bugün

bu inek mısır yaprağıyla beslenmiş.
"çok nötr ve kekremsi bir tat" demiştir. her izlediğimde televizyonu mikrodalgaya atma konusunda düşünüyorum.
dışı çıtır, içi sulu..
işin gücün olmadan dünya' yı gezmekle kazanılabilecek betimleme kabiliyetidir. lezzet turizmi çok önemli, geleceğin turizmi bu diyor bir de herif anasını satayım biz temmuz' un sıcağında güneye bir hafta nasıl kaçarız onun derdindeyiz, başka alemde yaşıyor.

neymiş efenim en güzel bilmem ne soslu carbonara ve polenta yemek için, napoli deki viccenza usta' nın ocakbaşına mutlak gitmek gerekirmiş. yoğun olduğu zamanları bir hafta sonu mutlaka yaratırmış kendine gider yermiş.

yürü lan yürrü adamın asabını bozma !
vedat milor- "çok güzel. fransa'da bunu şaraplı lüdon sosu ile yaparlar." bolu'lu teyze:" o da güzel olur. *
fransızlar aşağı fransızlar yukarı...
yumurtanın tadından, tavuğun ne ile beslendiğini söylemişti. *
"hmm bunu ismet usta yaptı di mi" böyle derse şaşırmamak gerek resmen yemeği yapanı dahi bilecek.
cümlelerini tam hatırlamıyorum ama iç ve kuyruk yağından nefret eden biri olarak onu dinledikten sonra düşüncelerimden şüphe etmeye başlamıştım.
"çokk nöööt ve kekremsi bir tad"
milor , şık bir restorandaki şarabı tadıp "üzümün volkanik arazide iyi yetişmesi" ne dayanarak

"bu kırmızı şaraptaki "volkan tüfü" aromasını hissetteniz mi" demişti.
vedat milor tarafından tabağın dibi getirilmeden asla oluşturulamayacak tasfirlerdir.
dünyayı yer doymaz bir de beğenmez. neyin lezzet betimlemeleri. ağız şapırısı işte.
mehmet yaşin'in "damağım çatladı" veya "damağımda halay çekiliyor şu an" gibi tasvirimsilerden daha kötü olduğu gayet aşikardır..
"asiditesi yerinde."
(bkz: ağız şapırdatmak)

not: adamın ağzında tükürük bitmiyor, sürekli bir ıslaklık, fazlalık... yemekler güzel de o hâlini görünce benim midem kalkıyor.
kekremimsi öksürtük psişik ve algoritmik bi döner sizinkisi.
ben biraz daha etin içinin pembe olmasında hoşlanıyorum, ısırdığım zaman etin suyunu hissedebilmeliyim. bu biraz kuru gibi öyle değil mi?
etin ya da pidenin köftenin her ne haltsa "ısırdım mı yapı hafif akacak" derecede yağlı olması. adam dudaklarıyla yiyor ağzından yağ akacak gibi oluyor lan resmen.
- iç kıvamı dilin kıvrılma nüansını veriyor.
- kızarmış peynirin yoğunluğu ambiyansa uygun pişmiş.
- terbiye edilen et, kalp ritimlerini sarsarken, pişkinliği dilde kekremsi ürolojik bir tat veriyor.
- meyvelerin dış yüzeyi pötürlü bir tabaka ile kaplı, içi seni dışı beni yakar..
bu et yanılmıyorsam dana sırt demi. hakikaten enfes bir tat fakat sosu biraz fazla kaçmış gibi. sanırım sosta kullandığınız zeytinyağı badem ağaçları ile aynı bahçede yetişmiş zeytinlerden. ete acı bir tat vermiş çünkü.
Mmmm bu muhtemelen odun atesinde pismis, dübürÜmsü, az yagli, 8 aylik merinos kuzusu eti.