayı şii halk bu mercilerin birini fıkhi ve dünyevi işlerde taklit etmek
zorundadırlar.
devleti yönetenlerin ulemadan olmasının beis görülmediği usuli şii ekol den referans alan yönetimsel düzenleme. temel olarak, mehdi gelene kadar, açığa çıkabilecek kötülükleri layıkıyla yönetebilecek kişi ve ya grupların iktidarını kavramsallaştırır. kötülüklerin artmasını mehdi işareti olarak gören bahreyn / ırak / lübnan şiiliğinden farklı bir perspektif ve yapılandırmaya sahiptir. bunlardan yalnızca lübnan şiiliği ( temsilen, hizbullah ), ahbari şii ekolden olmasına rağmen, politik bir araç olarak usuli şiiliği benimser. ancak yine de mantıksal olarak farklı olduklarından söz edilebilir.
güncel Önemli Başlıklar